Uzatıp sulandırmadan kısa kısa yazmaya çalışacağım.
Şu an konuşulan, hatta hatta eli kulağında olan İsrail'in Lübnan'a daha doğrusu; Lübnan'daki Hizbullah'a saldırısı.
Sebep, Hizbullah’ın İsrail'deki sivillerin üzerine roket atıp 12 sivili öldürmesi sonucu İsrail'in intikam hırsı!
30.000 sivili öldüren İsrail'e ne yapmalı o ayrı da ben, savaşın başlangıcı olan Hamas saldırısında olduğu gibi bunun da İsrail haricinde başka bir örgüt tarafından yapıldığı konusunda şüpheliyim.
Neden mi?
İsrail, ölen askerlerin, tam sayısını, haberlerini verip görüntülerini paylaşmıyor da niye sivilleri paylaşıyor.
Sebep basit; Dünya kamuoyunda, zayıflık, mağduriyet ve güçsüzlük görüntüsü değil de; haklılık ve mağduriyet oluşturmak.
Bundan önce de;
2006’da da İsrail, Hizbullah'a saldırdı ve Hizbullah İsrail'i darmaduman etti ve İsrail zar zor kaçtı!
Şimdi ise Hizbullah 2006’daki durumundan çok daha güçlü.
Şu an ise, Hizbullah’a karşı 1.000 tank, saldırmak için emir bekliyor.
İsrail'i medyanın şişirmesinden süper güç diye biliyoruz, ama anlatıldığı gibi süper gücü olsaydı iki günde İstanbul’un Fatih’i kadar olan yeride alır hakimiyetini de, hakim olduğu alanın da, kendi askerinin de güvenligini bir senede sağlardı.
Şu an gördüğümüz ne; Gazze’de aldığı yerlerden bile belirli bir süre çekilmek zorunda kalıyor.
Korktuğu, hatta deniz suyu bakacağız dediği tünellerin ancak %15’ini halledebilmiş; % 85’i öylece sapasağlam duruyor.
Biz gene de medyanın şişirmesinin beynimizdeki etkisiyle süper güç diyemesek te sözde süper güç diyelim!
Tamam, sözde de olsa İsrail süper güç te;
Hizbullah kim;
Öyle basit değil,
200.000 kişilik orduya sahip, elinde 200.000 kadar roket olduğu söyleniyor.
Bir defa İsrail, Hizbullah'a karşı uzun süre savaşacak 200.000 kişilik asker çıkaramaz.
Füzeye gelince; Hizbullah'a da var; Hizbullah'taki füze ve roketler karşı neyine güveniyor?
Demirpençe hava savunma sistemine!
İyi de onun da etkisi sınırlı.
Önce füzenin ne olduğu, nereye düşeceğini hesaplayacak, verilere göre odaklanacak kadar vakite ihtiyacı olan Demirpençe, İsrail sınırına yakın yerlerden atılan roket ve füzelere karşı etkili olamaz; hele hele aynı anda atılan yüzlerce fuzeye karşı kafası karışır hiç etkili olamaz.
Hizbullah’ın hinderlandı çok geniş. Yani, arkası im yardım alabilecek de lojistik destek alabileceği ülkelerle dolu.
Aynı zamanda da değişik isimlerde bulunan birçok kendi ideolojisine uygun kardeş örgütler de var.
Bu yüzden;
İsrail, tek başına savaşmaya kalksa acınacak hale düşer.
İsraili'in, kazanma, söyledikleri gibi de Hizbullah'ı ortadan silme gibi şansı da hiç yok!
Bu yüzden de;
Diğer emperyalistlerin yardımına ihtiyacı var o yüzden, Netanyahu'nun ABD’yi kildir kildir gezip destek istiyor.
