S. Tarkan BOZKURT


Kanıksanan Felaketin Güncesi

Kalıcı barış, sınır çizgilerinde değil, eşit haklar, hukuk ve adalet zemininde mümkündür.


Elimde kalem, yüreğimde kavrulan bir coğrafyanın acısı… Bugün, kanlı döngüyü yalnızca haber akışının harlı dumanı içinde değil, kökleri XIX. yüzyıl sonuna uzanan bir ideolojinin—siyonizmin—tarihsel seyri, güç mimarisi ve güncel sonuçlarıyla okumak zorundayız. Çünkü tarih sahada susmuyor, her gün yeni cenazeler, yeni yıkımlar ve yeni kırılan gelecekler doğuruyor.

~

Gazze’de sivil ölümler, yıkım ve açlık eşiği artık rakamların diliyle bile feryat ediyor. Birleşmiş Milletler OCHA’nın son güncellemelerine göre 7 Ekim 2023’ten bu yana bildirilen Filistinli can kaybı 65 bini aştı, yaralı sayısı 167 bini geçti. Aynı raporlar, yardıma ulaşma girişimleri sırasında ölenlerin binleri bulduğunu söylüyor. Açlık, özellikle kuzeyde “kıtlık” sınıflamasına yükseldi. Çocuklarda akut yetersiz beslenme oranları yaz aylarından bu yana tırmanışta. Bu yalnızca bir “insani kriz” değil, düzenli ve sistematik bir çöküşün fotoğrafı.

Sahanın “en son” başlığı da politik: Washington’da açıklanan ve İsrail tarafından desteklenen 20 maddelik yeni plan—Hamas’ın silahsızlanması, tüm esirlerin iadesi ve aşamalı İsrail çekilmesi karşılığında insani yardım ve yeniden imar vadediyor fakat Filistin devletliğine giden yol konusunda muğlak. Hamas “incelemede” diyor, bu arada bombardıman sürerken Kızılhaç, güvenlik nedeniyle Gazze Şehri’ndeki faaliyetlerini durdurdu. Can kayıpları artıyor, bekleyiş uzuyor.

Tarihsel Arka Plan: Bir Fikirden Bir Devlete

Modern siyonizm, 1897 Basel Kongresi’yle siyasal bir programa kavuştu: “Yahudi halkına, kamu hukuku güvencesiyle, Filistin’de bir yurt.” Bu program bir asır sonra bile bölge denkleminin kalbine saplı kaldı.

1917 Balfour Deklarasyonu ise imparatorlukların tasfiye çağında, Osmanlı Filistininde “Yahudi halkı için ulusal yurt” vaadini dünya siyasetine not düştü. Mandat dönemi, göç dalgaları, mülkiyet ihtilafları ve artan şiddetle, 1948’e giden patikayı döşedi.

1967 Savaşı’nın ardından Doğu Kudüs ve Batı Şeriadaki işgal ve yerleşimleşme olgusu bugün de statükoyu belirliyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2334 sayılı kararı, yerleşimlerin “hukuki geçerliliği olmadığını” ve uluslararası hukukun “açık ihlali” sayıldığını kayda geçti. Bu, sahadaki fiilin hukuktaki karşılığıdır.

Oslo’nun Kırılan Vaadi

1993–95 Oslo süreci, iki devletli çözüm için “geçici” düzenlemeler ve Filistin Yönetimini doğurdu. Fakat suikastlar, terör eylemleri, karşılıklı provokasyonlar ve genişleyen yerleşimler süreci lime lime etti. Oslo masasında yazılan “geçiş”, sahada hiç bitmeyen bir “ara rejime” dönüştü.

7 Ekim ve Sonrası: Kısır Döngünün Hızlanması

7 Ekim 2023 saldırılarında İsrail tarafında yaklaşık 1.175 kişi hayatını kaybetti. Rehineler meselesi çatışmanın merkezine oturdu ve hâlen onlarca esir için aileler bekleyişte. Bu trajediye karşılık gelen Gazze operasyonları, sivilleri kıskaca alan bir yıkım ve açlık sarmalı üretti. Kısır döngü tam da budur.

Her “misilleme”, yeni bir “gerekçe” doğurur.

