Savunma,Enerji,Ekonomi,Ticaret ve NATO Boyutları Üzerinden Bakış
Küresel Arka Plan: Çok Kutupluluk Çağı
2020’lerin ortalarından itibaren salgın sonrası bozulan jeoekonomik yapı ve jeopolitik güç dengeleri dünya sistemini tek kutupluluktan çok kutupluluğa geçiş sürecinde çok hızlı ilerleme sağlamakla beraber bölgesel güç mücadelelerini de beraberinde getirmektedir..
ABD-Çin rekabeti, Rusya’nın bölgesel güç kullanımı, Hindistan’ın yükselişi, AB’nin stratejik özerklik arayışı ve Orta Doğu’daki yeni ittifaklar dengesi, ulus-devlet temelli bir güç yeniden dağılımı yaratıyor.
Küresel Jeopolitik kendine göre ayrışma, ittifak ve mücadele alanlarını beraberinde getirmektedir. Buna göre jeopolitik güç mücadelesi ayrılmış durumda:
1.İngiltere’nin yeniden dünya küresel sisteminde güç merkezi olma stratejisi ve ABD’nin yeni yaklaşımlarına karşı Büyük Britanya Güç Merkezi oluşturma yönünde adımları beraberinde getirmektedir. Stratejik olarak ellerinde bulundurdukları küreselci yapısı ile finans ve medya etkinliğini güç mücadelesinde her alanda kullanmaya devam etmektedir.
2. ABD’nin siyasal sistemlerine ve ekonomik sistemlerini yöneten siyonist yapı ile evanjelist yapı ABD’nin borç yükünden çıkma yönünde attıkları adımları savaş süreçleri ile destekledikleri dönem sonunda Başkan Trump ile farklı bir model yolunu seçmiş dünyanın yeniden şekillenmesinde etkin ekonomi yaratan madenlere sahip coğrafyalarda daha etkin tehdit ve kriz kaos politikalarıyla istediklerini ticari tehditleri birleştirerek kazanma politikası izlemektedirler. Bunu sahip oldukları askeri ve siyasi güç ile sahneye koymaktadırlar.
3.Türkiye değişen dünya stratejilerinde önemli ve istikrarlı yönetimi ile beraber gelecek riskleri iyi gören politikalar ortaya koymakta ve güvenlikten ekonomiye geleceğin planlamasını etkin denge politikasıyla tarihsel geçmişi ile dünyanın her noktasında insani yardım ve mazlumların beklentisi olan ülke konumunda izledikleri 21.Yüzyılın gelecek yapılanmasında etkin rol almak üzere politikalarla beraber etkin insan kaynağı ve iş gücünü üretim odaklı yeni alanlarda çok iyi bir şekilde planlanmakta ve güç unsuru ürünleri ortaya çıkarmaktadır.
4. Çin üretim merkezli yapısı ile dünya için üretim merkezi konumunda olup aynı zamanda dünya için bir sahip olduğu nüfus nedeniyle bir tüketim merkezi konumundadır. Değişen güç dengeleri ve sahip oldukları ekonomi, üretim ve askeri güç teknolojileriyle beraber maden teknolojilerinde dünyanın en güçlü ülkesi konumuna gelmek istemektedir. Küresel güçlerin en büyük tehdit unsuru olarak gördükleri Çin sahip olduklarını ekonomi politikalarıyla beraber sahaya sürmekte bu durum ülkeleri üretim merkezli bağımlı hale getirmektedir. Enerjiye olan ihtiyaçlarını karşılama oranlarında çok stratejik anlaşmalar ile beraber güç dengelerini değiştirmektedir.
5.Rusya, işlenmemiş madenleri,sahip olduğu enerji kaynakları ile beraber nükleer gücü ve savunma sanayisinde yeni ürünleri üretme stratejik işbirlikleri ile beraber ABD karşısında güç dengesi olarak 21.Yüzyılda yeniden sahaya çıkmak istemektedir. Geniş coğrafi konumu ile gelecek dünya ticaretinde ve zenginliklerine sahip, Arctik Bölgesinin % 80’inin kendi coğrafya alanında olması Avrupa ve ABD için riskleri beraberinde getirmektedir.
Dünyadaki her gelişmeyi bu perspektiften değerlendirmek gerekmektedir.
İngiltere, Brexit sonrası “Global Britain” vizyonuyla küresel diplomatik ve savunma ağlarını genişletiyor.
Almanya, AB’nin ekonomik motoru olarak istikrara odaklanıyor, ancak enerji güvenliği ve savunma kapasitesi eksiklikleriyle sınanıyor.
Türkiye, üç kıtanın kesişiminde “jeopolitik pivot ülke” kimliğini pekiştirerek bağımsız ama dengeci bir dış politika yürütüyor.
SAVUNMA BOYUTU
İngiltere,
AUKUS ve Five Eyes aracılığıyla Anglo-Sakson güvenlik mimarisinin merkezinde yer almaktadır.
NATO’nun teknoloji modernizasyonunda (yapay zekâ, siber güvenlik, denizaltı savunması) öncü rol üstleniyor.
