Sinan TAVUKCU

Tarih: 09.05.2024 15:17

İİT ve Arap Birliği Gazze Temas Grubu’nun Dönüştürücü Rolü Sinan TAVUKCU

Facebook Twitter Linked-in

11 Kasım 2023 günü Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı(İİT) ve Arap Ligi(AL) üyesi devletlerin Devlet ve Hükûmet Başkanları Liderler Zirvesi’nin sonuç bildirgesi[[i]] son derece önemli kararları ihtiva ediyordu.

Ne yazık ki, Türk medyası pek çok kez yaptığı gibi bu defa da 31 maddelik Zirve Bildirisi’ni okumadan Zirve’nin boş olduğu, dağın fare doğurduğu yorumlarıyla pek anlamadan eleştirmişti[[ii]]. Halbuki o günden bugüne Birleşmiş Milletler, devletler ve uluslararası toplum nezdinde Filistin lehine oluşan havada bu kararların sahaya yansımasının büyük etkisi vardı.

Zirve Bildirisi’nde, İsrail’in yasadışı faaliyetlerini durdurmak, işgal altındaki tüm toprakları kurtarmak ve 4 Haziran 1967 sınırlarında bağımsız, egemen ve başkenti Kudüs-ü Şerif olan bir Filistin Devleti’nin kurulması ortak hedef olarak ortaya konulmuştur.

Zirve kararlarında, İsrail işgal ve saldırısının derhal durdurulması, barışın ve normalleşmenin sağlanması, işlenen suçların tespiti ve cezalandırılması için yeni mekanizmalar kurulması süreci yönetmek için atılan önemli adımlardı.

Bu mekanizmalardan en önemlilerinden birisi, Suudi Arabistan, Ürdün, Mısır, Katar, Türkiye, Endonezya ve Nijerya Dışişleri Bakanları’nın İİT ve Arap Ligi’nin tüm üye devletleri adına yetkilendirilmesiydi.

“Gazze Temas Grubu” adı verilen bu heyet, İİT ve Arap Ligi’nin tüm üye devletleri adına, Gazze’ye yönelik savaşın sona erdirilmesi ve kalıcı ve kapsamlı bir barışın sağlanması adına kabul edilen uluslararası şartnameler çerçevesinde ciddi ve gerçek bir siyasi sürecin başlatılması için uluslararası eylemde bulunmak için yetkilendirilmişti (11. Madde).

Bildiride; tüm İİT ve Arap Ligi üye ülkelerine, kolonici işgal yetkililerinin insanlığa karşı işledikleri suçları durdurmaları yönünde atılabilecek tüm diplomatik, siyasi ve hukuki önlemleri uygulama çağrısı da yapıldı (12. Madde).

Yazımızda ele alacağımız üzere, “İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Gazze Temas Grubu” olarak adlandırılan 7 bakandan oluşan bu yapı yürüttüğü temaslarla, çok kısa süre içerisinde pek çok ülkenin Filistin Meselesi ve Hamas’a bakışını ABD-İsrail etkisinden kurtararak Filistin lehine dönüştürmeyi başarmıştır. Bu başarıyı BM Genel Kurul kararlarında, BM Güvenlik Konseyi kararlarında, BM İnsan Hakları Konseyi kararlarında ve BM bünyesinde alınan Filistin ile ilgili diğer kararlarda görmek mümkündür.

İsrail aleyhine soykırım suçundan Lahey Adalet Divanı’nda dava açılmasında, İsrail’e silah tedarik eden ülkeler aleyhine soykırıma destek verdikleri iddiası ile açılan davalarda da Temas Grubu’nun dönüştürücü ve zulme karşı cesaretlendirici girişimlerinin etkisi büyük olmuştur.

Temas Grubu Üyeleri

İİT ve AL Gazze Temas Grubu üyesi ülkelerin temsilcileri; Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Ürdün Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Ayman Safadi, Mısır Dışişleri Bakanı Semih Şükrü, Endonezya Dışişleri Bakanı Retno Marsudi, Nijerya Dışişleri Bakanı Yusuf Maitama Tuggar’dı. Ziyaretlerde heyete Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Aboul Gheit ve Filistin Dışişleri Bakanı Riyad El Maliki de eşlik ediyor.