ABD ve emperyalistler, Suriye ve Irak’ta yeterince sığınak yapamadıklarını Türkiye’nin güneyinde oluşturmak istedikleri teröristan devletinin alt yapısını özellikle de Türkiye'nin karşı adımlarından kaynaklı yeterince oluşturamadıkları;
Hizbullah'ı yenmenin yolunun lojistik bağlantılarını kesmekten, uzun süreli çembere alıp boğmaktan geçtiğini ve bunun da şu an mümkün olmadığını bildikleri için; İsrail'in, Hizbullah'a, Lübnan’a saldırmasını çok erken buluyorlar.
Ayrıca, özellikle Suriye ve Irak’taki üslerinin açık hedef olmasından, bunun da özellikle de zaten ABD’de azımsanmayacak İsrail karşıtlığı varken, bir de ABD askerlerinin cenazelerinin gelmesiyle bu karşıtlığın artıp, ABD seçimlerini etkilemesinden korkuyorlar.
Peki, ABD ve müttefikleri madem böyle niye İsrail’e özellikle de Netanyahu’ya tam manasıyla engel olmuyor; açık kapalı destek okuyor?
Çünkü, onlara da sacma gelse de Armagedon, Avenjelizm diye diye, ABD ve müttefiklerinin menfaati olan uzak BOP projesi ve teröristan devletinin kurulmasına hizmet ettiğinden; İsrail ve Netanyahu’yu yalnız bırakıp Ortadoğu’daki menfaatlerinin temsilcisi İsrail’i küstürmek; super gücüm dese de tek başına kaldığında bir sey yapamayacağından karşıdakine hap yapmak istemiyorlar.
Peki,Netanyahu bunları bilmiyor mu?
Tabiki biliyor, Netanyahu'nun, savaş suçundan yargılanmaması için dokunulmazlık zırhına ihtiyacı var.
Bunun içinde;
“çocuk kanında bulaşmış koltuk kavgası” adlı yazımda aylar öncesinde belirttiğim gibi;
Çevresini konsolide etmesi, savaş yoluyla İsrail’in devlet başkanı olduğu algısıyla, daha once de defalarca seçim zamanını iptal ettirdiği gibi dolayısıyla bu kanlı savaş ortamında seçim mi yapılır diyerek koltuğunda devam etmesi İsrail devlet başkanı koruma zırhı gerekiyor.
Peki, bu kadar oyun oynanırken Türkiye olayın neresinde?
Türkiye, asıl hedef olan güneyindeki teröristan devleti oyununu ta baştan gördü; önlemlerini aldı ve almaya da devam ediyor.
Çevresindeki güçlerle birlikte hareket etmeli diye nacizane görüşümü yazmıştım.
Şu an, Rusya, Suriye, Irak'la anlaşıldı. Bölgede, herzaman Türkiye'den yana tavır alan süper güç Pakistan gerçeği de unutulmamalı.
Dışişleri Bakanımız Sayın Hakan Fidan daha önce de gitti, yarın gece İran'a tekrardan gidecek.
En yakın zamanda da, iki devlet yetkililerinden,
Bölgedeki kaygılar konusunda birlikte hareket edileceği konusunda bir açıklama bekliyorum.
Türkiye'nin hareket alanını İsrail küçümsemediğinden, sıkışmıslık psikolojisiyle Devlet Başkanımıza hakaret ediyor; Türkiye'ye ise NATO’dan çıksın diyecek kadar tehdit savuruyor.
Cumhurbaşkanımızın tırnağı olamayacak ağzından çocuk kanı izi olan o yetkili ağızların yaptığı o hakaretleri aynen iade ediyoruz bir, İkincisi de; Türkiye olmazsa “bu bölgede NATO da olmaz, buyursunlar çıkarsınlar” diyerek te ekliyorum!
Hadi bakalım görelim!
Daha önce de kaç defa yazdım;
Bu bölge de Türkiye'nin onay vermediği hiç birşey olmaz!
Alın, yapacağız diye reklam ettikleri Suriye'de basit bir seçimi bile; Türkiye, “ordumla girerim” deyince korktuklarından gerçekleştiremediler.
Peki, yarın bir gün ne olur?