Avrupa kıtasında ise Fransa yerine Türkiye gibi bölgesel güçlerle esnek işbirliği arayışında.
Almanya
Üç sene önce Şansölye Scholz, Putin’in Ukrayna’ya karşı başlatmış olduğu savaştan hemen sonra mecliste meşhur “Zeitenwende”, yani zamanın dönüşümü, konuşmasını yapmıştı. O konuşmadan sonra aslında hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Zamanın dönüşüm dönemiyle birlikte yeniden silahlanma sürecinde olan bir Almanya’nın sahneye yeniden çıkmasını planlamakta idi.
Savunma harcamalarını GSYH’nin %5’e veüzerine çıkarmaya hazırlanıyor, ancak uygulama yavaş ilerliyor.
Stratejik özerklik fikrini destekliyor, ABD’ye aşırı bağımlılıktan çıkmak istiyor.
Türkiye,
İHA-SİHA, füze, denizaltı, savunma yazılımı gibi alanlarda ciddi bir yerli kapasite geliştirdi.
NATO’nun güney kanadında en operasyonel orduya sahip.
Aynı anda Rusya, Azerbaycan, Katar, Pakistan gibi ülkelerle askeri işbirliği yürüterek çok yönlü savunma diplomasisi izliyor.
Stratejik sonuç:
İngiltere ve Türkiye, operasyonel çeviklik açısından birbirini tamamlayabilir.
Almanya ise daha çok savunma entegrasyonu ve istikrar sağlayıcı rol üstlenir.
ENERJİ BOYUTU
Stratejik Hedef
Kaynak Politikası
Yeni Eğilim
İngiltere
Enerji bağımsızlığı
Kuzey Denizi,
Nükleer,
Yeşil dönüşüm
Offshore rüzgar,
Hidrojen
Almanya
Rus gazı sonrası güvenlik
LNG,
Yeşil enerji
Yenilenebilir + hidrojen altyapısı
Türkiye
Enerji koridoru olmak
TANAP,
TürkAkım,
Orta Asya kaynakları
Enerji hub’ı
Nükleer santral yatırımı
Stratejik sonuç:
Türkiye’nin enerji geçiş merkezi rolü, Almanya’nın enerji arz güvenliği ve İngiltere’nin enerji yatırımları için ortak zemin yaratıyor.
Bu eksen, Avrupa’nın doğu enerji bağımsızlığı hedefini destekler.
EKONOMİ VE TİCARET YOLLARI
İngiltere, Brexit sonrası serbest ticaret ağlarını genişleterek “küresel finans üssü” konumunu koruyor.
Almanya, Çin bağımlılığını azaltıp Orta Asya ve Türkiye üzerinden yeni tedarik yolları arıyor.
Türkiye, Orta Koridor ve Kuşak-Yol Girişimi arasında Avrupa-Asya bağlantısında merkez ülke haline geldi.
Yeni ekonomik denklemin ekseni:
“Londra – Berlin – Ankara hattı”, Avrupa ekonomisinin doğu ticaret ağlarıyla bağlanması açısından stratejik lojistik koridor potansiyeli taşıyor.
NATO VE GÜVENLİK BOYUTU
NATO’da tehdit algısı artık tek merkezli değil:
İngiltere için Rusya ve Çin,
Almanya için enerji ve ekonomik güvenlik,
Türkiye için bölgesel istikrarsızlık ve terör tehdidi öncelikli.
Bu farklılıklar ittifak içinde tam uyum yerine işlevsel tamamlayıcılık yaratıyor. Türkiye’nin jeostratejik köprü pozisyonu, NATO’nun güney kanadını fiilen ayakta tutuyor.
2030 PERSPEKTİFİ – GELECEK SENARYOLARI
Senaryo 1: Avrupa-Avrasya Entegrasyonu
Türkiye, İngiltere ve Almanya arasında enerji ve lojistik ekseni kurulur.
Türkiye’nin enerji hub rolü ve Almanya’nın teknoloji gücü birleşir.
NATO içinde bu üçlü eksen, Avrupa savunma özerkliği için çekirdek haline gelir.
Sonuç: Avrupa istikrarı artar, ABD etkisi kısmen dengelenir.
Senaryo 2: Atlantik–Avrasya Rekabeti
İngiltere ABD’ye tam hizalanır, Almanya AB içinde kalır, Türkiye Rusya-Çin hattına kısmen yaklaşır.
NATO içinde görüş ayrılıkları büyür.
Enerji ve ticaret hatlarında jeopolitik rekabet derinleşir.
Sonuç: Çok kutupluluk çatışmalı hale gelir; Avrupa stratejik bölünme yaşar.
Senaryo 3: Dengeci Çok Kutupluluk
Üç ülke, kendi çıkarlarını koruyarak esnek işbirliği modeli geliştirir.
Ortak hedef: istikrar, enerji güvenliği, ekonomik çeşitlilik.
NATO ve AB dışında, “Avrupa-Orta Doğu-Avrasya Üçgeni” yeni bir güç merkezine dönüşür.
Sonuç: Çok kutupluluk, çatışma yerine denge üretir. Türkiye merkezi aktör olur.
