Yerel seçimlerin genel seçimlerden yaklaşık on ay sonra yapılması ile ortaya çıkan sonuçların Türkiye'de siyasetin nasıl şekillendirdiği sorularına cevap aramaktadır.
Türk seçmenin seçimlerde siyasi analizleri çok başarılı bir şekilde değerlendirerek karar verdikleri görülmektedir.
Siyasetin karnesi seçim sermayesi ise seçmenin oy hakkı olduğu hiç bir zaman unutulmamalıdır.
Seçmen yaklaşımı siyasilerin karnelerini belirlerken siyaseti yerel yönetimler ile ülke yönetimi seçimlerinde tercih ve ülke gündemine yaklaşımı ile başarı ile değerlendirmiştir.
Bu değerlendirme genel seçimlerde her şeyin üstünde olan ülke bütünlüğü,beka ve dış politik gelişmeler çerçevesinde karar veren seçmen beka ve güvenlik politikaları öncelikli tercihini kullanmış ve karar vermiştir.
Ancak iç siyaset ile sorunların çözümü için yerel seçimlere kadar gözlem yapmış ve kendini düzeltmeye yönelik çalışmalar yapmayan siyasi partiler için son kez bu sefer ikaz değil
İhtar ve Protesto gönderme gereği duymuştur.
Siyaset sermayesini görmeyen yapılar Türk siyasi tarihinde yerlerini almışlardır.
Vatan tehdit ve tehlikede olduğu zaman millet hiç bir zaman affetmez.
Vatan için mücadele edenlerin yanında yer alır.
Çizgiden çıkmak, başkalarıyla işbirliği yapmak vs yapılar içinde olanlar ile doğru yolda olanları ayırır.
Sandığa gitmeyerek Vatan için çalışan partilerden vazgeçmemiş
seçimlerde kazandım zannedenleri sahnede yer alması ve vatandaşlar için çalışma yapmaları fırsatı verirken genelde ise hükümet ile devam kararına devam etmiştir.
Bu durumu fırsat gören siyaset mühendisliği seçim öncesi neler yaptı ve seçim sonrası neler yapacak göreceğiz
Seçim öncesi
İttifaklar kurarken siyasi parti ele geçirme ve bölme hamlelerini sahneye koydular.
En uç yapıdaki siyasi partileri bir araya getirerek istediklerini yapmak istediler.
(İslamcıyla Kemalisti,
PKK destekçisi ile sözde Türk milliyetçisini )
Cumhurbaşkanı adaylarını açıklarken bile bu durumu çok iyi bir şekilde ortaya koymuşlar ve
İslamcı çizgideki Saadet Partisi genel merkezinde açıklamasıyla CHP’ye karşı algıyı yıkmayı planlamislardir.
Altılı masada istediklerini alamayacaklarını görünce yeni milliyetçi çizgide parti dahi kurmaktan geri kalmadılar.
2001 krizine zemin nasıl oluşturuldu. Bunun bugün yeniden dikkatle incelenmesi gerekmektedir.
Türkiye üzerine nasıl bir plan ile siyaseti ve sokakları karıştırdıklarını unutmayalım.
Ve arkasından gelen erken seçim, finansal ve ekonomik teslimiyet süreçleri çıkarılan yasalar ile desteklenmesi ve bugün dahi çıkarılan yasaların devam ettirilmesi ve negatif etkilerini yaşadığımızın farkında olmayan anlayışlar var.
O nedenle izlenen politikalarının yerli ve milli çizgi dışına çıkmasına gayret edenlere karşı tedbirler alınmalıdır.
Türkiye ve Orta Doğu'nun geleceğinin garantisi olacak kalkınma yolu projesi ve enerji hap merkezi ile çalışmaların devamlılığını garanti altına alacak politikalar ivedilikle hayata geçirilmelidir.
Dr Mehmet BOZKUŞ
Stratejist Algısal Siyaset