Değerli okuyucularım; Biz biliriz ki inanç sistemi hayatımızın belirleyici bir sürü kararlarını işgal eder, yani belki de bizi biz yapan unsurların yapı taşlarını inşa eder. İnsanoğlu hayatı boyunca birçok şeye inanma ihtiyacı duymuş evrimselleştikçe doğruyu, doğru inancı bulma konusunda en ileriye ulaşmıştır. Hayatımızın her karesinde verdiğimiz kararların içinde inanç sistemimizin rolü çok büyüktür, bu yüzdendir ki ülkemizdeki insanların birçoğunun tabii olduğu İslamiyet’in doğru anlaşılması, dogmalardan ve ön yargılardan ayıklanarak en güzel şekilde en anlaşılır ve orijinaline en yakın bir biçimde ortaya konması ve bizim tarafımızdan da anlaşılır kılınmasında fayda vardır. Ebetteki yapmamız gereken bence elimizdeki en büyük kaynak olan kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’i iyi okumak, iyi anlamak ve iyi sindirmekle olur. Şunu unutmayalım ki doğru yorumladığımız ve anladığımız için düşünce sistemimiz bize hayatın her evresinde rehberlik edecektir. Bizim anladığımız severek okuduğumuz kutsal kitabımız, kim bize ne kadar fetva verirse versin, biz kalbimize danıştığımızda Allah aşkına yönelecektir. Çünkü bize verilen en kıymetli hazine akıldır. Biz hiç aracı koymadan aklımızla vicdanımıza danışarak doğruyu bulacağız. Aşk ile okuduğumuz her şeyi akıl süzgecinden geçirip sorgularsak daha iyiye, daha ileriye gitmemiz daha garantili olacaktır.
İnsanoğlu meraklı bir varlıktır ve bu merak bilinmezlikle ilintilidir. Bu çağda bile çağın bilinmezliğine doğru çok büyük devrimler yapmıştır. İnsanoğlunun zekâ seviyeleri arttıkça idrak kabiliyeti de artmaktadır. Çok üzücü bir durumdur ki 1400 yılda İslam âlimleri büyük eserler vermiş, karanlık çağı yaşayan Avrupa insanlarına ışık olmuş, hatta onlardaki bilimin temelini atmışlardır. Kendileri maalesef bu çağdan sonra gittikçe gerilemiştir, bunun en büyük nedeni de sanıyorum İslam toplumu okumayı sevmemiş ve okumayı teşvik etmesinden kaynaklanan zorlukları yaşamıştır. Halbuki oku emri kutsal kitabımızın ilk emridir. Kur’an ayetlerini düşünün “Bunda düşünenler için hikmetler ibretler vardır” denmiştir. Hangimiz bu olguları yerine getiriyoruz maalesef hayır.
Allah’ın bize verdiği bu serveti doğru yönde anlamaz ve kullanmazsak yerimizi kötü fırsatçılara verir onların bu kötülüklerine zemin hazırlarız. Allah katında yeryüzünde debelenen canlılarının en kötüsü düşünmeyi düşünmeyen sağır ve dilsizlerdir oysa bizler tanrının ruhundan üflediği en eşsiz varlıklarız. Kendimizi başkalarının düşünce ve inanç sistemine teslim edersek Tanrı’yı inkâr yönünden adımlarımızı atmış oluruz. İnsanımız okuma ve düşünme yoksunluğundan uzaklaşmazsa, gerçeği bulacaklardır. Bir de şunu unutmayalım ki güzel dinimizin en büyük bütünleyici faktörü temel direnç noktası güzel ahlaktır, sana ne kadar fetva verirlerse versinler sen kalbine danış sözü burada herhalde en kıymetli sözüdür canlarım.❤