Yazdığım gibi, İsrail askerlerinin çoğunun mesleği askerlik değil; iş güç sahibi geçici süreyle askere alınan erkek ve kadınlar
uzun süre savaşırlarsa onların işlerini kim yapacak;
peki, İsrail’e aylarca sürecek roket saldırılarından kaynaklı bu salırı durumuna hiç alışık olmayan, rahat edeceğiz diye Israil’e gelen İsrail halkı sığınaklara hapis olabilecek, en azın en azıyla yetinmek zorunda kalacakları psikolojiyi kaldırma gücüne sahip mi?
Gazze saldırısında Filistinliler başka güvenli ülkelere kaçmadı ama çok İsrailliler kaçtı; bu sefer daha kötü karşılık alacaklar bu kez kalanlarda başka ülkelere kaçar diye düşünüyorum.
Bu yüzden;
İsrail uzun soluklu bir savaşı göze alamaz, çünkü buna ne ekonomisi ne de kara asker sayısı yeterli.
O yüzden, teknolojisini kullanarak, kısa süreli etkili bir saldırı yapmak ister.
O yüzden ben süper gücüm diyen İsrail terör örgütü dediği Hizbullah'a karşı abilerinden yardım istiyor,
Ben bu kısa süreli saldırının da etkili olacağına inanmıyor; ama, Hizbullah isterse İsrail'e kısa sürede çok büyük zarar vereceğine inanıyorum.
Ama dediğim gibi isterse!
Hele hele Hizbullah kalkar da, üzerinde SİHA uçurduğu, vururum diye de tehdit ettiği İsrail’in nükleer tesislerinden birini vurursa; vurma anında olacak patlamanın tahribatı hariç, 22.145 metrekarelik İsrail'in üzerinde oluşacak nükleer serpinti, hem İsrail halkını hem de cephedeki askerini bile etkiler; böylece de Hizbullah, hazırda tuttuğu nükleer silah kozunu oynayan İsrail'in kendi silahıyla İsrail'i vurmuş olur.
Hizbullah'ı destekleyen İran'a saldırır; nükleer silah kullanır mı?
İsrail bunu yapmaz ama Netanyahu yukarıda saydığım sebeplerden dolayı yapar; yaptığında da aynı şekilde karşılık bulur; bu da İsrail'in sonu olur.
Son söz:
Yıllardır PKK'yı destekleyen ve on binlerce Şehidimize sebep olan İsrail sevdalısı bazı özellikle de Azerbaycanlı kardeşlerimiz;
Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın; benim çok hoşuma giden “İsrail’e de gireriz” sözüne çok bozuldular.
Bu cümleyi duyduklarında surat şekillerini çok merak ediyorum o ayrı da;
Bizler, İsrail, Türkiye'nin kuyusunu kazmaya çalışıyor, PKK terör örgütüne yardım ediyor dediğimiz de konu Gazze değil dedigim de Arap düşmanlığı, İsrail seviciliği dar gözlüğüyle olaylara bakanlar oldu.
Bunlara, duygusal bakış açımla bir sorum olacak;
Peki işler ters gider, Sayın Cumhurbaşkanı’nın ifade ettiği gibi Türkiye İsrail'e savaş açar da, Azerbaycan’da Türkiye’ye yardım yani İsrail’e karşı savaşmak için Türkiye’ye asker gönderirse bu durumda ne diyecekler, ne diyebilecekler çok ama çok merak ettiğimi belirtmek istiyorum.
Bu konudaki yorumlarınızı şimdiden almak te bana zevk verir.
Tekrardan üzerine basarak söylüyorum; İsrail’in bu savaşı kazanma şansı yok!
Bakın izleyip göreceğiz!
Son söz; savaşın ilk başından beri “olay Gazze degil; olay Gazze degil” diye bas bas bağırıp, defalarca yazı yazdım!
Olan biteni, açıkça oynanan oyunları görüyorsunuz;
Eeeee, olay Gazze'miymiş?
Sağlık, huzur, saygıyla kalın!