Dünya siyasetinde liderler vardır. Bir de politikacılar vardır. Politikacılar lider olamaz. Onlar, liderlerin kurduğu sistem ile yerine getiren politikacılardır. Bu kararları da memurlar yerlerine getirirler.
Tabi özel sektör, sivil toplum kuruluşları, bilim merkezleri, vatandaşlar ve en önemlisi geleceğe emanet edeceğimiz gençlerin içinde bulunduğu durum, isyan ettiği konular ve geleceğe Atatürk’ün söylediği “Ey, Türk Gençliği” diye söz edilen düşünceleri dikkate almak gerekir.
Gençler başta Saraçhane’den başlayarak birçok kentte protesto gösterileri yaptılar. Hükümet, bu gösterileri hukuka aykırı görerek Emniyet Genel Müdürlüğünün asayişimizi sağlayan Polisler tarafından yakalanarak Mahkemelerde gözaltı ya da tutuklamalar yolu ile kararlar alındı.
Protesto eden gençler, çoğu Üniversite öğrencileri olarak okudukları Üniversitelerden atılması ve hayatların karartılması da gündemde. Bu kararı uygulattıran iktidar, henüz siyasi seçimlere katılma hakkı olmayan vatandaşları yok hükmünde bakarak birçok ülkeden tepkiler olsa dahi siyaset sahnesinde gündem dışı olarak bakıyor.
Aklıma neler geliyor neler! Milli Selamet ve Refah Partilerin kurucusu, Başbakan rahmetli Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN, sahada boş tencere, tava gösterdiği yıllarda Türk Hukukuna göre ülkemizi sarsan bir gösteri olarak hiç görülmedi. Dava açılmadı. Ama gençler olunca işler değişiyor. Bu da bir gerçek!
Politikacı kimdir derseniz, ailece tanığı olduğum bir politikacıdan söz edeceğim. Prof. Dr. Turan GÜNEŞ! 1973, Turan Hoca Dışişleri Bakanı.
Bakan olduğu gün, Dışişleri Bakanlığına gelen Hoca, makamında görevli tüm Büyükelçiler ve yardımcılarını çağırarak şöyle konuşmuştu; “Bakın, ben Dışişleri Bakanıyım. Kararları ben veririm. Bunları uygulayacak sizsiniz. Sizin vazifeniz budur, bana başka bir şey anlatmayın. Bir de Bakanlığın girişinde bir oda verin. Ben Kandıra Milletvekiliyim. Sabah, 07:00’den 09:00’a kadar Milletin vekiliyim. Üst kata çıkınca Dışişleri Bakanı olurum. Anlaştık mı?” der.
Politikacılık, bu günlerde farklı mantık ile sürmekte. Başta uyum politikası var. Birkaç siyasi partinin itirazları hariç uyum, devam edilmekte.
Bakın size bir politikacı hakkındaki değerlendirmemi aktarayım. ÖZTÜRK YILMAZ, CHP Ardahan Milletvekili olarak siyasete girdi. Partiden ayrılması ve ilkelerini Türk halkına sunmayı görev bilerek bir siyasi parti kurdu. YENİLİK PARTİSİ!
TBMM’nde Milletvekili olarak seçilen politikacılar kendi hayatlarında bambaşka alanlarda görev yapmış kişilerdir. Bürokrat vardır, İş adamı vardır, Akademisyen vardır, Anadolu’nun içinden yetişmiş insanlardır.
Geçenlerde bir dostum Diplomat ÖZTÜRK YILMAZ ile ilgili olarak yorum yapmış. ÖZTÜRK için “Beceremedin, kendini harcadın. Yazık!” demiş.
Bir Gazeteci olarak AKP, CHP ya da diğer siyasi partilerde Meclise davet edilen Büyükelçilerden yaptıkları görevlerinden dolayı hatırladığınız var mı?
Siz söyleyin. Bir Diplomat Meclise Milletvekili olup, Turan GÜNEŞ gibi bir Dışişleri Bakanı ya da muhalefet partisinden seçildiğinde sadece siyasi liderin talimatları doğrultusunda görev yaparsa devlet memurluğundan ileriye geçmeyen Milletvekili olursunuz. O kafa içinizden çıkmıyorsa devletin politikalarını yerine getirmekten başka bir göreviniz olmaz.
Siyasete girmiş bir diplomatın siyasi parti kurmuş bir politikacı olduğunu bir türlü benimsemeyenler için anlama kıtlığından dolayı söyleyecek bir şey yok.
Altan Öymen, Oktay Ekşi, Mustafa Balbay Milletvekili oldular, Bakan oldular. Onları ÖZTÜRK YILMAZ çerçevesinde görmüyorsunuz, öte yandan “Yazık” diyorsunuz.
Dostların dostluğu her daimdir. Dostlarımı da çok severim.
İyi haftalar dilerim dostlar. Sağlıcakla kalın!