11 Kasım 2023’te sona eren İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Üyesi Devletlerin Devlet ve Hükûmet Başkanları Liderler Zirvesi’nin hemen ertesinde oluşturulan “Gazze Temas Grubu” hızlı bir tempo ile görevine yoğunlaştı. Tam bir ay sonra, 12 Aralık 2023’te toplanacak BM Genel Kurulu'ndan önce, olabildiğince fazla devlet ve uluslararası örgütle temas ederek işgalci İsrail aleyhine ve Filistin lehine duruş oluşturmaya çalıştılar.

Temas Grubu Üyelerinin Ziyaretleri

Temas Grubu İsrail işgalinin sonlandırılması, suçluların cezalandırılması ve iki devletli çözümün hayata geçirilmesine yönelik çabalarına, BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi ülkelerin başkentlerini ziyaret ederek başladı.

Heyet, 20-21 Kasım’da Pekin’de Çin Halk Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Wang Yi,  21 Kasım’da Moskova’da Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, 22 Kasım’da Londra’da Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı Cameron, Paris’te Fransa Cumhurbaşkanı Macron ve Fransız Dışişleri Bakanı Colonna ile görüşmeler yaptı. 27 Kasım’da Barselona’da Gazze konulu Akdeniz için Birlik 8. Bölgesel Forumu’na katıldı ve burada İspanya Dışişleri Bakanı Albares ile görüştü.

29 Kasım’da New York’a giden Gazze Temas Grubu üyesi bakanlar, Gazze’deki son gelişmelerin ele alındığı, Dışişleri Bakanı seviyesinde toplanan BM Güvenlik Konseyi oturumuna katıldılar. New York’ta, BMGK Dönem Başkanı Çin Dışişleri Bakanı Vang, Birleşmiş Milletler(BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, Washington DC’de ABD Dışişleri Bakanı Blinken ile de görüştüler.

Resim: Temas Grubu üyesi ülkelerin dışişleri bakanlarının Birleşmiş Milletler(BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres ile görüşmesi.

Kanada da temaslarını yürüten bakanlar 9 Aralık’ta Ottawa’da Kanada Başbakanı Trudeau ve Dışişleri Bakanı Joly’i ziyaret ettiler.

12 Aralık 2023’te toplanan BM Genel Kurulu oylamasında Filistin lehine alınan yüksek oy Temas Grubu’nu oldukça mutlu etmişti.

İskandinav ve Benelüks ülkelerinin daveti üzerine Temas Grubu 15 Aralık 2023’te Norveç'in başkenti Oslo'ya ziyaret gerçekleştirdi. Bu ziyarette, Belçika Dışişleri Bakanı Lahbib, Danimarka Dışişleri Bakanı Rasmussen, Hollanda Dışişleri Bakanı Slot, İsveç Dışişleri Bakanı Billström, İzlanda Dışişleri Bakanı Benediktsson, Lüksemburg Dışişleri Bakanı Bettel, Norveç Dışişleri Bakanı Eide, Finlandiya Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Salovaara ile bir araya geldiler.

Temas Grubu'nun burada yaptığı açıklamada; bu grubun artık sadece İİT ve Arap Ligi adına konuşmadığı vurgulanarak, Temas Grubu dünya kamuoyunun büyük çoğunluğunun sahiplendiği bir tutumu muhataplarına iletiyor, Gazze’de yaşanan durumu bütün açıklığıyla muhataplarının ve kanaat önderlerinin dikkatine getiriyor, İsrail’i sorgusuz biçimde destekleyen ülkelerin tutumlarını değiştirmeleri için baskı yaratıyor, denildi.

Yapılan açıklamada, söz konusu ülkelerin, Temas Grubu’yla diyalog arayışında olması Gazze ve Filistin’de yaşanan zulme yönelik duyarlılığın Batı Avrupa’da artmakta olduğuna işaret ettiği ifade edildi.  “Temas Grubu’nun, barış, adalet ve kalıcı çözüm vurgusu yaparak tam ateşkes ve barış sürecinin başlaması yönündeki çağrısı, sorunun bir an önce çözülmesine dair beklentinin dünyada giderek daha fazla yankı bulmasına imkan tanımıştır" sözleriyle Temas Grubu’nun çalışmalarının etkisine işaret edildi.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, New York’ta 23 Ocak 2024’te Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) Filistin konulu toplantısına katılıp ikili görüşmeler gerçekleştirdi.

