Emre AYGEN

Tarih: 14.01.2025 13:27

RAUF DENKTAŞ

Facebook Twitter Linked-in

1960 yılında, Kıbrıs’ta Türkiye Cumhuriyeti, İngiltere ve Yunanistan’ın garantörlüğü altında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine dönüşen adanın en önemli kişisi Rauf Denktaş idi.

Halen 95 yaşındaki Gazeteci üstadımız Necati Zincirkıran bir gün Sabah Gazetesinde çalışırken Kıbrıs olayının başından geçen yıllarını anlattı. Hani geçmiş yıllarda Hürriyet Gazetesi demek Kıbrıs demek, Kıbrıslı Türkler demekti.

Bu açık açık söylenmeyen bir gerçekti…

Necati Bey bana o yılları anlattı. 1960 yılından başlayarak Hürriyet Gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni olan Necati Zincirkıran Gazetesinde Kıbrıs üzerine bir makale yazar. Ardından Necati Zincirkıran’a Londra’daki 19 Mayıs etkinliğine katılması için Türk Büyükelçisi tarafından davet gelir. Necati Bey etkinliğe katılır. O sırada Londra’da eğitim gören Türk öğrenciler de ordadır. Öğrencilerden birisi Rauf Denktaş’tır. Ve yanında, Kıbrıslı Rum olan arkadaşı Glafkos Klerides’i de Türk Elçiliğine getirir.

Denktaş Necati Beyin yanına gelir. “Sayın Necati Zincirkıran Bey, Hürriyet Gazetesinde kaleme aldığınız bir makaleyi bir İngiliz Gazetesi size ithaf etmeden sanki kendisi yazıyormuş gibi kaleme almış. İsterseniz biz sizin adınıza dava açabiliriz” der.

Necati Zincirkıran biraz düşündükten sonra Londra’daki Türk Başkonsolosluğunda istenilen belgeler hazırlanır, Denktaş ile Klerides davayı açarlar…

Aradan bir yıl geçer. Necati Bey, yine başka bir sebeple gittiği Londra’da Kıbrıslı gençlerle buluşurlar. Denktaş, Necati Beye hediyeyi verir. Davada haklı bulunulmuş, tazminat olarak da Üstadımıza 12.000,00 İngiliz Paund tutarında tazminat ödenmesine karar verilmiş.

Ardından Mahkemeden alınan paraları Necati Zincirkıran, Denktaş ve Klerides'e 1.000,00’er Paundu, yaptıkları dava konusundaki çabalarından dolayı ellerine takdim eder. Teşekkür eden gençler Üstadımıza “Efendim, bu sene ikinci sınıfımızı tamamlamış olacağız. Ama Avukat olmak için iki sene daha okumamız lazım. Bunun için gereken paramız yok. Bize yardım eder misiniz” der. Necati Zincirkıran biraz düşündükten sonra “Karnelerinizi alın. İstanbul’a gelin. Ben sizi Patronumuz Sedat Simavi’ye götüreyim. Desteği ancak O karar verir. Size başarılar. Dersleri geçin. İstanbul’a gelin” der.

Rauf Denktaş ile Glafkos Klerides (sonra Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olur) karnelerini alıp İstanbul’a gelirler.

Sedat Simavi’nin odasına girerler. Necati Zincirkıran olayı anlatır. Sedat Bey, iki genci derinlemesine süzdükten sonra karşılarına geçip, “Okumanız için gereken masrafları karşılayacağım. Hukukta, Uluslararası Hukuk çerçevesindeki hakları çok iyi okuyun. Mezun olduktan sonra karnelerinizi de alıp karşıma gelin” der.

Düşünebiliyor musunuz, koskoca Hürriyet Gazetesinin sahibi Sedat Simavi Kıbrıslı bir Türk ile Rum’u okuttu. İkisi de daha sonra  kendi ülkelerinde Cumhurbaşkanı oldu.

Türkiye Cumhuriyetinin ne olduğunu anlamak isterseniz rahmetli Sedat Simavi’nin kim olduğunu anlarsınız.

Aradan yıllar geçti. Ben Güneş Gazetesinin Fransa Muhabiriyim. 

Strasburg’da oturuyorum… 

Bir gün Denktaş kurucusu olduğumuz Avrupa Konseyi Parlamentosuna konuşmacı olarak gelmişti. Ben de diğer Türk Gazeteci arkadaşlarla birlikte olayları izliyorum.

Gazete ile konuştum. Verdiğim habere bir ek gerekli…

Avrupa Konseyi binası içinde Denktaş’ı arıyorum. Salonlara giriyorum. Hiçbir yerde yok!..

Hay Allah’ım! Denktaş’ı bulmam lazım…

Küçük bir salonun önüne geldim. Kapı, hafif açık. Birde ne göreyim!...

Denktaş ile Klerides, birer koltuğa oturmuş önlerinde bulunan masada, tavla oynuyorlar. 

Derhal fotoğraflarını çektim. Sesi duyan Denktaş, “Bu fotoğrafı kullanmayacaksın değil mi? Bu özeldir” dedi…

“Tabi efendim” dedim. Denktaş, “Ne istiyorsun?” diye sordu. “Oyun bittikten sonra daha münasip olur” dedim. 

Klerides bana döndü Türkçe olarak “Merak etme böyle şeyler burada kalır. Ne soracaksan sor” dedi. Rumca mı, İngilizce mi, Türkçe mi üçü de ana dilleri gibi.

Sorumu sordum. Cevabımı aldım. Gazeteyi baskıya gönderdim. Çok önemli bir şey öğrenmiştim.

Rum’u da Türk’ü de Kıbrıs adasından çıkan kişilerin hiç birinin tamamı olmadıklarını öğrendim. Daha sonraki yıllarda, gittiğim Kıbrıs Rum kesiminde toprağı bol olsun Glafkos Kliridis ile de çok tatlı anılarım oldu.

Sayın Denktaş üzerine yazılması gereken o kadar çok olay ve anılarım var ki..

Rauf Denktaş'a rahmet diliyorum. Allah Rahmet Eylesin. Mekânı Cennet olsun İnşallah!..

 

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —