Filistinlilerin İsrail arasında patlayan saldırı GAZZE’de yaşayan insanların hayatlarına mal olan olaylardan sonra NETENYAHU bu kez İran’a saldırdı.
Füzeler uçuştu, iki ülke içinde insanoğlu hayatına son verdi, mekanlar paramparça oldu.
Üstüne üstelik ABD devreye girdi, TRUMP İran'ı bombaladı, kıyametler koptu. Buna bilinen destek İngiltere, Fransa, Almanya, Ürdün ve fikir birliği içinde olan bazı Arap memleketleri tarafından desteklendi, istedikleri yerine getirildi. Bu gelişmeleri hepimiz biliyoruz.
Bazı Gazeteci dostlarım, Türkiye’nin de İran’ın bombalanmasında Türkiye’nin de yer aldığını yazdılar. Bu da doğru! Türkiye, NATO üyesi. Bunu unutmayarak yorum yapmamız gerekir. Bu savunma kuruluşuna üyeliğimizi yok hükmünde yorumlamak bazı dostlarımızın NATO’dan ayrılalım politikasının egemenmiş gibi bakmak da çok yanlış.
Bakın 1985 yılında ABD Başkanı Ronald Reagan ile Sovyetler Birliği Başkanı Cenevre’de buluşup fikir birliği içinde olunca NATO’yu daimi olarak izleyen Gazetecilerin çoğu “Artık NATO kapanacak, çünkü Varşova Paktı da sona erecek” diye olumlu yorumlarda bulunmuştuk. Bu düşünce 1991’de Varşova Paktı kapandıktan sonra barış rüzgarları eseceğine yeni düşmanlar yaratma Amerikan Rüyası çok farklı bir bakış açısı içinde negatif bir dünya yaratıldı.
Olayları çok iyi biliyorsunuz. Kötü ülkeler teker teker işgal edilmesi ve kaynaklarının üstüne yatılması isteniyordu. “Kuzey Afrika ve Büyük Ortadoğu Projesi” vizyona girmişti.
Saygı değer Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN da Türkiye’nin ‘Eş Başkanı’ olduğumuzu söylemişti.
Bence bir türlü tartışmadığımız konu siyasi seçimlerde aldığı oylarla iktidarda bulunan AKP, söz konusu projenin eş başkanı olalım mı, yoksa olmayalım mı diye gündeme getiren yok. Devleti temsil eden iktidar aldığı bu çok önemli kararda halkın desteğini alıp almadığı hiç düşünülmemekte!
Tamam, NATO üyesiyiz. Dolayısıyla hem askeri kanatta ve iktidarların temsil edildiği toplantılarda muhakkak masaya yatırılmıştır. Doğu Akdeniz’de bulunan gaz ya da diğerlerinin ABD’nin denetimi altında alınması için Filistinlilerin hayatlarına mal oldu. HAMAS da bölgede İsraillileri yakalayıp rehin olarak bu savaşı yaratanlardı.
İnsanları yakalayarak hukuk geçerli olmaz. İran da buna destek verdiği için İsrail tarafından füzelerin fırlatılması ve jetlerin attığı bombalarlar kıyameti koparmaya başladı.
Üstüne üstlük ABD’de İran’ı bombaladı. Ülkemizin bundan etkilendiği ekonomik sıkıntıların artmasıyla daha tedirgin bir noktaya getirdi.
Bence ABD Başkanı Trump'a, “Bak kardeşim, bir NATO üyesi olarak dolaylı olarak size destek vermekteyiz. Ama benzin ve mazot fiyatlarımız hiç beklemediğimiz bir şekilde ekonomimizi etkiledi. Ülkemizde benzin fiyatlarının düşmesi ve vatandaşın bitmeyen sorunları konusunda bize maddi destek ver. Para ver. Biz Eş Başkanı değil miyiz’” niye demiyoruz. “Istırabını çekmeye devam. Olmuyor!” niye demiyoruz.
Tabi bu arada, Rusya, Çin ve Kuzey Kore’ye de bakmamız gerekiyor. ABD Tahran ve birkaç kenti bombalamasından sonra savaşa dönüşülecek mi, yoksa öylesine yapılan bir saldırı olarak mı bakılacak. Bu da cevap verilmeyen bir dururum.
Hatice, netice derseniz başta ABD olarak dünyada çıkan madenler ve insanları zengin kılacak fırsatlar, ABD’de üretilen silah sektöründe de kazançlarına kazanç sağlayacak.
Yurt dışında ekmeğini kazanan Kızım Pazar günü telefonda İran’daki nükleer santrallerine atılan bombaların havaya fırlatacağı kokudan etkilenmemek için Ege’deki yazlık evimize gidip etkilenmem için tatile çıkmamı tavsiye etti. Nasihat Avrupa’dan geldi.
Dostlar kaleme aldığım konularda kendi içimizde değerlendirip bir sonuca ulaşmadan bir yerlere gelemeyeceğiz.
Halkımız içinden geleni hem iktidara, hem destekçilerine, hem de muhalefete uyarıda bulunmak bizim vazifemiz.
Takdir sizindir. Sağlıkla kalın dostlar!