Hukukun Dili: ICJ ve ICC’nin Sinyalleri

Güney Afrika’nın başvurusu üzerine UAD (ICJ), İsrail’e yönelik geçici tedbirler açıkladı. Bu, sahadaki fiillerin uluslararası hukuk zemininde ağır tartışıldığını gösteriyor. Öte yandan UCM (ICC) Ön Yargılama Dairesi, 2024’te, İsrail Başbakanı ve Savunma Bakanı hakkında yakalama kararı taleplerine kapı aralayan kritik eşikleri geçti. Bu başlıklar, “cezasızlığın” artık eskisi kadar sağlam olmadığını anlatıyor.

Siyonizmin İdeolojik Çekirdeği ve Bugünün Siyaseti

Siyonizm, diasporanın travmaları ve Avrupa antisemitizmine karşı “güvenli yurt” arayışının siyasallaşmış hâlidir. Fakat yerleşimci-sömürgecilik eleştirilerinin odağı tam da şurada doğuyor: Güvenlik ile egemenlik kurma iddiası, yerli nüfusun siyasal statüsünü ve toprak rejimini sürekli “istisna hâli”ne mahkûm ettiğinde, kaçınılmaz olarak çatışma üretir. 2334 sayılı kararın yıllardır kâğıt üzerinde kalması ve sahada genişleyen yerleşim ağı, Oslo’nun da ruhunu kemirdi.

Açlığa Sürüklenen Bir Şerit

Gazze’nin gıda güvenliği göstergeleri IPC’nin en yüksek seviyesi olan “Kategorik Felaket (Faz 5)” bandına taşındı; BM ve ajanslarının uyarıları aylardır aynı: Yakıt yoksa su yok, su yoksa hastane yok, hastane yoksa hayat yok. Zikim koridorunun kapanmasıyla kuzeye yardım akışı daha da kısıldı, çocukların vücutları siyaset dilini değil, açlığın dilini konuşuyor.

Bugün Ne Oluyor?

Planlar açıklanıyor, ültimatomlar veriliyor ama sahada bombalar patlamaya devam ediyor. Okul sığınaklarına düşen mermiler, su tanklarının başında vurulan siviller, yardım kuruluşlarının geri çekilmek zorunda kalışı… Masadaki “yol haritaları”nın meşruiyeti, sahadaki her can kaybıyla biraz daha eriyor.

Benim Hükmüm ve Çerçevem

1. Hakikat: Bu çatışmanın kalbinde, toprak, statü ve güvenlik kadar “hukuk” ve “eşit yurttaşlık” meselesi yatıyor. 2334 sayılı kararın lafzı açık; uygulanmadığı her gün ateş büyüyor.

2. İnsani Öncelik: Derhâl, koşulsuz ve etkin bir insani erişim tesis edilmeli; yakıt, su, gıda ve tıbbi malzeme, askeri hedeflerin ötesinde korunan “kırmızı çizgi” olmak zorunda. IPC/WHO/OCHA verileri, gecikmenin can aldığını söylüyor.

3. Esirler ve Tutuklular: Tüm siviller için eşzamanlı ve denetlenebilir bir takas mekanizması kurulmalı; rehin tutmanın ve sivilleri pazarlık unsuruna çevirmenin hiçbir meşru savunması yoktur.

4. Siyasetin Çıkışı: Geçici “yönetim konseyleri” ya da “ekonomik bölge” vaatleri, egemenlik ve hak eşitliği sorusunu erteledikçe, yeni bir varoluşsal krizi bir sonraki nesle devretmekten başka bir şey yapmayacak. Oslo’yu çökerten de tam olarak buydu.

5. Hukukun İşletilmesi: ICJ ve ICC süreçleri “sahaya ağır” görünse de, kalıcı barışın tek tutkalı hesap verilebilirliktir. Suçun milliyeti olmaz. Kim işlerse adalet önünde hesap vermelidir.

Türkiye ve Bölge İçin Pratik Yol Haritası

• Sınır-ötesi insani hatların BM şemsiyesiyle, askeri aktörlerden arındırılmış ve uydu/izlenebilir lojistikle güvenceye alınması. (İzleme: BM—OCHA, WFP)

• Çok-taraflı garantörlük: 2334’ün fiili uygulanması için, yerleşim faaliyetlerine dönük ekonomik-siyasi yaptırımların (ör. ürün etiketleme, kamu tedarikinde dışlama) AB standartlarında bölgeselleştirilmesi.

