Kadın ve çocuk cinayetlerinin sosyal şiddetin arttığı, özellikle gençlerin şiddet yanlısı oyunları tercih etmeleri her geçen gün ülkemizin dikkate alması ve önlem alınması gereken ciddi bir konu hale gelmiştir.
Gençlerin bu oyunları tercih etmeleri ve ruhsatlı korku evi adı altında yerlere gitmeleri normal olmasa gerek. Google arama motorundan baktığımda sadece Ankara’da 16 tane korku evi var.
Hatta sosyal medyadan arama yaptığımda Antalya’da bir korku evinin tanıtımında “Kadın cinayetlerinin işlendiği bir seri katilin evinde, katil sizi yakalamadan ve son cinayetini işlemeden evden çıkmaya çalıştığı korku ev düzeyi yüksek oyun” bu nasıl bir oyun nasıl bir tanıtım yazısı…
Küçük bir anımdan bahsedeceğim; kiralanması gereken bir müstakil konutum vardı. Korku evi açmak isteyen üç beş genç geldi. Ne yapacaksınız dedim korku evi açmak istiyoruz. Korku evi nedir nasıl bir hizmet sunacaksınız diye sordum. Bana söyledikleri canlı yılanların olduğu ışıklarla ses efektlerle hizmet vereceğiz, korku odaklı hizmet sektörü dediler. Bu eğlence adı altında açılan hizmet sektöründen para kazanmak ticaret yapmak istediklerini söylemişlerdi. Benim aklım almadı. Bu gençler neden korkmak isterler neden talep ederler diye sorgulamıştım. Tabi ki böyle bir şeye ne vesile olurum ne de izin veririm.
Bu gibi oyun evlerinin açımında tanıtımında ilgili kurumların takibi olması gerekmiyor mu. Önemli olan toplum neden bu kadar şiddet meraklısı. Patlamaya hazır bir bomba !
En önemlisi şiddete yönelik her türlü önlemin alınmasında çocuklarımızı gençlerimizi korumak için çok acil kurum kuruluşların devreye girip yeni bir yasa gerekmektedir. Caydırıcı önlemler yasaların daha etkili hale gelmesi toplumun geleceği için çok önemli.
Mayıs ayında 40 kadın cinayeti işlenmiş bir şekilde ölü bulunmuş. Az önce Sıla bebek öldü. İnsanın içi sızlıyor artık. Sadece Narin, leyla bu çocukların isimlerini bildiklerimiz. Ya bilmediklerimiz kadınlarımız genç kızlarımız. Kadınlar, çocuklar, gençler hangi bahaneyle öldürüldüğünün tespiti edilmemesi, kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin neden öldürüldüğü tespit edilmedikçe; adil yargılama yapılmayıp şüpheli, sanık ve katiller caydırıcı cezalar almadıkça, önleyici tedbirler uygulanmadıkça şiddet boyut değiştirerek sürmeye devam ediyor.
Toplum her gün sosyal bir cinnet hali ile karşımıza çıkmakta ve en kötüsü normalmiş gibi bakıp izlememiz. Kadın, çocuk cinayetlerin artması, sokaklarda genç bir kıza taciz edilmesi, en son polis memuru Şeyda Yılmaz’ın katili gibi sabıkalı kişilerin dışarda nasıl elini kolunu sallayarak gezebilmesi garip geliyor artık.
Polis canla başla uğraşsın, uyuşturucu satıcıları ile tacizciler ile cinayet zanlıları ile yakalasın ne hikmetse iyi halden nasıl çıkarlar anlamış değiliz. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın göreve geldiği günden bu zamana kadar hemen hemen her gün yapılan operasyonlar gözlerden kaçmıyor. İçişleri Bakanı Sayın Ali Yerlikaya'nın nezdinde emniyet çalışanlarını kutlarım.
Son olarak çocukların, gençlerin, kadınların doğanın, tüm canlıların güvenli yaşayabileceği huzurlu bir ülke için ne gerekiyorsa devletin tüm kurumlarının yaptırımını en etkili caydırıcı hale getirilmesi yeniden yapılanmamız gerekmektedir.
