Dünyada politikacılar, saldırılar, cinayetler ve hayatın sona erdiği anlar hep yaşandı…
CHP Genel Başkanı Özgür ÖZEL’e saldırı yaşandı. Az önce başlığını attığım politikacının mazur kaldığı saldırılar 100 yılı aşan Cumhuriyetimizde yaşandı. Tüm dünyada yaşandığı gibi devam edecek ne yazık k.
Atatürk’ü öldürmek istediler, Bülent Ecevit’i bir seferinde ABD’de, bir seferinde de Türkiye’de öldürülmesi istenildi. Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na da yapıldı. ABD’de Başkan Kennedy öldürüldü. Gandi öldürüldü. Butto paramparça yapıldı.
İnsanoğlu Politikacıyı, lideri öldürdü. Bunlara bakarak ne dememiz gerekir!..
Yenilik Partisi Genel Başkanı Öztürk Yılmaz Parti genel merkezinde öldürülmesi için saldırıda bulunuldu. Davalar açıldı. “Kızdım kendim saldırmaya karar verdim. Öldürmek istemedim” türü Hakim önünde anlatan suçlu, kısa yoldan evine gitmesine yönelik kararlar çıktı.
Yani dostlar, politikacıların ortadan kaldırılması Türkiye’nin iç politikasının bir parçası olarak gündemin başında. Öztürk Yılmaz’a geçmiş olsun diyen politikacı bulamazsanız, kimin ortadan kalkmasına sevinen politikacılar da senaryonun birer parçasıdır.
Bilim adamı ve partisinin koalisyon hükümetinde hem Başbakan Yardımcısı, hem de Dışişleri Bakanı Prof. Dr. Erdal İnönü vefat ettiğinde Recep Tayyip Erdoğan İsmet Paşanın evi Pembe Köşke gelerek aileye taziyede bulunmuştu.
Çok anlamlı ve nazik ziyareti gerçekleştirdi. Bu acı duruma Pembe Köşkte kimler katıldı, bilemem. Ama İnönü Vakfında görevli olduğum o dönemde Türk Basınına bilgi verdim ve Erdoğan ile el sıkışıklığım da oldu.
Peki, ne yapacağız?
İktidar olsun, destekçisi olsun Özgür Özel’e yapılan saldırı üzerine adını vermeyen siyasi liderler var. Bu da çok acı bir durum…
Sanki Avrupa Konseyi İnsan Hakları Mahkemesinin bir Türk vatandaşının itirazını haklı bulup cezalandırıldığında Cumhurbaşkanı “Ben yok hükmünde görüyorum” diye cevap vermesi aynı!..
Tüm dünyaya beyan ettiğimiz Cumhuriyetimizin ilkelerine sadık kalmadığımız olaylar sürdüğü müddetçe siyasi liderlerine yapılan saldırılara aynı ruh içinde devam etmemizle bir yerlere gelemeyiz. Acı gerçek devam etmektedir.
Bülent Beye ABD’de kaldığı Otelin kapısından çıktığında Türk Polisinin elinde silahla saldıracağını anlayıp önüne geçmesi hayatı ile sona erdi. Ne kadar acı bir durum. Devletin itibarı gerektiğinde hayatlarını seve seve veren Polislerin yetiştiği bir Cumhuriyetiz.
Özgür Özel’in resmi aracını, park yerine izin vermeyen de o kahraman Polislerimiz, Sırrı Süreyya Önder’in anılacağı Atatürk Kültür Merkezini izlemeye gelen kişileri araştırmayan MİT görevlisi bölgeyi niçin araştırmıyor?
Ondan sonra da “Vah vah’” diyoruz.
Bu gün TBMM’nde rahmetli Sırrı Süreyya Önder’in anısına bir oturum yapılacak. Mekanı cennet olsun.
Türkiye artık bu her an kaos yaratabilecek olayları gündemden sonuna kadar ortadan kaldıralım. Geleceğin mutluluğunu yaratan fikirlerle sorunsuz bir ülkeye adım atalım.
Köşemde tüm okurlarıma sevdamızı, sevgiyi, birlikteliğimizi perçinleşecek günlere koşalım.
Sevgiyle kalın dostlar. Yaşam boyunca!