• Esir-tutuklu takası için tarafsız arabuluculuk havuzu, Kızılhaç’ın güvenli çalışma zemini sağlanmadan “plân” yok hükmündedir.

• Sivil koruma mimarisi: Okul, hastane ve ibadethanelere yönelik saldırıların uydu ve açık-kaynak doğrulamayla dakik bazında kayda alınması; ihlallerin otomatik olarak savcılıklara aktarılması. (UCM/evrensel yargı)

Çözüm, Gücün Zırhında Değil, Hakkın Zemininde

Siyonizmin tarihsel omurgası “güvenli yurt” arayışıdır fakat bir halkın “güvenliği” başka bir halkın sürekli istisna hâline dönüşüyorsa, bu güvenlik değil, sonsuz alarm rejimidir. O rejim, kendini ve karşısındakini aynı anda tüketir. Bugün Gazze’nin üzerinde dolaşan açlık, susuzluk ve ölüm yarın bölgenin tamamında siyasal aklın kurumasına dönüşür.

Kalıcı barış, sınır çizgilerinde değil, eşit haklar, hukuk ve adalet zemininde mümkündür. Bu zemin kurulmadıkça her plan—adı ne olursa olsun—sahada yeni bir mezarlık parselidir. Benim kalemim, güce değil, hakikate meyleder. İnsan onurunu korumayan hiçbir siyaset, yarın bizim kapımıza geldiğinde bizi de korumaz.

 

Not: Bu yazıdaki güncel veri ve gelişmeler, BM raporları ve uluslararası haber kuruluşlarının 1 Ekim 2025 tarihli yayınlarından derlenmiştir. Paragraflar içindeki bağlantılar ilgili kaynaklara atıf verir.

HAMAS: KATZ'IN GAZZE SÖZLERİ SİVİLLERE YÖNELİK SAVAŞ SUÇLARINI ARTTIRMA HAZIRLIĞI

SUMUD FİLOSUNDA SON DURUM

GÜNEY KORE SAVUNMA BÜTÇESİNDE ARTIŞ

PENTAGON'DA YENİ ÇATIŞMA

YUNANİSTAN'DA GENEL GREV

TRUMP YÖNETİMİ MAUDURO'YU DEVİRMEYE ÇALIŞIYOR

MÜNİH'TE PATLAMA SESLERİ

KÜRESEL SUMUD FİLOSU RİSKLİ BÖLGEDE

ABD'DE FEDERAL HÜKÜMET KAPANIYOR

İTALYA BAŞBAKANI MELONİ: KÜRESEL SUMUD FİLOSU HEMEN DURMALI

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.GALATASARAY A.Ş. 7 7 0 0 17 21
2.FENERBAHÇE A.Ş. 7 4 0 3 7 15
3.TRABZONSPOR A.Ş. 7 4 1 2 3 14
4.GÖZTEPE A.Ş. 7 3 0 4 8 13
5.BEŞİKTAŞ A.Ş. 6 4 2 0 3 12
6.SAMSUNSPOR A.Ş. 7 3 1 3 2 12
7.GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ A.Ş. 7 3 2 2 -2 11
8.TÜMOSAN KONYASPOR 6 3 2 1 4 10
9.HESAP.COM ANTALYASPOR 7 3 3 1 -1 10
10.CORENDON ALANYASPOR 7 2 2 3 1 9
11.KASIMPAŞA A.Ş. 7 2 3 2 -1 8
12.RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ 6 1 2 3 0 6
13.ÇAYKUR RİZESPOR A.Ş. 6 1 3 2 -5 5
14.İKAS EYÜPSPOR 7 1 4 2 -6 5
15.ZECORNER KAYSERİSPOR 7 0 2 5 -8 5
16.GENÇLERBİRLİĞİ 7 1 5 1 -5 4
17.MISIRLI.COM.TR FATİH KARAGÜMRÜK 7 1 6 0 -9 3
18.KOCAELİSPOR 7 0 5 2 -8 2

YAZARLAR