05 Mart 2024’te Suudi Arabistan'ın Cidde kentinde düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı'nda alınan kararda "İİT-Arap Birliği Zirvesi"nde yetkilendirilen Temas Grubu’nun uluslararası girişimleri takdir edildi ve bu girişimlerin sürdürülmesi çağrısı yapıldı. Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Temas Grubu’nun faaliyetleri hakkında yaptığı konuşmada Gazze Temas Grubu'nun "sadece kınamalardan oluşan kısır döngüyü kıran" yenilikçi bir girişim olduğunun altını çizdi ve "(Gazze Temas Grubu) aynı zamanda bölgesel bir sahiplenme ruhu da yarattı." açıklamasında bulundu. Fidan, diplomasideki tüm araçların kullanıldığını vurgulayarak, "Bugün grubun çabaları sayesinde uluslararası toplumun ezici çoğunluğu, acil ateşkes ve iki devletli çözümden yana" ifadesini kullandı.

Toplantının karar taslağında, Türkiye'nin önerisi üzerine ihtilafın çözümünü teminen uluslararası barış konferansı düzenlenmesi çağrısı yapıldı ve bu çerçevede olası bir anlaşmanın uygulanması için garanti mekanizması ihtiyacının altı çizildi.

28 Nisan 2024’te Gazze Temas Grubu, Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) İcra Komitesi Genel Sekreteri Hüseyin eş-Şeyh, BAE Devlet Başkanı Şeyh Halife bin Zayid Al Nahyan'ın Diplomasi Danışmanı Enver Gargaş’ın da katıldığı Riyad'daki toplantısında; Filistin'in devlet olarak tanınması için atılabilecek adımları ve İsrail ile İsrail'e destek veren ülkelere karşı uygulanabilecek baskı unsurlarını görüştü. Yapılan açıklamada, uluslararası toplumdan, İsrail'e silah ihracatını durdurmak da dahil olmak üzere etkili yaptırımlar uygulanması talep edildi, Batı ülkelerinde Gazze'de savaşın ve İsrail'in işlediği ihlaller ve suçların durdurulmasını isteyen barışçıl göstericilere yönelik uygulamalarının endişe verici olduğuna dikkat çekildi.

Temas Grubunun Çalışmaları İle Gerçekleştirdiği Uluslararası Pozisyon Değişiklikleri

a-Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda pozisyon değişiklikleri

27 Ekim 2023’te BM Genel Kurulu'nda kabul edilen karar

7 Ekim Aksa Tufanı’ndan sonra, Ürdün tarafından ortaya koyulan ve Türkiye de dahil 50'ye yakın ülkenin eş sunucusu olduğu, Gazze'de acil, kalıcı ve sürekli bir insani ateşkes çağrısında bulunarak çatışmaların durdurulmasını talep eden karar tasarısı BM Genel Kurulu'nda 27 Ekim 2023’te oylanarak kabul edildi.

179 ülke oylamaya katılmış, tasarıya 120 Evet, 14 Ret, 45 Çekimser oy verilmişti.

BM Genel Kurulu'nda, uluslararası barış ve güvenliği etkileyen önemli konularda karar tasarısının geçmesi için 3'te 2 çoğunluk gerekiyor. Kabul edilen kararın bağlayıcılığı olmasa da Genel Kurul kararlarının siyasi ağırlığı bulunuyor ve uluslararası topluma güçlü mesaj veriyor.

12 Aralık 2023’te BM Genel Kurulu'nda kabul edilen karar

27 Ekim 2023 tarihli genel kuruldan 15 gün sonra, Mısır tarafından gündeme getirilen ve Türkiye de dahil yaklaşık 100 ülkenin eş sunucusu olduğu karar tasarısı 12 Aralık 2023’te BM Genel Kurulu’nun Özel Acil Filistin oturumunda oylanarak kabul edildi.

