Beden toprağa karışır, ama ruh iz bırakırsa yeniden dirilir.
Ölüm, çoğu insanın korktuğu bir sondur.
Ama bazıları için ölüm, bir eşiğin adıdır; bir geçiş, bir yükseliş, bir diriliştir.
Toprak alan gibi görünür, ama aslında geri verir: İnsan bedeni çürür, ama ardında bıraktığı ruh çoğalır.
Asıl Diriliş, Gittikten Sonra Başlayandır
Herkes doğar, yaşar ve ölür.
Ama herkes dirilemez.
Çünkü dirilmek, gitmiş olsan bile konuşulmaya devam etmektir.
Bir hareketin, bir duanın, bir cümlenin içinde yaşamaktır.
Bir kitap düşünün; yazarı ölmüş ama her sayfası hâlâ zihinlere dokunuyor.
Bir dernek düşünün; kurucusu göçmüş ama hâlâ mazlumun, garibin umudu olmaya devam ediyor.
Bir düşünce düşünün; sahibi artık bu dünyada değil ama fikri hâlâ yol gösteriyor…
İşte bu, ölümden sonra dirilmektir.
Fiziksel Ölüm, Hakiki Hayatın Başlangıcıdır
Dünya; insanın sınandığı, yoğrulduğu, hamlıktan pişkinliğe evrildiği bir mutfaktır.
Ama ölüm, sadece bedenin sonu değil; ruhun sahne aldığı yerdir.
Bazı insanlar dünyada gölgede kalır ama öldükten sonra nur gibi parlar.
Ölüm, kimini sessizliğe gömer;
kimini ise milletin vicdanında ölümsüzleştirir.
Musa Vatansever ve Ardında Kalan Diriliş
İşte Musa Vatansever, yalnızca bir isim değil; bir dirilişin timsalidir.
Hayatını Türk milletine, kimliğine, kültürüne adamış;
sadece yaşayıp gitmemiş, yaşayan fikirler bırakmıştır.
BULTÜRK Derneği onun inancının dirilişidir.
BGSAM onun aklının yürüyüşüdür.
Ve kitabı, onun kalbinin bugüne ve yarına yazdığı vasiyetidir.
O toprak altına gitti belki…
Ama biz onun fikrini soluyor, izini takip ediyor, duasını taşıyoruz.
İşte bu, ölümden sonraki gerçek diriliştir.
Bir Hatırlatma:
Ölümden korkma.
İz bırakmamaktan kork.
Çünkü bedenin bir gün mutlaka gömülecek.
Ama asıl mesele şu:
Adın mı gömülecek, yoksa anın mı yükselecek?
Son Dua:
“Ya Rabbi, bizlere de Musa Vatansever gibi;
İz bırakanlardan, dua edilenlerden, dirildikçe diriltenlerden eyle…
Ölümden korkmayan, hayatı anlamla kuşanan kullarından eyle… Âmin.”
Rafet Ulutürk
