ABD kontrolündeki AB’nin mülteciler, göç Ukrayna krizi , enerji ,üretim ve
toplumsal yapı üzerindeki etkilerini yaşadığı bir süreçte ülkelerin yerli ve milli
yapılarının ABD’nin Biden sonrası Trump yönetiminin Avrupa’ya bakışında
değişimler ve üzerilerindeki kontrol etkisinin tartışılmaya başlandığıdır.
Avrupa’nın ABD olmadan yol yürümek için bütün ihtiyaçlarının
karşılanabilmesi için yeni yol arayışlarına girdiği görülmektedir.
2.Dünya savaşı sonrası güvenlik ve ordu yapılanması zayıflatılmış Avrupa
Ukrayna Rusya Savaşı sonrası kendi güvenliklerini kendilerinin sağlaması
gerçeğini gördüklerinde, ABD’nin koruma kalkanını kaldıracağı yönündeki
açıklamlar ile yeniden yapılanma sürecine girdiği görülmektedir.
Yerine yerli ve milli politikalar ile cevap vermek isteyen yapıların güçlendiği bu
durum karşısında ABD ve onun kontrolündeki yapıların baskılarını artırdığı
politikalarla Avrupa karşı karşıyadır.
Trump’ın son Büyük Anadolu Coğrafyası(Orta Doğu) ziyaretinde İsrail’e
uğramadan S.Arabistan,Katar,BAE ziyareti ile savaş istemeyen bölgedeki
sorunların çözümü arayışlarına girdiği görülmektedir.
Çin’in bölgedeki ekonomi politikalar ile elde ettiği üstünlüğü, ABD
savaşı,tehditi gündeme getirmeden Çin politikalarıyla eşdeğer ekonomi
anlaşmaları ile bölgeye yeni politikalarıyla yeni dönemi başlattığını
görmekteyiz.
Suriye yönetimi ile görüşmesi,Türkiye ile bölgedeki, sorunlara yaklaşımının
net bir şekilde ortaya çıkması için Suriye politikalarında ki gelişmelere bağlı
olarak şekilleneceği yeni bir dönem görmekteyiz.
Putin’in açıklamalarıyla Antalya,İstanbul(2022),İstanbul 2025 ateşkes ve barış
görüşmelerinde Türkiye’de yapılmasını istemesiyle başlayan yeni dönem
tarafların isteklerini ve politikalarını birbirlerine iletmeleri açısından önem arz
etmektedir. Esir takası ile ilk aşamada anlaşma sağlanması daha uzun ve
çetin bir sürecin başladığının habercisi olarak görülmelidir.
Türkiye’nin artan jeopolitik sorumluluğu ve duyulan istikrarlı yönetim ve güven
yapısı, dünya siyasetinde istikrar ve güvenin ne kadar önemli bir yapı
olduğunu ortaya çıkarmaktadır.
Şimdiye kadar Batı emperyalizminin kendi yarattığı kriz ve kaos
bölgelerindeki sorunun çözüm noktasında kendi çıkar ve menfaatleri
doğrultusunda kullandıkları yapılara ve Batı’ya sorun çözümünde güvenin
bittiğinin göstergesidir.
Dünya Trump’ın yeni dönem bir süreçle karşı karşıyadır.
politikalarının küresel etkilerinin giderek arttığı
Yıllık savunma bütçesi 1 Trilyon Dolara yaklaşan ABD bu yükün altından
kalkmak ve güvenlik, ekonomi, üretim ,finans yapılarındaki hakimiyet
politikalarının yerine yaptırım ve tehdit teklif politikalarıyla geri dönüşlerde
istediklerini elde etme politikasına döndüğü görülmektedir.
ABD’nin yeni küresel etkili güç odaklı stratejik jeopolitik anlayışının dışına
çıkan ABD’nin yeni modeli olarak görülmektedir. Çin’i taklit eden ekonomi
ayaklı işgal ve tehdite dayalı ekonomi ve yatırım işbirliği modelidir.
Çin’in ekonomi ile güç kullanmadan ulaştığı güç modelinin aynısıdır.Ancak
ABD’ye karşı güvensizliğin giderek arttığı dünyada Trump’ın bunun
başarabilmesi için ABD iç siyasetindeki bu politikaları destekleyenlerle, karşıt
politikaları destekleyen yapılara karşı bir mücadele içine girdiği gerçeğidir.
ABD’ye karşı güvensizlik, Çin’e karşı artan güvene karşı ABD kendine bir
çıkış politikası arayışında olduğu gerçeği ile sorunlu bölgelerde ki
politikalarında ABD’nin imajını düzeltme politikalarıyla sahneye çıktığı
görülmektedir.
ABD’nin 36 Trilyon Dolarlık borçlarını üretim ve vergi odaklı çözme modeline
girmesi, Dolar basma yerine bunun seçmesi aslında ABD içinde finans
sistemini elinde tutan siyonist yapıya karşı bir hamle olarak görülmelidir.
ABD’nin yeni askeri stratejisi artan maliyetleriden kurtulma politikası,üretim
odaklı askeri savunma sanayisinin Orta Doğu ülkelerine silah sartışlarını
artırmak ve ekonomi yatırımlarıyla üretim merkezlerini yeniden yapılandırma
süreciyle başladığını görmekteyiz. 10 yıl içinde 10 trilyon dolar yatırım planı
ile gelecekte ABD büyük yatırım yapmayı planladıkları görülmektedir.
Trump’ın yeni Orta Doğu yaklaşımı sorunlara çözüm odaklı yaklaşım ve
üretime döndürme politikaları olarak yerini almaktadır.
Orta Doğu’da Çin’in önüne geçme stratejileriyle birlikte politika oluşturma ve
güçlü Arap Liderler etkisi yaratma,Hamas ile direk görüşerek İsrail’i sistem
dışında bırakma gösterisi,Husilere saldırıları durdurması, Karadeniz’e
ABD’nin girmek istediğini göstermesi, Hindistan Pakistan gerilimini
sonlandırma,çatışma bölgelerinde çatışmaları durdurma ve ekonomi yaratma
politikalarıya,İran görüşmeleri ve İran’ın kaynaklarının ABD’li şirketler aracılığı
ile dünya pazarlarına yönlendirilmesi politikası, Çin’in bütün coğrafyalarda
yükselişini durdurma politikaları, Kafkasya Karadeniz Orta Doğu ticaretini
kontrol altına alma, ABD’nin güven yaratma endeksli geri dönüş hamleleridir.
ABD’nin dünya siyasetine geri dönüş ve güven yaratma gelişmelerinin
bulunduğu coğrafyalarda Türkiye’nin artan hinderland etkisi ve Türkiye’nin
bulunması Biden yönetiminin Türkiye’ye karşı izlediği politikalar ile
karşılaştırıldığında yeni dönemin çıkar menfaat gruplarının ABD
yönetimindeki etkisine göre yeniden şekilleneceğini göstermektedir.
Türkiye bölgede bütün sorunların çözümü politikalarıyla bunu göstermekte
ABD’nin ise İsrail ile yol aldığı bütün politikaların ABD için kin ve nefreti
artırdığını çözümden uzak bir yaklaşım içinde olduğu göstermektedir.
Mehmet BOZKUŞ
Stratejist-Siyaset Bilimci
KAFKASSAM