Nasıl ki Reza Zarrab 4 Aralık 2017 yılında ABD'ye kaçırıldığı söylendiyse şimdi de FETÖ Pensilvanya'dan öyle kaçırılmıştır. Aynı senaryo aynı oyunlar. Piramidin tepesinin en büyük başarısı insanları kullanıp işi bittiğinde çöpe atmaktır. FETÖ'nün de işi bitti ve kaçırıldı bahanesi ile çöpe attılar. Zarrab hem Türkiye'de hem Birleşik Arap Emirlikleri’nde yönettiği şirketler ağı ile yaptırımların etrafında dolaşmakla suçlanmıştı. Zarrab'ın yaptırımları ihlal ettiği söylenen şirketlerden birisinin de Royal Holding A.Ş olduğu söyleniyordu. Zarrab’ı tutuklamak isteyen Preef Bhara, Zarab’ı kara para aklamakla suçlayarak beraberinde Kamelya Camşidi ve Hüseyin Necefzade’yi de suçlamıştı. Bunlar İran'a uygulanan yaptırımların etkisini azaltıyorlar diyerek, “Reza Zarrab çok yakında ABD yargısı ile yüzleşecek” sözüyle 4 Aralık 2017 tarihinde Zarrab “sözde” ABD’ye kaçırılıyor. Şimdi dönemin ABD Ankara büyükelçisi olan Ricciardone'ye ve Rıza Zarrab’a soruyorum,
17 Aralık 2013 tarihinden önceki dönemlerde Türkiye'ye yapılan yüksek meblağlarda ki para transferlerinde Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının ve ABD yetkililerinin bilgisi var mıydı? Örneğin Türkiye'de faaliyet gösteren bir şirket Başbakanın bilgisi dışında ABD'nin PHİLADELPHİA şehrindeki bir adreste bulunan bir vakıftan 1 milyar 100 milyon Euro Türkiye'ye para getirdi mi? Bu para getirildiyse hangi Bakan ve Zarrab arasında yapılan özel bir sözleşme ile mi getirildi? Eğer böyle bir para getirildi ise bu para nerede kullanıldı ve şimdi nerede? Bu transferlerden ABD’nin Türkiye Büyükelçisi olan Riccardione’nin bilgisi var mıydı? Yapılan tüm yazışmaların bir nüshası bu büyükelçiye veriliyor muydu? Bu organizasyonu FETÖ'nün ekibi mi yapıyordu? Amaç Türkiye'yi kara para aklamakla suçlamak mıydı? Eğer böyle bir para getirildi ise Başbakandan niçin saklandı? bu para transferinin tüm evrakları ve dokümanları Gülen Cemaati ile bağlantılı ABD'deki bir kuruluştan, İstanbul'da Sözde İranlıların sahibi olduğu bir şirket adı altında mı gösterilmiştir?
İstanbul'daki şirketin sahibi İranlılar gösterilse de esas sahibi Reza Zarrab mıdır? Yoksa Zarrab bu şirkete gizli ortak mıdır? Aslında bu para transferinin kendi başına önemi yoktur, ancak aynı dönemlerde yapılan başka bir işlem son derece manidardır, bu eylemlerle Türkiye Cumhuriyeti’nin kara para aklayan bir ülke konumuna sokularak ve ayrıca İran’a olan ambargoyu delmekle suç mu oluşturulacaktı? Aslında kısmen de başarılı olduklarını sandılar ama yanıldılar. Zarrab’ı ABD'ye götürdüler, tutukladılar diye söylüyorlardı ben o zaman da yazmıştım. Zarrab ABD'de itirafçı olacak ve Krallar gibi karşılanacak demiştim. Çünkü bu Zarrab üzerinden oynanan bir oyunun parçasıydı. Şimdi ikinci Zarrab vakası olan FETÖ'nün sözde kaçırılma yalanına biraz değinmek istiyorum.
