PARMAK HESABI
Merhaba değerli okur dostlarım, yeniden gönüllerinize konuk olmaya geldim. Dilerim yarenliğim kalıcı bağlar oluştursun. Gören gözün, bilen özün ve dönen dilin vazifesini yapması gerektiğine inanıyorum.
Dürüst ve ahlak sahibi olmak çıkarlarına ters düşse de doğruları savunmaktır. Beni sokmayan yılan bin yaşasın düsturuyla yaşarsak o yılanın hepimizi yutacak bir canavara dönüşmesi kaçınılmazdır. Ben matematik seven biri değilim. Duygu insanıyım. Lakin parmak hesabı yapacak kadar da hesaptan anlarım. Hadi bir hesap yapalım, yanlışım varsa düzeltin olur mu?
EMEKLİ 7500TL MAAŞ ALIYOR. Evi yok, bizim gibi…
5000 TL kira verse desem ki; memleketin neredeyse tamamında kiralar en düşük ve 1+1 ev emekli maaşı kadar.
1500 TL elektrik faturası ki ısınma ve soğutmada klima kullanmak zorundaysa paranın canına okuyor.
150 TL de su faturası olsun fukaranın.
200 TL de telefon faturası olsun, şimdi onu da çok görmeyin garibana. Keyif değil zorunluluk çağımızda. Ki; marsa doğru yola çıkanlarımız olursa onlarla da haberleşmek gerek. Ha bir de rahmetli Kemal Sunal’ın filmindeki gibi hani şu ekmeğini camdan dönerin yağına bandığı durum var… Gariban gidemediği tatile, yiyemediği meyveye, yakamadığı mangala, giyemediği yazlık kışlık kıyafetlere, binemediği otomobile, başını sokamadığı kırmızı kiremitli eve sahip olan azınlıkların paylaştıklarını sanki sahipmiş gibi hissediyor. Bir zenginlik havası sarıyor benliğini ki sormayın. Wifi bulduğu her yerde dünyanın tüm zenginlikleri, nimetleri parmaklarının ucunda. O kadar o dünyanın içinde narkozlanıyor ki cebinde para gani, flört ediyor, hayel kuruyor, her şeye sahip olduğunu hissettiren tek yer. Gerçeklerden epeyce uzak.
Her neyse bu insanlar bir de karnını doyurmak zorunda öyle değil mi? Henüz hiç birimiz oksijen ile beslenme durumunda değiliz. Dünyada bunun için çalışmalar tam gaz sürüyor, sanal gerçeklikle ancak 40 gün açlığa direndi denek.
Günde katıksız iki ekmek alsa garibim ayda ne yapar?
600 TL cik. Eeee hiç katığı olmasın mı, her öğün yavan ekmek mi yesin fukara? Zaten karbonhidrat dışında giren yok ağzından. Tek düze beslenme metodu insanlara halüsİnasyon gördürmeye başlattı. He vallahi ben bile o dünyanın yerini epeyce merak ediyorum. Siz etmiyor musunuz canlar?
Acaba kah efkardan kah keyiften duman tüttürüyor mudur? Zaten 50 tl kaldı maaştan bir paket de ondan alırsa maaş uçtu.
Gel de düşünme şimdi bu insanlar hayali beslenmekte, hayali yaşamakta hiç de haksız değiller hani. Yok işte cep boş. Ne yapsın hayali yaşamayıp da. Arada yüzünü kızartıp hava karardığında pazar artıklarından bir şeyler bulmaya çalışmasınlar da ne yapsınlar?
İnsanca yaşamak için yeterli bir gelir olmadığını kara cahil bile parmak hesabıyla hesaplar. Başkaca bir cümle kurmaya gerek yok. Ağlamayan çocuğa meme vermezler sözü nasıl da cuk diye oturuyor mevzuya. İnsanca yaşama hakkını kendine layık görmeyi unutmuş milyonlarca insan. Asil ile vekil arasındaki dağlarca farkı göremiyorlar. Bilmelisiniz ki genç iken yıllarca çalışıp vergi ödeyerek yaşlılığınızda rahatça yaşama hakkınıza yatırım yaptınız. Koşullar insanca yaşamanıza imkan vermiyorsa haklarınıza sahip çıkmalısınız. Sağlık, eğitim ve barınma ihtiyaçları TEMEL İHTİYAÇLARDIR. Çocukken babamızdan beklerdik çalışsın ihtiyaçlarımızı alsın diye. Yaşlandığımızda bu görev devlet babaya düşüyor. Ne yaparsanız yapın bu maaşlar ile bu koşullarda yaşamak mümkün değil.
Yaşamak demek nefes almak değil bu arada…
Yaşamak beslenme, barınma, sağlık ve sosyal hayatınızla bir bütündür ve tüm bu ihtiyaçlarınıza cevap verecek bir gelirinizin olmasıdır. Peki artık adı bile kaybolmuş millet (eskiden bir orta direk vardı) zengin ve çok zenginlerin arasında kaybolduk gittik. Bizi ne gören ne hatırlayan var çünkü sen kendini görünür olmaktan çıkardın. Elbette ki bu matematiği yapanların çarşı pazar, market ,giyim kuşam, ulaşım, sağlık vs. iyice bir hesabını yapması gerekir ki vatandaş sefil olmasın. İnce ince hesaba gerek yok bu maaşa parmak hesabı bile fazla geliyor. Üç beş kalemde bitiyor maaş. Kimi yer kimi bakar kıyamet ondan kopar atasözünü kim bilir hangi ata hangi zamanlarda söyledi. Ama kıyamet yutkunan insanların ruhlarında kopuyor. Her inleyeni dinleyen var. Yüce Allah hakkıyla görevini yapmayı her kuluna nasip etsin. Zincirin halkaları gibiyiz. Ya da bir makinenin dişlileri… Her şey uyum içinde çalışmalı ki arıza çıkmasın. Herkes kendini sorgulamalı. Görevlerini, sorumluluklarını, ahlakını, vicdanını, yaptıklarını, yapmadıklarını, bildiklerini, öğrenmesi gerekenleri, birey olmayı, vatandaş olmayı, halk olmayı… Peki neresindeyiz? Kaç parmak sayabildiniz?
Sevgi ve saygı ile kalınız. Sofranızdan ekmeğiniz, cebinizden paranız, yuvanızdan huzurunuz eksik olmasın. Görüşmek dileğiyle hoşcakalın.
Kıvanç Haldız