Sevgili meslek arkadaşlarım...
Neredesiniz yahu!..
Sizi bir türlü göremiyorum. Habercilik etiği yoksa çoktan toprağa mı verildi de haberim mi yok.
Cuma namazından sonra Gazeteciliğin vefat ettiğini söyleseydiniz ya toprağa suyunu dökerdim. Bir de duasını eder, hayatımın geri kalan yıllarımı çocuklarıma, torunlarıma anlatırdım. Ne çok şerefli Gazetecinin hayatlarını verdiklerini anlatırdım.
Dün 13 Mart günü İstinaf Mahkemesinde Yenilik Partisi Genel Başkanı ve geçmiş dönemlerde CHP Ardahan Milletvekili, Büyükelçi ÖZTÜRK Yılmaz'ın mahkemesindeydim. Haberiniz var mı?
Parti Genel merkezinde Genel Başkan öldürülmesi kastıyla saldırıda bulunan suçlu, hiçbir siyasi baskı olmadan, bireysel olarak saldırdığını, öldürmek istemediğini söyleyerek 20 yıla kadar alınması beklenen davada üç HAKİM, 4 yıla mahkum etti! İşi bitirdi.
Şimdiye kadar yattığı yıllar dikkate alınır ise, yakında Hapishaneden çıkıp, kim bilir arkadaşlarına “Parti Genel Başkanına dersimi verdim. Ona göre!” derse haber olarak ne yazacaksınız? Geçmiş olsun!
Sevgili okurlarım,
Bizim Gazeteci dostlarımın yemediği halt kalmadığı için bakın ÖZTÜRK YILMAZ’a saldırı yapıldığında Güven HASTANESİNE gelen meslek arkadaşlarım ne yaptı biliyor musunuz? Okuyun da aklınızda kalsın.
ÖZTÜRK Beye saldırıldığını öğrenince derhal kaldırıldığı Hastaneye gittim. Kendisi ile görüştüm ve Hastanenin kapısında görev yapan AA, TV kanallarının Muhabirlerine ne diyeceğimi ÖZTÜRK YILMAZ dikte ettirdi.
Aşağıya indim. Muhabirler benim yanıma geldiler, kameralar kuruldu ve ÖZTÜRK YILMAZ’ın öldürülmesi için yapılan saldırının ne olduğunu ve sağlık durumu hakkında bilgi verdim. Muhabir arkadaşların özel sorularını da cevapladım.
ÖZTÜRK Beye bu akşam ekranlarda olacağınızı bildirdim. Zaman geçti. Haber saatleri geldi. Bir de baktım ki, tek haber yok! AA olsun, TV kanallarından tek haber yok.
Siz Abdi İPEKÇİ’nin, Çetin ALTAN’IN, Çetin EMEÇ’in, Güneri CİVAOĞLU’nun, Hüsamettin ÇELEBİ’nin Hasan CEMAL’in, Ertuğrul ÖZKÖK’ün sizlere ne öğretti. Hiçbir şey, hatırlamıyor musunuz? Pes vallahi.
Tabi Adliye Muhabiri de hangi davanın ne gün, nerde ve saat kaçta diye araştıran da kalmamış. Ondan sonra etik Gazetecilik yapıyoruz diyorsunuz!
İsmet PAŞA’nın dediği gibi, “Hadi ordan, sende!” demekten başka söylenecek söz yok. Sonra Gazetecilik Hukuku üzerine panel düzenliyorsunuz, ahkam kesiyorsunuz.
Siz akademik Gazeteci dostlar, Makale Yazarları, Gazeteciler Cemiyetleri, Basın Konseyi, Muhabir gönderip, gelen haber kullanmama ödülünü hepinize şerefle veriyorum. Ödüller, Yeni Başkent Gazetesi merkezinde verilecek. Duyurulur.
Yenilik Partisi Genel Başkanı ÖZTÜRK YILMAZ dünkü Mahkemede alınan kararı Mahkeme Salonunda ayağa kalkarak isyan etti, Binadan çıkar çıkmaz ekranda tepkisini belirten Parti liderinin sözleri de bu gün ekranlarda yer almadı. Haber vermeyen Muhabirlerin maaşları ona göre daha da artıyorsa, söylenecek tabi ki bir şey yok. Gazeteciliği gerçekten toprağa vermişiz, Allah Rahmet Eylesin!
Bu arada söylemek istediğim bir başka konu var. Biliyorsunuz, ÖZTÜRK YILMAZ gençliğinden beri çok anlamlı sözleri kaleme aldığı şiirleri var…
Bir seferinde CNN Türk kanalında canlı yayının sonunda Moderatör, ÖZTÜRK Beyden kaleme aldığı bir şiirini okumasını istedi. Ben çok heyecanlanmıştım. ÖZTÜRK YILMAZ şiirini okudu ve güzel bir müzikle canlı yayın sona erdi.
Geçenlerde ÖZTÜRK YILMAZ bir başka şiirini klip yaptı ve ekranda Nazım HİKMET’in de bir fotoğrafını yerleştirmişti. “ÖZTÜRK YILMAZ ile Şiirleri” üzerine bir söyleşi çok keyifli olur diye düşündüm.
Ama ne diyeceksiniz. ÖZTÜRK YILMAZ’ın Politikacı olması ve kendi fikirlerden haz etmeyeceklerini hiç düşünmemiştim. Nazım Hikmet'te bir politikacıydı.
Dünyada sanatçıların çoğu yaşamında kalplerinde bir eser olarak pek görmezler. Öldükten sonra hayran olurlar.
Şiirlerinizin de bir gün taşlara kazılacağını göreceğimiz günlere.
Saygı değer okurlarım. İyi hafta sonları dilerim. Sağlıcakla kalın dostlar.