Değerli okurlarım her yazımda piramidin tepesinden bahsediyordum, işte piramidin Tepesi ve CEO'su ABD Bütün planlarını 50 Yıl 100 yıl sonrasına göre yapar FETÖ planı da 1962 yılında başlamıştır. Bugüne kadar şirket FETÖ’ye her konuda hem destek verdi hem de yol verdi yani şirket FETÖ’ye 72 yıl yol verdi ve bugün FETÖ'nün yıllık bütçesinin 200 milyar dolar olduğu söyleniyor. Ayrıca 120 ülkede faaliyetlerinin olduğu söylenmekte bu taşınmazların 250 milyar dolar civarı olduğu anlamına gelmektedir. FETÖ terör örgütü elebaşını şirket kaçırarak böyle bir hata asla yapmaz ama FETÖ öldü ise İşte o zaman FETÖ'nün bütün dünyadaki mal varlıklarını ABD'de toplamak için FETÖ'nün Avrupa ayağı naaşını saklayarak kaçırıldı, büyü yapıldı bahanesiyle FETÖ'ye karşı yaşıyor gibi gösterip bütün mal varlığını ABD'de toplama bahanesi ile uydurulmuş olabilir. Kim ve kimler hangi grup, ne yaparsa yapsın, CIA’nın bilgisi dışında hepsi boştur. Şirket 72 yıl emek verecek, ben yemedim sizler yiyin mi diyecek? Asla! Şirket böyle bir olaya izin vermez ama CIA'nın bilgisi dâhilinde saklanmış olabilir çünkü FETÖ'nün ABD için artık işi bitmiştir. FETÖ'yü 1962 yılından beri beslemelerindeki hedef nasıl ki Irak'ta Kesnizani tarikatı (örgütü) ile bir mermi atmadan Saddam ve Irak’ı teslim aldı iseler Türkiye'yi de FETÖ ile aynı planlarla teslim alacaklardı. Türkiye uyandı ve buna fırsat vermedi, şimdi artık ABD için FETÖ'ye ihtiyaç kalmamıştır. Şimdi FETÖ'nün, piramidin tepesinin desteği ile bu dünyada sahip olduğu mal varlığına el koyma oyunları başlamıştır. Çünkü Piramidin tepesi FETÖ üzerinden çok büyük planlarla 15 Temmuz darbesi aracılığıyla Ortadoğu'da teröristan devleti kurmayı planlamıştı. Eğer başarılı olsaydılar kapılarımızda on binlerce terör provakatörleri hazır bekliyor olacak ve sınırlarımızdan içeri girip Türkiye'de güven kalmadı imajı yaratacak, devamında önce Hatay düşürülecek, ardından Kuzey Kıbrıs ve sonunda ise FETÖ İran'da Humeyni’nin dönüşü gibi Türkiye'ye dönecekti. Ardından Türkiye Piramidin Tepesi şirketin her istediğine boyun eğecek orta doğuda büyük İsrail Devleti kurulup bütün dünyaya büyük İsrail devletince valiler atayarak, bütün Ortadoğu’yu yöneteceklerdi. Darbede başarılı olamayınca Suriye'nin kuzeyinde koridorlar açarak, Türkiye'yi bataklığa sürüklemek istediler ama Türkiye güçlü bir ülke olduğunu burada da göstermiştir. Şirketin bütün oyunlarını bozmuştur. Şimdi esas savaş FETÖ’nün kurmayları ile CEO (ABD) arasında FETÖ'nün söylenen 200 milyar dolar bütçesi ve 250 milyar dolar tahmini mal varlığını kapma savaşı başlayacaktır. Kimin yöneteceği kavgasına hem kendi içlerinde hem de hiç beklemedikleri Piramit’in tepesi yani FETÖ’yü bugünlere getiren şirket ile kavga edip kapma savaşını gireceklerdir. FETÖ'nün Avrupa ekibinin söylediği gibi FETÖ öldü diyerek Türkiye'ye kaçırılmış olabilir mi? Bu da ihtimaldir bu demektir ki FETÖ’nün ölümü de, yaşaması da artık bundan sonra çok kavgalı olacaktır. Ama şirket 72 yıl emek verip de bu serveti başkalarına yedirmez sonuç olarak çok canlar yanacaktır.
