Hayatın birçok şeyinin eksik olduğunu,
Yarım kaldığını,
Hatalı yapıldığını söyleriz!
Genelde her şeyden,
Her işten,
Şikâyet edebiliriz.
Şikâyetçi olmadığımız,
Kabullendiğimiz,
Severek katıldığımız…
İşte bu dediğimiz,
Kaç konu var?
Muhtemel pek yok, olsa da az..
*
Her konuda bir sıkıntı olduğunu,
Yanlış olduğunu
Hep söyleriz ya da söyleyenleri destekleriz
Ama bir tek konuda,
Derdimiz olmaz…
Şikâyetimiz olmaz…
Sıkıntımız olmaz,
Eleştirimiz olmaz,
Değişmesini istediğimiz alanı olmaz,
Olduğu gibi kabul ettiğimiz,
Bir tek şey var;
Kendi aklımız.
Ne garip değil mi?
Hepimiz her şeyden şikâyet edebiliyoruz...
Ama hiç birimiz kendimizden şikâyetçi değilizdir.
“Bana verilen akıl eksik, bu nedenle böyle yaptım”
“Ben o işi yanlış yaptım, aklım ermedi, dediğimiz de yoktur.
Akıl da, aşkta insanlara hep aynı mı verildi acaba?, bunu bilen de yok.
Ayrılıklarımızda dahi tek suçlu karşı taraftır…
Biz hep masum çocuklar oluruz…
*
İnsan aklı
Merhamet, sevgi ve aşk duygusu
Sevebilme yeteneği,
Şiddete meyilli olma durumu
Mutlu olma becerisi
Neden farklı?
Dünyanın bir yani zevki sefa da yaşarken
Diğer tarafı neden sefalet içinde yaşıyor!
Kimi yerde özgürlük, kimi yerde kölelik..
Kimi yerlerde geçim derdi, yiyecek bulma sıkıntısı varken
Bir yanda fazla kiloların stresi yaşanıyor.
Kimi yerlerde gelecek korkusu yaşanırken,
Kimi yerlerde zenginlik gitgide büyüyor
İnsanın insanla olan kavgasını
Ve insanın doğayla savaşını da
Bir türlü bitiremedi insanoğlu
Oysa insan her yerde aynı insan
Bu farklı yaşamlar nasıl oluştu?
*
Kim kurtaracak insanı?
Beklenen kim, gelecek olan biri mi var?
Hangi akıl kurtaracak insanı?
Dünya’ya huzuru kim getirecek?
İnsan aklı eşit mi dağıtıldı?
Yoksa farklı mı?
İnsanların eşit olduğunu yazar yasalar
Hangi eşitlik?
Akıl olmayınca eşitlik olur mu?
