İnsan oğlu hep bir şeylerin peşin de koşup mutluluğu aradığını söyler kimine göre mutluluk evinde işinde ailesiyle birlikte mutlu olduğunu söyler kıt kanaat geçinse de mutluyum der kimisi de çok zengin olmasına karşılık her şeyi varken bile mutluluğu arar mutluluk para mıdır mutluluk sevgi midir mutluluk çocuk mudur mutluluk dışarıda yemek yemek midir nedir 1970 yıllarda insanlar mutlu muydu yoksa şimdimi insanlar daha mutlu gelin önce mutluluk nedir ona bakalım
Mutluluk, genellikle bireyin yaşadığı olumlu bir duygusal durum olarak tanımlanır. Ancak, mutluluğun tanımı kişiden kişiye değişebilir ve sosyal, kültürel, psikolojik ve bireysel faktörlerden etkilenir. İşte mutluluk kavramına dair bazı önemli noktalar:
1. Duygusal Durum: Mutluluk genellikle anlık bir duygudur. İnsanların yaşadıkları pozitif duygu durumlarını kapsar; sevinç, huzur, memnuniyet gibi hislerle ilişkilendirilir.
2. Sürekli Bir Hal: Bazı felsefeler mutluluğu sadece anlık duygusal bir durum değil, aynı zamanda sürdürülebilir bir yaşam tarzı ve genel bir varoluş hali olarak tanımlar. Bu, insanların yaşamlarındaki anlam, amaç ve bağlılık duygularıyla ilişkilidir.
3. Bireysel Deneyimler: Mutluluk, bireyin deneyimlerine göre farklılık gösterir. Kimi insanlar mutluluğu sosyal ilişkilerde, bazıları ise iş başarılarında ya da hobilerinde bulabilir.
4. Psikolojik ve Fiziksel Sağlık ile İlişkisi: Mutluluk, bireyin genel psikolojik sağlığı üzerinde olumlu bir etki yaparken, fiziksel sağlıkla da bağlantılıdır. Mutlu bireyler genellikle daha sağlıklı bir yaşam sürdürürler.
5. Sosyokültürel Etkiler: Mutluluğun algılanış biçimi, kültürden kültüre değişir. Toplumların değerleri, normları ve inançları mutluluk anlayışını şekillendirebilir.
6. Özgürlük ve Anlam Arayışı: Mutluluk ayrıca bireyin kendi seçimleri ve bu seçimlerden duyduğu memnuniyetle de ilişkilidir. Anlam arayışı, bireyin yaşamında tatmin ve mutluluk hissetmesini etkileyebilir.
Sonuç olarak, mutluluk karmaşık ve çok boyutlu bir kavramdır.
Hani Nazım demişti ya Abidin Dino'ya…
Mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?” sorusuna resimle değil de, Nazım gibi şiirle karşılık vermişti. Çünkü Dino’da biliyordu “Buna da ne tual yeterdi; ne boya…” mırrasından Nazım’ın sorusunun cevabının olmadığını. Mutluluğun resminin tuvallere sığmayacağını…
Abidin Dino mutluluğun resmini yapmadı. Çünkü o da biliyordu ki, tek bir kare ile somutlaştırılamazdı mutluluk denen kavram. O mutluluğu sözcüklerle anlatma yolunu seçti. Yaşanmışlıklarının beraberindeki arzularının, hayallerinin içinde olduğu bir şiirle…
Mutluluğun Resmi
Kokusu buram buram tüten Limanda simit satan çocuklar Martıların telaşı bambaşka İşçiler gözler yolunu. İnebilseydin o vapurdan
Ayağında Varna'nın tozu
Yüreğinde ince bir sızı.
Mavi gözlerinde yanıp tutuşan
hasretle kucaklayabilseydim
seninle, bir daha.
Davullar çalsa, zurnalar söyleseydi
Bağrımıza bassaydık seni Nazım,
Yapardım mutluluğun resmini
Başında delikanlı şapkan,
kolların sıvalı, kavgaya hazır
Bahriyeli adımlarla düşüp yola
Gidebilseydik Meserret Kahvesine,
İlk karşılaştığımız yere
Ve bir acı kahvemi içseydin.
Anlatsaydık…
O günlerden, geçmişten, gelecekten,
Ne günler biterdi, Ne geceler…
Dinerdi tüm acılar seninle
Bir düş olurdu ayrılığımız,
anılarda kalan.
Ve dolaşsaydık Türkiye'yi
bir baştan bir başa.
Yattığımız yerler müze olmuş,
Sürgün şehirler cennet.
İşte o zaman Nazım,
Yapardım mutluluğun resmini
Buna da ne tual yeterdi;
ne boya…
Bende size sorayım mutluğun resmini yapabilir misiniz?