186 ülkenin oylamaya katıldığı oturumda karar tasarısına 153 Evet, 10 Ret, 23 Çekimser oy verildi. BM’ye tam üye 193 üyenin %80’i Filistin’den yana net oy kullanmıştı.

 

11 Kasım’dan sonra oluşturulan Gazze Temas Grubu’nun yoğun çalışmaları, 12 Aralık’ta toplanan BM Genel Kurulu’nda pek çok ülkelerin Gazze meselesinde pozisyonlarını hızla değiştirmişti.

Ret oylarında değişim

27 Ekim 2023'te BM Genel Kurulu'nda "Ret" oyu veren 14 ülkeden Fiji ve Hırvatistan’ın oyu 12 Aralık 2023’te yapılan BM Genel Kurulu oylamasında "Evet"e dönerken Macaristan, Marşal Adaları ve Tonga "Çekimser" hale geldi. 15 gün içerisinde 5 ret oyundaki radikal değişiklik son derece önemli pozisyon değişiklikleri idi.

Önceki oylamada  “Ret” oyu veren ABD, Avusturya, Çekya, Guatemala, İsrail, Mikronezya, Nauru, Papua Yeni Gine, Paraguay ise pozisyonlarını değiştirmedi.

Çekimser oylarda değişim

En büyük değişim çekimser kalan ülkelerde oldu. 27 Ekim 2023'te BM Genel Kurulu'nda "Çekimser" oy veren 45 ülkeden 22’si 27 Aralık’ta BM Genel Kurulu'nda yapılan oylamada oylarını değiştirerek "Evet" oyu verdiler. Bunlar; Arnavutluk, Avusturalya, Danimarka, Estonya, Etiyopya, Filipinler, Finlandiya, Hindistan, Irak, İsveç, İzlanda, Japonya, Kanada, Güney Kıbrıs, Kuzey Makedonya, Letonya, Moldova, Monako, Polonya, San Marino, Sırbistan, Tunus, Tuvalu, Vanuatu, Yunanistan, Zambiya ve Güney Kore oldu.

Bulgaristan, Cabo Verde, Kamerun, Gürcistan, Almanya, İtalya, Litvanya, Hollanda, Palau, Panama, Romanya, Slovakya, Güney Sudan, Ukrayna, Birleşik Krallık, Urugay ise "Çekimser" pozisyonlarını korudular.

27 Ekim 2023'te çekimser oy kullanan Haiti ve Kırbati 27 Aralık oylamasına katılmadılar.

Önceki oylamaya katılmayanların durumu

27 Ekim 2023'te oylamaya katılmayan Benin, Burundi, Jamaika, Kamboçya, Ruanda, Samoa ve Şeyseller 27 Aralık'ta BM Genel Kurulu'nda oylamaya katılarak "Evet" oyu verirken Liberya “Ret”, Togo ise “Çekimser” oy kullandı.

5 ülke (Burkina Faso, Esvatini, Sao Tome ve Principe, Türkmenistan ve Venezuela) her iki oylamaya da katılmadı.

b-Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde pozisyon değişiklikleri

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi 5 daimi üye ve 10 geçici üyeden oluşuyor.

BM daimi üyeleri; Rusya Federasyonu, Çin Halk Cumhuriyeti, Fransa, İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD).

BM geçici üyeleri; Ekvador, Japonya, Malta, Mozambik, Cezayir, Guyana, Güney Kore, Sierra Leone ve Slovenya’dan oluşuyor.

BMGK’da karar tasarısının geçmesi için 5 daimi üyeden hiçbirinin "hayır" oyu kullanmaması ve toplamda 9 "evet" oyu alması gerekiyor.

BM Güvenlik Konseyi’nde 16 Ekim 2023’ten 25 Mart 2024 tarihine kadar sunulan bütün ateşkes kararları ya ABD tarafından tek başına ya da İngiltere ile birlikte veto edildi.

