NİCE 100 YILLARA
“Benim naçiz vücudum nasıl olsa bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ebediyen yaşayacaktır.”
Mustafa Kemal Atatürk
Nedir Cumhuriyet?
Cumhuriyet padişahın kulu olmaktan çıkıp bağımsız, özgür, egemen olmaktır.
Cumhuriyet kadınların ikinci sınıf insan muamelesi görmemesidir.
Cumhuriyet kendi kendini yönetebilmektir.
Cumhuriyet kanun önünde herkesin eşit olmasıdır.
Cumhuriyet hurafenin ve cehaletin sonu, bilimin ve eğitimin yoludur.
“Bütün dünya bilsin ki, benim için bir yandaşlık vardır: Cumhuriyet yandaşlığı, düşünsel ve toplumsal devrim yandaşlığı. Bu noktada yeni Türkiye topluluğunda, bir bireyi bunun dışında düşünmek istemiyorum. Türk milletinin karakter ve adetlerine en uygun olan idare, cumhuriyet idaresidir. Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu devam ettirecek sizlersiniz.”
Mustafa Kemal Atatürk
Yorucu, yıkıcı ama zaferlerle sonuçlanan savaşlardan çıkan bir millet kendi iradesiyle bu zaferleri kazanmıştı. Atatürk için de kendi iradesiyle zafer kazanan bir millet cumhuriyet dışında başka bir yönetim biçimiyle yönetilemezdi. İşte bu yüzden daha savaşın içindeyken bile cumhuriyetten başka bir yönetim biçimi düşünmüyordu.
19 Mayıs 1919’da Samsun’da cumhuriyet için ilk adımları atan Atatürk ardından 23 Nisan 1920’de TBMM’yi kurarak yeni bir anayasa hazırladı. Ve 29 Ekim 1923’te milletvekillerinin oy birliğiyle halkın kendi kendini yönetebildiği, egemenliğin kayıtsız şartsız milletindir olduğu, kadınların köle gibi görülmediği, insanların padişaha kul olmadığı, eşitçe yaşanabilen, kendi parasını basabilen, kendi ekonomisini oluşturabilen, halkın kendi diliyle ve eşitçe eğitim görebildiği ve daha nice reformların yaşandığı, çağdaş, muhasır, bağımsız ve demokratik cumhuriyetimizi ilan etti. ‘Hasta adam’ olarak tanımlanan, yıkılmış bir devleti baştan yaratıp hakimiyeti millete verdi ve bunu dünyaya duyurdu.
“BÜTÜN ÜMİDİM GENÇLİKTEDİR”
100 yıl önce savaştan çıkan yorgun bir millet Atatürk’ün önderliğinde ilelebet yaşayacak cumhuriyeti kurdu. O cumhuriyetin ışığı da 100 yıldır sönmeden yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor. Bu ışığı elimize alıp, elden ele gelecek nesillere ulaştırarak cumhuriyeti 200’üncü, 300’üncü yıllara hatta sonsuzluğa ulaştırmanın sırası bizde. Bu ışık, işini en iyi yapıp öğrencisini en iyi yetiştiren öğretmende, geleceği inşa eden bilim insanında, vatanını en iyi savunan askerde, en iyi üretim yapan işçide, adını dünyaya duyuran sanatçıda, en iyi mahsul çıkaran çiftçide... Bu cumhuriyetin ışığı tüm cumhuriyet karşıtı eylemlere, davranışlara rağmen, tüm yok edilme çabalarına rağmen ümidi biz de olan Atatürk’e en büyük teşekkür olarak gençlikte.
Bize egemenliği, çağdaşlığı, demokrasiyi ve sahip çıkılması gereken en büyük emanet olan cumhuriyeti armağan eden Mustafa Kemal’e minnet ve saygıyla nice 100 yıllara! Emanetin, emanetimizdir...
