ABD’nin 1776 yılında kurulduğundan bu yana hazırladığı tüm şeytani üçgen oyunları yavaş yavaş gün yüzüne çıkmaya başladı. ABD’nin arkasındaki şirket bütün oyunlarını ABD üzerinden oynuyordu. CEO’su ABD’nin bu oyunları oynayabilmesi için de planlarını oynatacak devlet lazımdı ve ABD bu devleti İngilizlerin eliyle 1948 yılında Filistin topraklarında İsrail’i kurdurarak oluşturdu. ABD aldığı tüm talimatları İsrail üzerinden oynamaya başladı. Ancak ABD’de de şirketin talimatlarına uymayan dört ABD Başkanı bir şekilde öldürüldüler.
Bunlar; 14 Mayıs 1865 Abraham Lincoln, 2 Temmuz William 1881 Mckinley, 19 Eylül 1881 James Garfield, 22 Kasım 1963 John Kennedy’dır. Bu başkanlar şirkete karşı gelen başkanlardı ve sonunda öldürdüler devamında ABD Başkanlığı’na gelen başkanlar artık sesini çıkartamadı. Ne zaman ki Trump seçildi ve ben ABD’nin 7 trilyon dolarını götürüp Ortadoğu’ya gömemem dedi, işte o zaman şirketin nasırına bastı ve Trump ikinci kez seçilemedi. Başı da beladan kurtulmadı. ABD’de seçilen her başkan şirketin emirlerine uydular ve sıra önce İsrail devletini kurmak, ardından da büyük İsrail devletini kurma planlarına geldi. Önce Osmanlı’yı bitirmek, sonra Ortadoğu’yu ele geçirmek için düğmeye bastılar ve birinci Dünya Savaşı başladı.
Bu savaşta Osmanlı’nın can çekiştiği dönemlerde ve Türkiye’de bir Osmanlı Komutan çıktı ve birinci dünya savaşında Türkiye yeniden şahlandı. Bu komutan Mustafa Kemal Atatürk’tü. Şirket Atatürk’ün ne kadar akıllı ve başarılı olduğunu gördü ve Atatürk’e 15 Haziran 1926 tarihinde şirketin maşası olan Çerkez Ethem isimli kabadayı vasıtasıyla İzmir’de suikast girişiminde bulundular. Çünkü şirketin en büyük hedefi Ortadoğu’da Büyük İsrail devletini kurup bütün Ortadoğu’yu, hatta dünyayı büyük İsrail devletiyle yönetebilmenin ancak büyük İsrail devletinin kurulması ve Ortadoğu’yu ele geçirmekle olabileceğini çok iyi bilen şirket, 1948 yılında Filistin topraklarında ve İngilizlerin eliyle İsrail devletini kurdurdu. Arkasından da Ortadoğu’daki devletleri çeşitli bahanelerle tek tek parçalama planları yaptılar. Önce Irak, Libya, Suriye, Mısır gibi ülkeleri parçaladılar ve şirket bu ülkeleri kendi himayesini altına aldı. Ancak daha önce Türkiye’yi susturmak için Atatürk’e düzenlenen suikast ardından 1960’lı yıllarda askeri darbeyle Menderes ve arkadaşlarının idam edilmesi, daha sonra Özal döneminde Özal’a Kartal Demirağ suikastı ve yakınında olan vatan için canını seve seve verecek Uğur Mumcu, Eşref Bitlis Paşa, Adnan Kahveci, Muhsin Yazıcıoğlu, Recep Yazıcı beylerin ölümü ve 1993 yılında Özal’ın şüpheli ölümü, Türkiye’ye verilen göz dağları oldu. 1990’lı yıllardan 2007 yılına kadar ABD, Türkiye’ye her türlü oyunları İsrail üzerinden oynayabiliyordu.
2007 yılında Erdoğan’ın Milli İstihbaratın başına Hakan Fidan’ı getirmesiyle İsrail’e istihbarat bilgi akışının kesilmesi, arkasından Erdoğan’ın 2009 yılında Davos’ta bütün dünyanın gözü önünde İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Perez’e “One Minute” deyip, ardından “Siz Çocukları Öldürmeyi Çok İyi Bilirsiniz” demesi arkasından da 2013 yılında New York’ta Birleşmiş Milletler’in 74. Toplantısında yine dünyanın gözü önünde “Dünya Beşten Büyüktür” demesi piramidin tepesindeki şirketi ve büyük CEO ABD’yi tedirgin etmiştir. Şirketin en büyük CEO’su ABD bu kez önce Türkiye ile Rusya’nın arasını açabilmek için maşalarına Rus Büyükelçisini Türkiye’de öldürterek, Türkiye ile Rusya’yı birbirine düşürmek istemesini gören Erdoğan ve Putin bu oyuna gelmemişler, daha da samimi olmuşlardır.