İlk olarak Rusya'nın 16 Ekim'de sunduğu ve 'insani ateşkes' talep edilen karar tasarısına ABD, İngiltere, Fransa ve Japonya 'hayır' oyu kullanmıştı. Bunun ardından Brezilya'nın 'çatışmalara ara verilmesini' talep eden karar tasarısı, 18 Ekim'de ABD tarafından veto edilmişti. Ardından,  25 Ekim'de 'ülkelerin meşru müdafaa hakkına' değinen ABD tasarısı Rusya ve Çin tarafından, aynı gün Rusya'nın insani ateşkes çağrısı içeren eden karar tasarısı da ABD ve İngiltere tarafından veto edilmişti.

BM Güvenlik Konseyi, 15 Kasım 2023’te Gazze'de çatışmalara 'acil ve uzatılmış ara verilmesi' talep edilen karar tasarısını onayladı. Üç daimi üye Rusya, ABD ve İngiltere çekimser oy kullandı.

BM Genel Sekreteri Guterres, ilk defa BM Şartı'nın 99. maddesini işleterek BMGK'ye mektup gönderdi ve mektubunda, "Güvenlik Konseyi üyelerini insani felaketin önlenmesi için baskı yapmaya çağırıyorum ve insani ateşkesin ilan edilmesi talebimi tekrarlıyorum. Bu çok acil." ifadelerini kullandı. BAE ve aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 80'den fazla ülkenin eş sunucusu olduğu karar tasarısı, 8 Aralık 2023’te düzenlenen BMGK acil oturumda oylandı. Oylamada İngiltere “çekimser” oy kullanırken diğer 13 üye "evet" oyu kullandı, ABD kararı veto etti.

Cezayir'in sunduğu "tüm tarafların saygı duyması gereken acil insani ateşkes" talep eden bir başka karar tasarısı 21 Şubat 2024’te BM Güvenlik Konseyi'nin 13 üyesi tarafından desteklenirken İngiltere çekimser kalmış, ABD yine veto etmişti.

Nihayet, Güvenlik Konseyi'nin daimi olmayan üyeleri tarafından sunulan "Ramazan ayı boyunca, sürdürülebilir kalıcı bir ateşkese yol açacak, tüm tarafların saygı duyacağı şekilde derhal bir ateşkes” talep eden karar tasarısı 25 Mart 2024 günü BMGK’da oylandı. Karar, veto yetkisine sahip ABD’nin çekimser, 14 üyenin lehte oy vermesiyle kabul edildi.

Daha önce kararlarda sürekli veto hakkını kullanan ABD’nin çekimser kalması, veto ve çekimser oylar kullanan İngiltere’nin kabul oyu kullanması önemli bir değişikliği gösteriyordu.

19 Nisan 2024’e gelindiğinde BM Güvenlik Konseyi'nin daimi olmayan üyesi Cezayir, “gözlemci üye” statüsündeki Filistin'in BM’ye tam üyeliği için karar tasarısını BMGK'da müzakerelere açtı. Yapılan oylamada tasarıya 12 lehte oy ve iki çekimser (İngiltere ve İsviçre) oy verilirken, Güvenlik Konseyi'nin veto yetkisine sahip daimi üyesi ABD, karşı çıktı. Böylece Filistin’in BM’ye tam üyelik başvurusu reddedilmiş oldu.

c-BM İnsan Hakları Konseyi Kararı

Birleşmiş Milletler'in en üst düzey insan hakları organı olan 47 üyeli BM İnsan Hakları Konseyi kararlarında da İİT ve AL Temas Grubu’nun çalışmalarının etkisinin üye ülke oylarına yansıdığı görülüyordu.

Arnavutluk dışındaki tüm İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) üyesi ülkeler adına Pakistan tarafından Konsey Genel Kurulu'na sunulan ve "İsrail'e silah, mühimmat ve diğer askeri teçhizatın satışını, transferini ve yönlendirmesinin durdurulması"nı talep eden (A/HRC/55/L.30) karar tasarısı, 5 Nisan 2024 günü 6 aleyhte (Arjantin, Bulgaristan, Almanya, Malawi, Paraguay, ABD) oya karşı 28 oyla (Cezayir, Bangladeş, Belçika, Brezilya, Burundi, Şili, Çin, Fildişi Sahili, Küba, Eritre, Finlandiya, Gambiya, Gana, Honduras, Endonezya, Kazakistan, Kuveyt, Kırgızistan, Lüksemburg, Malezya, Maldivler, Fas, Katar, Somali, Güney Afrika, Sudan, Birleşik Arap Emirlikleri, Vietnam) kabul edildi. 13 ülke (Arnavutluk, Benin, Kamerun, Kosta Rika, Dominik Cumhuriyeti, Fransa, Gürcistan, Hindistan, Japonya, Litvanya, Karadağ, Hollanda, Romanya) çekimser oy kullandı.

