Betül ÜNLÜ


PIERRE-AUGUST RENOIR 1841-1919

3 Aralık 1919 gecesi uyuduğu uykudan uyanamayan Renoir sanat dünyasına 6000 eser bırakmıştır.


“Suya düşmüş küçücük bir mantar parçasıyım,kendimi akıntıya kaptırdım,sular nereye götürürse oraya giderim.”
Pierro-August Renoir 1841 yılının şubat ayında Fransa’da dünyaya geldi.
Babası Lenoard Renoir mütevazı bir terziydi.
Porselen işçiliği ile ün salmış olan bu şehirde terzilik yapan babası ,bir süre sonra geçim sıkıntısı çekerek Paris’e taşındı . Büyük şehrin iş imkanlarının daha geniş olması Lenoard’ın mali durumunu biraz olsun dengelemeye yetmişti.
Pierre Renoir yedi yaşında okula başladı ve okul çıkışı babasının yanına gidip ona yardımcı olmaya çalışıyordu fakat babası Renoir’in ilik açmak ,düğme dikmek gibi terzilik mesleğine elinin yatkın olmadığını fark etmişti.
Renoir’in ilgisi müzik üzerineydi ve bu müzik tutkusu çocukluktan kendini göstermiş ve kabiliyeti 19. yüzyıl Fransız opera bestecilerinden  en önemlisi olan Charlies Gounod’un ilgisini çekmişti.
Ama müziğin karın doyurmayacağına inanan babası ise Renoir’i bir seramik ustasının yanına götürerek ,
-Al eti senin kemiği benim bu çocuğu adam et bakalım dedi.
Bu köhne atölyeden porselen endüstrisine giden bütün yollar Renoir’e açılacak ve bu alanda ustalığı ile de kendisinden yaşça büyük olan diğer porselen ressamları arasında kendisini başarısı ve becerisi ile kanıtlayabilecekti ve öyle de oldu .
Henüz 21 yaşındaki kazancı para biriktirmesine bile yetiyordu ama seramik boyama üzerine gösterdiği ustalıkla kalmadı artık idealinede kavuşmuştu .
Güzel Sanatlar Akademisi’nin giriş sınavlarında büyük bir başarı kazanan Renoir’1862’de İsviçreli ressam Charles Gleyre’nin atölyesine girdi ve sanat eğitimine başladı.
Monet,Sisley ve Bazille’ye  olan hayranlığı Renoir’in bu atölyeye yazılmasındaki en büyük sebeblerinden biriydi çünkü bu ustalara olan hayranlığı içindeki sanat tutkusunu en etkili şekilde gözler önüne serecekti.
Renoir bu usta sanatçıların atölyesinde ilk olarak porselen tabaklarını sergilemişti, mekanik basımın el sanatlarını etkisiz hale getirdiği dönemde artık seramik alanında işsiz kalmıştı ,fakat onun en büyük düşü resim sanatıydı. 
1860 yılında “peri ile kır tanrısı “ adlı eserini salona sunmuş ancak reddedilmiş ve bu resmin yerine 1864’te Victor Hugo’nun Notre dame de  Paris adlı eserinden esinlenerek yaptığı “Esmeral da” tablosu salon tarafından kabul edilmişti.

Renoir bir gün boya takımlarını ve sehpasınını alarak Fontainebleau ormanına gider ve manzara resmini çizerken çalıların arasından gelen hışırtı ve kahkaha sesi ile irkilir.
Yabancı alaycı bir sesle;
-“Şu canım manzarayı bu kapkara ve kasvetli berbat renklerle katletmeye nasıl da eliniz varıyor ,yazıklar olsun !” der ve eline fırçayı kaptığı gibi Renoir’ir tablosuna mavi ,mor,sarı turuncu ,zümrüt yeşili bir renk dizisi ile henüz bitmemiş manzara resmini Işıl Işıl yanan iç açıcı bir hale getirir.
Bu iş bitince yabancı ayağa kalkar ve yere kadar eğilerek;
- Ben manzara ressamı Diaz De Le Pena ‘der.
İşte tesadüfen karşısına çıkan bu insan Renoir’in  gerçek kişiliğini kazandırmıştır ancak Renoir’in ölümsüz sanatçılar olarak anılmasında katkısı olan  Diaz De Le Pena, sanat dünyasının meçhul kahramanlarından biri olarak unutulup gitmiştir.
Renoir ve Diaz sıkı bir dost olmuş hemen hemen her gün birlikte manzara resimleri yapmışlardır .

