Keffâret Kuramı Üzerine
İnsanoğlunun zihninde bir şeylere inanma fikri herzaman vârolmustur. Bir şeye inanmadığını anlatmaya çalışan bir kimsenin bile aslında bir şeyin varlığının olmadığına inanması bunu açıkça ortaya koymaktadır. Her ne kadar bilim bunun sonradan kazanılan bir olgu olduğunu savunsa da İslam medeniyetinde bu inanç gerçeğinin yaratılıştan olduğu kabul edilir. İslamî Terminolojiye göre Bezm-i Elest olarak bilinen bu kavrama göre daha insanoğlunun bedenleri yaratılmadan önce ruhlar Allah'ın varlığını ve ulûhiyetini kabul edip ikrar eder. Bu anlayış insanın doğuştan İslam dinine meyli olduğunu ve inancın ruhumuzun bir parçası olarak doğumdan itibaren zihnimizde var olduğunu göstermektedir. Dünya üzerinde yaşayan insanların tarihten bugüne çeşitli inançlara sahip olması ve daha da önemlisi bir şeye inanma isteğinin insanda hep varolması İslamda ki Elest Bezmi kavramının ne kadar tutarlı bir hakikat oldugunu ortaya koyar. İnsanın hayatında karşılaştığı birçok zorluklar ve sıkıntılar vardır. Pek çoğumuz için bu zorlu eşikler hayatımıza yön veren ya da bizi çıkmaz sokaklara iten kâbuslar olur. Aslında farkında olmasak da bu kâbusları ya da karşılaştığımız güzellikleri her zaman inandığımız değerler doğrultusunda yorumlarız. Bilimselliğin hayatta herzaman ön planda olduğunu düşünen bir kimse için Edward Murphy gibi "ters gidecek olan herşey ters gider." kuralı gereği karşılaştığımız zorlukları Murphy kanunları ve olasılık üzerine kurarız. Ya da Hint yarım adasında yaşayan ve Hinduizme inanan birisi için tanrı Vişna'nın cezalandırması veya karmanın girdabı olarak yorumlanır. Hıristiyan bir kimse için ise bunları İsa'nın hatalarının sonucuna katlandığını ardından onun çarmıha gerilmesi ile ızdıraplarının sona erdiğini düşünmesidir. pek çok inanan insan gibi bizde dünya çilelerini inandığımız değerlerle bu şekilde irtibatlandırırız. Her inanç sahibi insan inandığı dinin ya da ideolojinin kendisine tutarlı ve doğru bir çıkış yolu vermesini, karşılaştığı iyi ve kötü şeylerin mutlaka inancı doğrultusunda mantıklı bir açıklamasının oldugunu kabul etmek ister. Bunu bulamayan insanoğlu kendini inançsızlığa yada göremediği çıkış kapısını hayatına son vermekle bulacağına inanarak intihar eylemine yönelir. Sonuçsuz ve sebepsiz kötülük sancıları üzerine intihara meyleden, sıkıntılarının herzaman aleyhine olduğunu düşünerek hayata küsüp depresyona giren günümüz insanın sayısı ise her geçen gün daha da artmaktadır. İşte tam bu noktada İslam'ın keffaret kuramı devreye girmelidir.
İslam dininin gösterdiği çıkış yolu Kuran ve Sünnette yer alan keffâret anlayışıyla yorgun ve üzgün sînelere tutarlı, aklî ve gerçek çözüm yolu bahşeden yönleriyle şifâ verir. Kurân-ı Kerîmde bu sistem "Her kim Allahtan sakınır ve sabrederse Allah iyi kimselerin yaptıklarını zayi etmez." (Yusuf: 90) Şeklinde vahiy ile garanti altına alınmış ayrıca Hz.peygamberin (s.a.v) hadislerinde ise dünya hayatının ve insan olmanın verdiği imtihanların sebebiyle Allah’ın, mümin kişinin günahlarını dunyada iken affettigini bildirir. Nitekim Hadis-i şerîf şöyledir; “Allah, ayağına batan bir diken veya başına gelen daha büyük bir sıkıntıdan dolayı Müslümanın günahlarını, ağacın yapraklarını döktüğü gibi döker. (Buhari: Merda, 3) Bir başka Hadis-i şerifte ise; "herhangi bir müslümanın başına hastalık gibi sıkıntılar gelirse, Allah onlar sebebiyle onun günahlarını ağacın yapraklarını döktüğü gibi döker. (Buhârî: Merda,13) Görüldüğü gibi İslam, ona inanan kimselere vermiş olduğu bu kutlu keffâret kuramı sayesinde günümüz dünyasında insanın karşılaştığı zorlukları ve aşılmaz sanılan engelleri diğer inanç sistemlerinin fevkinde bir kuram ortaya koyarak müslümanlara herzaman kazanmayı vaad etmektedir.
Sonuç olarak kapanmaz görülen yaraların, depresyon ve intiharların çözümü İslam'ın keffâret kuramındadır. Böylece hiçbir zaman kaybettirmeyen inanç sistemine sahip olan İslam dini mensuplarına farkındalık kazandırıp şükür vesilesi kılmak, hayatında aşılmaz zannettiği eşikleri tutarsız ve asılsız inanç sistemlerinde arayan kimselere doğru bir yol sunmak dileğiyle ... Selam ve muhabbetlerimle...
Mustafa Taha Çıtlık
D.İ.B Vaiz