ABD Büyükelçisi Michele Taylor yaptığı konuşmada, İsrail'e yönelik alışılmadık derecede sert eleştirilerde bulunması ve İsrail'in "sivillerin zararını hafifletmek için yeterli çabayı göstermediğini" söylemesi dikkat çekiciydi. ABD bile uluslararası kamuoyunda oluşan tepkiye duyarsız kalamıyordu.

d-Uluslararası Adalet Divanı (UAD) kararı

Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından 29 Aralık 2023’te Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı (UAD)’nda, BM Soykırım Sözleşmesi'ni ihlal ettiği, Gazze'deki Filistin halkına soykırım yaptığı gerekçesiyle İsrail aleyhine dava açıldı. 

İİT ve AL Zirve Bildirisi’nin 8, 9, 17’inci maddelerinde bu hususta alınan kararlar ile Gazze Temas Grubu’nun girişimleri davaya uluslararası desteği artırdı. Nikaragua ve Kolombiya, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin açtığı davaya müdahil olurken Türkiye ve İİT üyesi ülkelerin de içinde yer aldığı pek çok ülke davaya müdahil olmak için hukuki çalışmalarını tamamlamak üzereler.

Açılan davada, İsrail'in Gazze'deki askeri operasyonlarının derhal durdurulması için ihtiyati tedbir kararı çıkarılması istenmişti. Birleşmiş Milletler’in en üst yargı organı olan Uluslararası Adalet Divanı, 26 Ocak 2024’te verdiği kararında; İsrail aleyhine ileri sürülen iddiaların soykırımı “makul seviyede” ispatladığına hükmetti ve (İsrail'in) davanın düşürülmesi yönündeki talebini reddetti. UAD, İsrail’in saldırılarına maruz kalan Gazzelilerin, ((Filistinlilerin 1948 tarihli Soykırım Sözleşmesi kapsamında) Soykırım Sözleşmesi'nin 2. maddesindeki "korunan grup" tanımını karşıladığına, Gazze’deki felaket boyutundaki insani durumun tedbir kararı vermesini gerektirecek düzeyde “acil tehlike” teşkil ettiğine hükmetti. Ancak, doğrudan ateşkes emri vermekten kaçındı.

Güney Afrika Cumhuriyeti, “Gazze’deki feci yaşam koşullarının” giderek kötüleştiği gerekçesiyle 6 Mart’ta uluslararası mahkemeye başvurarak ek önlem talebinde bulundu. UAD, 28 Mart 2024 tarihinde 2’ye karşı 14 oyla verdiği kararında Gazze için ek tedbir talebini kabul etti. Uluslararası Adalet Divanı’nın “bağlayıcı etkiye sahip” kararında, İsrail'in BM ile koordineli bir biçimde Gazze'ye insani yardım konusunda gerekli ve etkili önlemleri bir an önce alması gerektiği vurgulandı.

Sonuç

İleride daha iyi anlaşılacağı üzere, 11 Kasım 2023 günü Riyad’da toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Üyesi Devletlerin Devlet ve Hükûmet Başkanları Liderler Zirvesi’nde Filistin’in geleceği için alınan kararlar ve atılan adımlar çok önemliydi.

İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Üyesi Devletler, Filistin meselesinin kendileri için “merkezi” bir konumda olduğunu, Filistin halkının bütün enerji ve kapasiteleri ile destekleyecekleri “kardeş”leri olduğunu, verdikleri meşru mücadelede Filistin halkının yanında yer aldıklarını,  4 Haziran 1967 sınırlarında kurulmuş bağımsız, egemen ve başkenti Kudüs-ü Şerif olan bir Filistin Devleti’nin kurulmasının ortak hedefleri olduğunu ilan ettiler. Bu hedefe ulaşmak için bir takım mekanizmalar oluşturdular. Bunlardan birisi de yazı konumuzu teşkil eden Gazze Temas Grubu idi.

