Atalarımız boşuna konuşmamış, boşuna birçok sözü bizlere miras bırakmamış. Söylenen bu sözler de boşuna topluma mal olmamış.
Öğüt niteliğindeki bu sözlerin arkasında birçok yaşanmışlık, ders alınacak eşsiz deneyimler yatar.
Bunlardan biri; "Perşembenin gelişi çarşambadan belli olur." sözüdür.
Bir başkası; "Çürük tahta çivi tutmaz.";
Diğeri de; "Zamanında yediğin hurmalar, bir gün gelir seni.............!" sonunu yazmama gerek yok, hepimiz biliyoruz.
Nihayetinde, bu atasözlerinin ne kadar doğru olduğu bugün bir kez daha anlaşıldı.
Taa başından beri "AKşener bir projedir." diyenler haklı çıktı.
Çok önceden "Altılı masayı yalnızca AKşener dağıtır!" diye üstüne müşterek bahis oynayanlar yanılmadı.
"Saray'la sürekli görüşüyor!" iddiasında bulunanlar, bugün (saray tasdikli) o fotoğrafı alıp sosyal medyada, her yerde gözümüze sokuyor.
Oysa İYİ PARTİ 'nin kuruluş amacı, mevcut sisteme karşı olması değil miydi?
Evet..
Kurulduğu gün farklı görüşteki insanlar bu yüzden bir araya gelmedi mi?
Evet..
Türk siyasi tarihinde kuruluşundan birkaç ay sonra barajı geçen tek parti bu yüzden olmadı mı?
Evet..
2019 Yerel seçimlerinde ittifak yapıldığı için özellikle İstanbul ve Ankara kazanılmadı mı?
Evet kazanıldı..
Sonraki süreçte çok şey oldu ama içlerinde en önemlisi, 3 Mart 2023 tarihinde Sayın AKşener'in zehir zemberek açıklama yaparak altılı masadan kalkması, bence maçın kırılma noktasıydı...
CB seçimlerinin kaybedilmesinin hemen ardından da "Hür ve müstakil" yerel seçimlere girme kararı ile adeta iktidarın gizli ortağı rolünü üstlenerek bugünlere kadar gelindi.
Günlerdir sesi soluğu çıkmayan, milletvekillerinin telefonlarını dahi açmayan; hatta yeni Genel Başkan seçilen Sayın Müsavat Dervişoğlu'na "hayırlı olsun" ziyaretinde bile bulunmayan Sayın AKşener, birkaç gün önce aniden Sayın Erdoğan'la "yenilenmiş imajı" ile sarayda birlikte poz vermesi, kendisi hakkında bugüne kadar ileri sürülen tüm iddiaları sanki doğrulamak istemekte, şimdiye dek almış olduğu yanlış kararların kime yarar sağladığı noktasında sanki tüm şüpheleri de ortadan kaldırarak netleştirmek niyetindedir.
Yani artık her şey aleni...!
Bu noktada yazdıklarıma itiraz eden olabilir. Bu ziyareti normal göstermek isteyen de çıkabilir elbette.
O zaman izninizle, randevu talebinin hanımefendiden geldiğinin altını özellikle çizeyim.
Görüşmenin ayrıntıları kamuoyuyla henüz paylaşılmadığını da hatırlatayım...
Ancak hiç kimse kusura bakmasın ve bu durumu savunmaya da kalkmasın.
Çünkü bazıları görmek istemese de bu görüşmenin, bu fotoğraf karesinin okuması şudur:
Acaba verilmek istenen mesaj; "Malûmun ilamı" olarak artık herkesçe bilinmesi mi istenmektedir?
Çünkü siyasetin yıllardır içinde olan, çok deneyimli bir politikacı durup dururken neden böyle bir şey yapsın?
Sonuçlarının hem kendisine hem de yıllarca Genel Başkanlık yaptığı partisine zarar vereceğini bilmiyor mu?
Hâlâ Parti'nin Kurucu Genel Başkanı ve Kurucular Kurulu Üyesi olduğunu, parti üyeliğinin hâlâ devam ettiğini acaba unuttu mu?
Tabii ki unutmadı, her şeyin farkında.
İnanın demans hastası bile böyle bir hata yapmaz...
Peki özellikle yeni "Anayasa" tartışmalarının olduğu bir dönemde neden bu ziyareti yaptı o zaman?
"Partinin başında ben yoksam, siz de olmayın!" düşüncesinde mi acaba?
Adeta kaçarak, hesap vermeden çekip gittiği partiyi getirdiği mevcut durumdan tatmin olmadı da, işi daha da ileri götürüp tamamen bitirmek mi istiyor?
Kindarlığı herkesçe bilinen bu hanımefendi, "siyasi öcünü" yoksa böyle mi almak istiyor?
Yoksa kendisine bundan sonra nasıl bir görev verileceği konusunda bir görüşme mi gerçekleşti bilinmez...
Çünkü bu ikili görüşmede neler konuşuldu bilen yok ama parti tabanında büyük rahatsızlık yaşandığı kesin...
Ama hiç merak etmeyin, bu soruların yanıtlarını yakın bir süreçte hep birlikte öğreniriz, eskiden olduğu gibi çok zaman almaz.
Kim bilir, belki de Sayın AKşener kameraların karşısına çıkar, o meşhur kahkahasını atarak kendisi bir açıklama yapar.
Ee, ne de olsa artık her şey aleni!
Ortada çekinecek, saklayacak ne kaldı ki?
Yalnız önemli bir şeyi itiraf edeyim.
Ben bu fotoğraftan daha çok, hâlâ bu hanımefendiyi savunanlara şaşıyorum.
Toplumumuzun en büyük sorunlarının başında zaten bu KLBH yani; "koşulsuz lidere biat hastalığı" gelmiyor mu?
Gerçekleri görmek istememek, kabul etmemek böyle bir şey demek ki.
Ne diyelim?
Allah hepsine şifa versin.
Bu arada önemli bir detayı atlamayalım.
Saraydaki görüşme çarşamba günü gerçekleşmiş.
"Perşembenin gelişi çarşambadan belli olur." Atasözünü kim demiş bilmiyorum ama söyleyen yaşasaydı, sanırım bugün şöyle bir söz söylerdi:
"Saraydaki fotoğrafın gelişi, altılı masadan kalkmaktan ve aldığı hür ve müstakil karardan belli olur..!"
Sağlıcakla kalın.
Tansel GEYİK
