Toplum olarak, her yerde gergin ve kavgalı bir durumdayız! Kime dokunsak patlamaya hazır bomba gibi! Neden Acaba?
Ehliyet, Liyakat, Adalet, Hakkaniyet ve Nizam, devletin temelidir! Bunlar olmadan devlet, varlığını belki bir dönem fakat ilelebet devam ettiremez!
Nizam-ı Mülk Siyasetnamesinde; İşinin ehli ve gayretkeş, liyakatli ve takdire şayan, tecrübeli nice kişi atıl bırakılarak bir köşeye atılmıştır! Ne idüğü belirsiz, usul erkân bilmez, kör cahiller nice vazifeyi uhdesine almıştır! İşinin erbabı, soylu soplu, eline beline diline sahip, özellikle devlete makbul hizmetleri geçmiş, yararlıklar göstermiş ve dirayetli kimselerin bir kenarda işsiz güçsüz durması akla ziyandır, diyor!
Nizam-ı Mülk; İşinin ehli kişi, şayet işi tevdi ettiğim görevi almakta tereddüt ya da reddederse, cebren bu vazifeyi ona yüklerdim! Böylece hem mala ziyan gelmemiş hem reayanın huzuru muhafaza edilmiş olur!
Kadim TÜRK Devlet Yönetim töresi; kişilerin, siyasi, ırk, cemaat ve başkaca cahiliye taassuplardan kaynaklı bozulmuştur!
Yeryüzü ve Gökler, Adalet sayesinde ayakta durur! Adalet, bütün erdemlerin başıdır!
Adalet ve Nizam, Devletin temelidir! Adalet olmadan, bir Devlet varlığını devam ettiremez!
Kurumlar ancak Kurallar sayesinde ayakta kalır! Kuralların uygulanmadığı kurumlarda, Kaos vardır ve Adaletten bahsedilemez!
Adaletin olmadığı durum ve kurumlarda, zulüm var demektir! Zulüm ile ABAD olunamaz!
Adaletin olmadığı kurum ve toplumlarda, kaos ve karmaşa hakim olur! Adaletin olmadığı, kurum ve toplumlarda, sosyal barış temin edilemez!
Devlet, yalnız adalet ile sonsuzlaşır ve adaletsizlikle yıkılır!
Devlet, adalet ile yönetilir! Devlet yönetim sistematiğinde; Ehliyet ve Liyakat, sıradan ve öylesine bir kavram değildir! Ehliyet ve Liyakat için öncelikle eğitim gerekir!
Hz. Mevlana; Adalet, bir şeyi yerli yerine koymaktır! Adalet, ağaçlara su vermektir! Adalet, bir nimeti yerine koymaktır! Yani hakkı hak sahibine vermektir! Adaletsizlik ve Zulüm, dikene su vermektir! Adaletsizlik ve Zulüm, Bir şeyi layık olmayana vermek ve bir şeyi konmaması gereken yere koymaktır! Adalet ve Zulüm, hakkı hak sahibine vermemektir! Bu hal; sadece belaya – felakete ve helake, sebebiyet verir, buyurmaktadır!
Hadis-i şeriflerde; İşinin ehli olmayana, İş ve görev tevdi edildiği, verildiği zaman, kıyameti bekleyiniz! Emanet zayi edildiğinde kıyametin kopmasını bekleyin, buyrulur!
Ya Resul Allah, emanetin zayi edilmesi nasıl olur, denince; verildiği zaman kıyameti bekleyin, buyurmuştur!
Emanete riayet edilmez ve Görev Ehlinden başkasına verilirse, ilim; dine hizmet için değil de, para ve makam için öğrenilirse! Fasık ve ehil olmayanlar işbaşına getirilirse! Kötülüğünden korkup zalime hürmet edilirse, o zaman çeşitli belaya ya da helake maruz kalınır!
Peki, Toplum genelinde; ehliyetsiz – liyakatsiz ve kifayetsiz muhteris tiplerin her alanda iş bulduğu, işe alındığı ve üst makamlara getirilmekte olduğu konusunda bir endişe ve şüphe var mıdır?!
Hz. Peygamber (sav) efendimiz; Bir an adâlette bulunmak, altmış yıl, nafile ibadetten hayırlıdır, buyurmaktadır! Neden acaba?