Gambiya'nın başkenti Banjul'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) 15. Zirvesi'nde konuşma yapan Türk Dışişleri Bakanı ve Temas Grubu üyesi Hakan Fidan’ın, herkesi, İİT toplantılarında 7 Ekim'den bu yana alınan kararların hayata geçirilip geçirilmediğini denetlemeye davet etmesi bu zirvede alınan kararların ve Temas Grubu faaliyetlerinin bir strateji çerçevesine sahip olduğunu göstermektedir. Fidan konuşmasında, aldıkları kararlar uygulanmadığı takdirde bu toplantıların sadece İsrail'e daha fazla Filistinliyi öldürmek için ihtiyaç duyduğu zamanı kazandıracağını söyledi.[i]

İşgale karşı direnişin artık İsrail ve Filistin arasındaki bir savaş değil, “tüm dünyada zalimler ve mazlumlar arasındaki bir mücadele” olduğuna işaret eden Fidan,  Filistinlileri savunmak için safları sıklaştırmanın tüm ümmetin görevi olduğunu da belirterek "Bu bizim sınavımızdır. Birlik olabileceğimizi kanıtlamalıyız. İslam aleminin diplomatik yollar ve gerektiğinde zorlayıcı önlemler aracılığıyla sonuç alabileceğini göstermeliyiz. İslam tarihi yıkıcı bölünmelerle doludur. Bugün bu hataları tekrarlayamayız. Filistin davası bölgesel rekabetlere kurban edilemez. Hiçbirimiz Filistinlilerin kanı üzerinden aramızdaki meseleleri ya da rekabetleri çözme hakkına sahip değiliz. İslam aleminin dayanışması ve birlikteliği kaybolursa tek kazanan İsrail ve destekçileri olacaktır" sözleriyle İslam dünyasının sorumluluklarına dikkat çekti.

Gelinen noktada; İsrail’in sadece sivil Filistin halkına değil, BM görevlilerine, sağlık personeline, gazetecilere, din adamlarına, yardım görevlilerine karşı da işlediği acımasız cinayetler dünya kamuoyu vicdanını harekete geçirdi ve halklar İsrail’e ve soykırım işbirlikçisi kendi devletlerine isyan eder hale geldiler. Bir yandan kamuoyu baskısı diğer yandan Gazze Temas Grubu’nun yoğun girişimleri ile İsrail’e müsamaha gösteren pek çok ülke pozisyonunu değiştirmeye başladı.

Artık dünya kamuoyu, Filistin Devleti’nin kurulması hususunda mutabakata varmıştır. İsrail’i kayıtsız şartsız destekleyen ABD bile sadece zamanlama bakımından itiraz edebilir hale gelmiştir.

İşgalci İsrail devletinin ve sivil-asker sorumluların soykırım suçundan mahkum edileceği, işbirlikçisi devletler tarafından bile terk edilerek dünyadan izole olacağı, Filistin halkının egemen devletini kuracağı günler hızla yaklaşmaktadır.

Gazze Temas Grubu’da dahil olmak üzere bu büyük mücadelede hizmeti geçen herkese insanlık adına teşekkür borçluyuz.

Dipnot

[i] Bakan Fidan: İşgale karşı direniş tüm dünyada zalimler ve mazlumlar arasındaki bir mücadeledir

https://www.aa.com.tr/tr/politika/bakan-fidan-isgale-karsi-direnis-tum-dunyada-zalimler-ve-mazlumlar-arasindaki-bir-mucadeledir/3210066

[ii] Arap İslam Ortak Olağanüstü Zirvesi sonuç bildirgesi

https://www.iletisim.gov.tr/turkce/haberler/detay/arap-islam-ortak-olaganustu-zirvesi-sonuc-bildirgesi

[iii] Sinan TAVUKCU, İİT-Arap Ligi Ortak Bildirgesi Niçin Çok Önemli?

https://www.sde.org.tr/sinan-tavukcu/genel/iit-arap-ligi-ortak-bildirgesi-nicin-cok-onemli-kose-yazisi-52231


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —