ORMAN YAŞLI, VAHŞET TAZE
Helmut Werner 'Ezoterik sözlük'te yazmış, "zeus için meşe, athena için zeytin ağacı, apollon için defne ağacı, dionysos için çınar ağacı ve afrodit için mür ağacı kutsaldır". Sözün özü ağaç kutsaldır.
Bu kutsal varlık günde 17 kişinin oksijen ihtiyacını karşılıyor. Peki yetişmiş bir ağaç kaç yılda büyüyor derseniz tam 100 yıl.
Yaşatan varlık ne yazıktır ki kolayca öldürülüyor. El Nino sıcaklıklarının yakıp kavurduğu şu günlerde, 'insan elinin' de 'katkısıyla'(!) binlerce hektarlık alan yok oldu.
Geçtiğimiz hafta Sayın Bakan İbrahim Yumaklı, acı verici istatistikleri paylaşmıştı. Yumaklı, bu yıl 1022 orman yangının çıktığını 6 bin 900 hektarlık alanın zarar gördüğünü belirtmişti. Keza bu yangınların pek çoğu da 10 Temmuz ile 18 Temmuz arasında olmakla beraber yüzde 90'ının da insan kaynaklı olduğu ortaya çıktı.
İstatikler simsiyah ağaç gövdelerinin 'ölümün temsilcisi' olduğu resmi çok iyi anlatmıyor. Fakat söndürülmesi güç olan bu 'cehennem tasviri'nin büyüklüğü yarattığı yıkıcı etki yaşayanların ve şahit olanların hafızalarından çıkmayacak kadar gerçek bir felaket.
Doğanın ölümü bizim ölümümüz... İnsan eliyle, kendi ölümünü yaratıyor. Ölüme engel olmaya çalışan yetkililerin başarısı ise son yıllarda hiç kuşkusuz çok iyi yerlere geldi.
Özellikle yangına müdahalede bir numara olan İHA'ların 2020'den bu yana 3 bin 55 yangını tespit ettiğini duyurdu Tarım ve Orman Bakanlığı. Yangına müdahale süresi 50 dakikadan 10 dakikaya düşmüş bu sayede. Dahası bir İHA'nın anlık 800 bin hektarlık alanı, 1 dakika içinde ise 3,5 milyon hektarlık alanı tarıyormuş.
Yangınlara bunca müdahale varken halen yurdun dört bir yanında alevler ölümü çağırmaya binlerce 'yaşam' ise yok oluşa süreklenmeye devam ediyor.
Söz söylesek çok ama ünlü bir Anadolu deyişi tek cümleyle özetlemiş durumu: Ocak söndürenin ocağı söner...