Şirket bu kez Ukrayna’yı NATO’ya alacağım diyerek Rusya’yla savaşa başlattı çünkü, Ukrayna’ya Türkiye’den birçok İHA ve SİHA satılmıştı. Ukrayna’nın bu İHA ve SİHA’ları kullanarak Türkiye ile Rusya’yı karşı karşıya getirme planına Putin ve Erdoğan’a geçit vermediler. Şirket bir şekilde üçüncü dünya Savaşı’nı çıkartmak zorunda olduğu için İsrail’i devreye sokup İsrail’i Filistin’e ve Gazze’ye saldırttı. İsrail’in Filistin’e saldırmasında da İran’ı kullandığını düşünüyorum. İran ve Hamas’ın İsrail’e füze atarak savaşın meşalesini yakıp Filistin’i topraklarından tamamen silmek istemesi ve resmen soykırım yapması, NATO ve ABD’nin bütün mahkemelerinn İsrail’e savaşı durdur deyip savaş suçlusu olduğuna karar verdiğinde, ABD’nin tek başına bu kararları veto etmesi ve kararlarının yok sayılmasının arkasında tüm batıyı batıyı yönetenin şirket olduğu için kimse ABD’ye karşı sesini çıkartamıyor. Çünkü talimat şirketten geliyor.
Şirket İran’ı düşman göstererek planlanan bütün oyunlarını İran üzerinden oynaması ve İran’ın Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin öldürülmesi, arkasından İran’ın Suriye’de İran toprağı olan konsolosluğuna saldırılması ve iki önemli general 7 Dverim muhafızı ve toplamda 16 kişinin öldürülmesi sonrası İran’dan hiçbir karşılık gelmeyince bu kez de İran Cumhurbaşkanı Reisi’nin helikopterine suikast düzenlenerek öldürülmesine de şu ana kadar İran’dan hiçbir ses çıkmadı. Reisi’nin öldürülmesi olayına ilişkin İran dini lideri Hamaney’in baskı altında olduğundan şüphelenmeden geçemeyeceğim. Bütün bunlara rağmen bugün bile İran’ın hala ikili oynayıp perde arkasından İsrail’e destek verdiğinin söylenmesi çok düşündürücüdür. Çünkü şirket oynadığı bütün oyunlarda Türkiye’ye diz çöktüremeyeceğini anladı. Erdoğan bütün oyunları görüp Irak’a giderek çok önemli anlaşmalara imza attılar. Ortadoğu’da ABD’nin silahlı gücü olan PKK, PYD, YPG terör örgütlerini bitirme kararı aldılar. Bunu gören CEO ABD Ortadoğu’da Kürdistan yani Teröristan sözde devletini kurmak için eğittiği 9 önemli timini Türkiye’ye Ağrıya gönderdi. Türkiye’yi kan gölüne çevireceklerdi. İstihbarat güçlerimiz nasıl ki Türkiye’yi karıştırmak için Türkiye’ye gelen onlarca MOSSAD ajanlarını yakalayıp gerekli dersleri verdiler bu 9 ölüm timini de aynı şekilde öldürdüler.
Bütün bu oyunların boşa çıkması şirketi Rusya’ya yönlendirdi. Çünkü Putin, üçüncü dünya Savaşı’nın çok yakın olduğunu belki 2024 yılının sonlarına doğru böyle bir tehlikenin olacağını gördü. Önce Çin’e gitti, Çin’den sonra Kuzey Kore’ye gitti ve Kuzey Kore Başkanı Kim Young ile görüştü ve anlaştı. Anlaşmada Rusya veya Kuzey Kore’ye herhangi bir saldırıda bulunulması halinde kendisine saldırılmış kabul edilecek kararı aldılar. Putin’in ayrıca Erdoğan’a da çok samimi tavırlar sergilemesi Çin, Rusya, Türkiye, Kuzey Kore’yle Orta Asya’yı, Batı’ya karşı bir güç birliği oluşturmak için görüşmeler büyük bir hızla ilerlerken, Rusya ve Çin’in ticaretlerinde Çin parası Yuan kullanacağı söylentileri batıyı tamamen çıldırtmıştır.
Rusya’ya gözdağı olarak ABD’nin maşası olan terör örgütleriyle önce bir düğün salonuna saldırdılar. Son olarak Rusya’nın da Dağıstan bölgesinde eş zamanlı sinagog, kilise ve polis noktasına saldırılar düzenleyerek Putin’e gözdağı vermek istediler. Ancak Putin de Türkiye gibi ABD’nin bütün oyunlarını bozacaktır. ABD, üçüncü Dünya Savaşı çıkartmak istemesiyle nasıl kendisinin sonunu hazırladığını görecektir. Çünkü artık Türkiye, Çin, Rusya, Orta Asya, hatta Avrupa ülkelerinin bazıları gerçekleri ve ABD’nin nasıl tehlikeli oyunlar içinde olduğunu görmeye başladılar ve üçüncü dünya savaşında saflarını belirleyeceklerdir. Eğer üçüncü Dünya Savaşı çıkarsa ABD diye bir ülkenin kalmayacağını düşünüyorum. Çünkü ABD’nin dolar imparatorluğu bittiğinde ABD zaten bitmiş olacaktır.
17 Eylül 2024 çok sıkıntılı geçebilir. Batı’ya karşı oluşturulan güç birliği ülkelerinin İran konusunu çok iyi düşünmelerinin önemli olduğunu düşünüyorum.
