Yenilenen dünya düzeninde yeni kriz ve kaos merkezi olarak Pakistan Hindistan coğrafyasında 1947 yılından günümüze kadar devam eden sorunlu bölge Keşmir karşımıza çıkarılmaktadır.
Asya coğrafyasında nükleer güce sahip iki ülke coğrafyasında güç ekseni çekişmesinin yeni boyutu olarak yerini almış durumda.
Kriz ve kaos ekseninde ABD iç dinamikleri ve ekonomik kriz ile karşı karşıya olması ile beraber ABD ekonomisinin temel sorunları olarak ; Bütçe Açığı, Dış Ticaret Açığı, Üretim Sektöründe yetersiz yatırımlar, Finans sistemi ve Doların Geleceği, olarak ABD kendine çıkış yolları aramaktadır.
Bu nedenle ekonomik krizden sorumlu gördüğü sorunları ABD’nin dünya üzerinde güvenlik sektörüne bağlı olan açıklar müttefik olarak gördüğü ülkelerin savunma ve güvenlik alanlarındaki yeterli yatırımları yapmaması ve ABD’nin bu sorumluluğu şimdiye kadar üstlenmiş olmasıyla müttefik olarak gördükleri ülkelerin ekonomik olarak büyümeleri ve ABD’nin bunun geride kalma risklerini karşılamakta geç kalması olarak görmektedir.
ABD eski Ulusal Güvenlik Konseyi üyesi J.Steinman göre rakip olarak gördüğünüz Çin’e karşı; Çip üretiminde, Nadir toprak elementleri, Elektronik ve silah sanayisi, enerji sistemleri için gerekli olan malzemelerin temini, Sağlık sektöründe gerekli olan medikal malzemeler ile İlaç sanayisinde gerekli olan ham maddeler, ABD olarak marka olan teknoloji şirketlerimizin üretim ve tedarik zincirindeki üretim yeri olan Çin’e bağımlı hale gelmiş olması karşısında bir yaptırım uygulamanız ABD lehine olmayacaktır açıklaması yapmıştır.
ABD ile Çin nasıl bir çıkış yolları bulacak bunun çözümü Çin’in müttefik olarak gördükleri bütün coğrafyalarda kriz kaos ve savaş çıkarmak ABD için bir pazarlık yolu mu yoksa bir kurtuluş yolu olarak görülmelidir sorularını akıllara getirmektedir.
Bütün bu alanlarda varlığı ile dünyaya yaptırım ve tehditler gönderen ABD Çin’in ihracatı durdurması durumunda ABD askeri gücü ve ekonomisinin nasıl bir şekle gireceğini gördüğümüzde büyük bir güç kaybı ve eksen kayması ile karşı karşıya kalacaktır.
Çin yenilenen dünya düzeninde ABD için bütün riskleri de beraberinde getirmekte olup Trump çıkış yolu için gümrük duvarları üzerinden ve Çin ile irtibatlı olan bütün coğrafi alanlarda ABD için çıkış yollarını aramaktadır.
Ukrayna Rusya savaşında küreselci Biden ve Avrupa karşıtı politika ile ateşkes üzerinden Rusya ile beraber hareket etme ve Avrupa'yı yalnız bırakma ve Ukrayna’nın nadir toprak elementlerine ulaşarak Çin’e bağımlı oldukları bir alanda ABD için çıkış yolunu şimdilik bulmuş olarak ABD adına önemli bir kazanç elde ettiğini göstermektedir.
Güvenlik, enerji ve üretim için gerekli ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çekmeye başlayan Avrupa ise yalnızlık ekseninde yeniden yapılanma sürecinde ABD olmadan nasıl yol yürüyecek bunun çıkış adımlarını Türkistan coğrafyası ile beraber Büyük Anadolu Coğrafyası(Orta Doğu) girişimleriyle beraber Türkiye üzerinden aramak istediği görülmektedir.
ABD eski hakimiyetini kazanmak istemekte Trump ile bunun çıkış yollarını aramakta, AB ise ABD olmadan yeni ittifak yapıları içinde olmak ve Küresel Güney yapılanmasının içine girerek bölmek ve istediğini alma planları ile yol yürümeyi ve AB çıkarı olarak Trump’ sız ABD ile yol yürüme, Çin ile işbirliğine gidilmesi hedefi ile yeniden üretim ve merkez konumuna gelme stratejileri içinde olmaktadır.
Ukrayna Rusya savaşı ile Hristiyan dünyası(Ortadoks-KatolikProtestan )karşı karşıya gelirken, İsrail Gazze savaşı ile Siyonizm ile İslam dünyası Pakistan Hindistan krizi ile de Hinduizm ile İslam dünyası karşı karşıya gelmekte esas sorunun ise ticaret ve ekonomi olarak görünse de teolojik bir kriz ve kaos ile savaş yürütülmektedir.
Bu durum şimdiye kadar insanlık tarihi boyunca kriz kaos ve savaşsız bir dönemin 20 yıl kadar olduğu görüldüğünde kriz ve kaosların savaşa dönmesinin altında yatan gerçeklik bağlantıdır olmasıyla; Etnik, Mezhepsel Dinsel olarak yerini almaktadır.
Dünya sömürgecilik tarihine bakıldığında geçmişten günümüze kadar Batı’nın üstünlüğü kimseye vermediği görülmektedir.
Ancak yenilenen dünya düzeni ile beraber ilk kez Batı Dünyası kayıp etme korkusu ile karşı karşıyadır