Antalya Muratpaşa Belediye Başkanı Av. Ümit Uysal’a Özgür Özel’in rencide edici sözü:”: Aday gösterildiğinde söylediği güzel sözleri bana ancak annem söylemiştir.”
Yerel seçimlerde son dakikaya kadar adaylığı bekletilip, Muratpaşa seçmenini endişelendirip,kafaları karıştıran CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bu defa da kırıcı sözüyle gündeme geldi.
Ümit Uysal’ın X hesabından, eski adıyla Twitter hesabından paylaştığı konu komşularını derinden üzdü. Özel’in kamuoyu önünde Ümit Uysal’ için söylediği o rencide edici söz:”Aday gösterildiğinde söylediği güzel sözleri bana ancak annem söylemiştir” İfadesi oldu. Ümit Uysal, cevap vermek zorunda kaldığı için üzgün olduğunu belirterek adaylık ataması yapıldığında Genel Başkan Özgür Özel’e teşekkür ettiğini belirterek şu ifadelere yer verdi:”Partililerin birebir iletişimlerini doğru-yanlış ifşa ederek kamuoyu önünde birbirlerini rencide etmeye kalkışmaları çok sakıncalı sonuçları olabilecek bir iletişim düzeyidir. Cevap vermek zorunda kaldığım için üzgünüm. CHP Genel Başkanlığı koltuğunda oturan bir kişiyi yalanlamış olmak istemem. Adaylık atamamı ifade ettiğinde kendisine teşekkür beyan ettiğim doğrudur. “ yazdı.
Aslında Özgür Özel’in tavrını çok anlamsız bularak, komşuları, takipçileri Ümit Uysal’ın değersizleştirilmeye çalışılmasına tepkilerini yorumlarda göstererek desteklerini belirttiler.
Bu durum akıllara Kemal Kılıçdaroğlu’nun Muharrem İnce’yi ilk halkla tanıştırmasını hatırlattı:” Gel bizim oğlan.” Demişti. Bizim oğlan gelmeden bitti. Burada tersine bir durum var. Halk tarafından tanınan sevilen, başarılı, bütün komşularına değer veren, üreten bir başkanı neden rencide eder bir parti genel başkanı? Ciddiyim , Ümit Uysal için hayatında ilk defa CHP’ye oy veren yakın tanıdıklarım var.
Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal’a komşuları değer veriyor çünkü komşuculuğu hatırlatan değerlerimize değer katan, üretmeyi kendi kaynaklarını maksimum verimlilikle oluşturup , kullanıp , dönüştürebilen bir Belediye Başkanı Ümit Uysal. Komşu sözünü de ilk kullanan Belediye Başkanı. Muratpaşa Belediyesinin en son katıldığım bir toplantısında Başkan, hayata geçecek projelerinin arasında belediye binasını yapay zeka teknolojisiyle tasarlayacakkarını belirtmişti.
Teknolojyi üst seviyede komşularına sunuyor. Muratpaşa’nın komşularından biri olarak içtenlikle diyorum; Ümit Uysal gerçekten çalışıyor ve öyle kibirli biri de değil halkın içinden, bizden biri.
Bir çok belediye aylarca personeline maaş veremezken Ümit Uysal kendi verimli topraklarının ,manzarasının, cennetten bir köşe gibi doğal güzelliklerin bahşedildiği Muratpaşa’mın farkında. 12 ay turizm yapılabilecek projeleri hayata geçirerek yöresel kaynaklarını koruyup, yüceltip, katma değer sağlayıp, üretiyor.. .
Bir çok konuda sadece ülkemizde değil, dünyada örnek teşkil eden projeleriyle ünlü bir belediye.
Her şey bu kadar olumluyken güzel işlere imza atan, işine sanat katan insanlar ülkemizde neden takdir edileceğine rencide ediliyor? Üstelik kendi partisinin genel başkanı tarafından.
Biz neden başarılı insanları alkışlayamıyoruz?, Neden yıpratmaya çalışıyorlar? Sanırım az çok hepimizin fikri var yinede zamana bırakalım. Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretin dediği gibi: “Mevlâ Görelim Neyler, Neylerse Güzel Eyler.”
Aslına bakarsak hayatta çok defa hepimizin karşılaştığı bir durum bu. Takdire şayan işler başarırız en yakınımız bizi aşağıya çekmeye çalışır. İlla da motivasyonumuzu kırmak için yoğun bir gayret gösterirler. Neden? Her yerde karşımıza çıkar bunun cevabı;
(İşini dürüst, doğru şekilde yapan, sorumluluk hissedip hedef belirleyip çaba gösteren ve planlı çalışan herkes hiç şüphesiz başarılı olur.) Atalarımız boşuna dememiş “ kıskanma ne olur, çalış senin de olur.”(!) Tolstoy ne demiş peki? “Kıskançlık, insanı alçaltan ve küçülten bir duygudur. Kıskançlıkta söz konusu olanayacağına göre Özgür Özel’in ne derdi olabilir ki Ümit Uysal’la?
Aslında bu durumu olumlu kullanıp büyük şehir belediye başkanı olmak değilde, hedef Genel Başkanlık olsa Ümit Uysal gibi donanımlı nerede nasıl davranacağını, ne konuşacağını bilen dürüst bir siyasetçi iyi ve yapıcı bir muhalefet CHP’nin kurtuluşu olurdu. Neden olmasın?
Bu konuda son zamanlarda okuduğum en güzel söz: ” 50 saniye için 19 yıl çalıştım.” Sözünün sahibi 49. Artistik Jimnastik Dünya Şampiyonasında Dünya Şampiyonluğuna ulaşan ilk Türk sporcu, Milli Sporcumuz İbrahim Çolak;”O elli saniye hayatımın en önemli anıydı.”demiş.
Savaşlar oluyor. Masum insanların, çocukların üzerine ateş yağıyor. Yani belki hayatımız boyunca unutamayacağımız bir 50 saniyemiz hiç olmayacak fakat hayatımızı değerli kılmak ve unutulmaz mutlu anları çoğaltmak bizim elimizde. Ben de diyorum ki insan sadece kendiyle yarışmalı…
Kimseyi incitmeden bir hayatı yaşamayı seçebiliriz çünkü hep unuttuğumuz hiç unutmamız gereken bir gerçekle yaşıyoruz; ölüm var.
iyiliğin ve sevginin olduğu yerde Allah var. Hoşça kalın.