Daima aklının emrettiğini yapan Renoir birdenbire empresyonizmin renk dünyasını terk ederek klasisizme yönelmiştir ve bu değişikliğe sebep 1881 yılında Cezayir ve İtalya’ya yaptığı gezilerdir.
Venedik, Roma ,Napoli’yi ziyaret eden Renoir , Carpaccio,Donatello ve Raphael’in tablolarına hayran kalmıştır.
Bu geziler den sonra klasik bir yapının hakim olduğu “yıkananlar” adlı eseri için ise Renoir;
“Üç yıl durmadan dinlenmeden calıştığım bu resmi en büyük şaheserim saydığım halde ,sergilemek üzere gösterdiğim zaman herkes bana yolunu şaşırmış bir zavallı olarak baktı ,oysa bunu ne büyük bir umut ve aşkla yaptığımı Tanrı bilir.” diye yorumlamıştı.
Renoir kış mevsiminden nefret ederdi ve tek kış manzarası olarak yaptığı resme “Lanetlenmiş tabiat “adını vermişti.
Renoir 55 yaşında romatizma krizine tutuldu ve bir süre tekerlekli sandalyeye mahkum kaldı.
Hastalık bütün vücuduna yayılınca sadece parmaklarını kullanabilecek şekilde  felç oldu.
Renoir’in üç oğlu vardı  ve 1914 Dünya Savaşı’nda Renoir’in oğulları ağır yaralanmıştı ,hemen ardından karısını kaybeden Renoir bulunduğu durumda “Mandolinli Kız”tablosunu çizdi.
Ölümünü seze  sanatçı zamanla yarışırcasına tabloya çalışıyordu.
Dr.Henri Gautiez ile Renoir arasında geçen konuşmada Dr Henri ,tedaviler sayesinde odada adım atacak duruma geldiğini ve her gün  yürümesi gerektiğini söylediğinde Renoir ;
Sanatım ne olacak şeklinde cevap vermiş ve bir daha hiç tekerlekli sandalyesinden kalkmamıştır.
3 Aralık 1919 gecesi uyuduğu uykudan uyanamayan Renoir sanat dünyasına 6000 eser bırakmıştır. 
Kötümserlik ve hüzün onun sanat lügatında asla yer almamışdı ,gürültüsüz geçen uzun bir ömrünün bilançosudur tam 6000 eser.
Sanat ölümsüzdür …
Sanatçılarda…

BATI ÜLKELERİNDEN NETANYAHU İÇİN TUTUKLARIZ AÇIKLAMASI

ULUSLARASI CEZA MAHKEMESNDEN NETANYAHU İÇİN TUTUKLAMA KARARI

RUSYA NÜKLEER DOKTRİNİNİ GÜNCELLEDİ

BAŞKAN ERDOĞAN'DAN G-20 DE GAZZE MESAJI

İRAN'DA TÜRKİYE VE SURİYE'NİN NORMALLEŞMESİ UMUDU

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: BEN HALA ESED' DEN UMUTLUYUM

ABD'YE SOYKIRIM KINAMASI

COP 29 İKLİM KONFERANSINDAN START

KREMLİN'DEN YALANLAMA

DIŞİŞERİ BAKANI FİDAN: UNRWA'YA DESTEK İÇİN BİR KAMPANYA BAŞLATMALIYIZ

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 11 10 0 1 21 31
2.Fenerbahçe 11 8 1 2 18 26
3.Samsunspor 12 8 3 1 11 25
4.Eyüpspor 12 6 2 4 7 22
5.Beşiktaş 11 6 2 3 9 21
6.Göztepe 11 5 3 3 6 18
7.Sivasspor 12 5 5 2 -3 17
8.İstanbul Başakşehir 11 4 3 4 3 16
9.Kasımpaşa 12 3 4 5 -3 14
10.Konyaspor 12 4 6 2 -6 14
11.Antalyaspor 12 4 6 2 -9 14
12.Rizespor 11 4 6 1 -9 13
13.Trabzonspor 11 2 3 6 -2 12
14.Gazişehir Gaziantep 11 3 5 3 -3 12
15.Kayserispor 11 2 3 6 -5 12
16.Bodrum FK 12 3 7 2 -6 11
17.Alanyaspor 11 2 5 4 -5 10
18.Hatayspor 11 1 7 3 -8 6
19.Adana Demirspor 11 0 9 2 -16 2

YAZARLAR