Vüsale ALİYEVA

Tarih: 25.11.2023 20:53

Sahte Pandemilere, Zararlı Aşılara HAYIR!

Facebook Twitter Linked-in

 

 

Sahte Pandemilere, Zararlı Aşılara HAYIR!

 

 Dünya sağlık örgütünün Tüzüğü kabul gördü ve kabul edenler arasında ülkemiz de var. 44 maddelik bu tüük  2024 yılı mayıs ayında yürürlüğe gireceği karara alınmış. Birleşmiş Milletler çatısı altında faaliyetini sürdüren bu kurum dünyadaki ortak sağlık sorunlarını araştırarak insanlığa faydalı olsun diye kurulmuş fakat son yıllarda “kukla” görevli karanlık bir örgüt halıne gelmiş maalesef. Anlaşılan bu kurum da küresel hegemoni tarafından satın alınmış bill ve Melinda Gates fonu   bu örgüte yüklü tutarda bağış yapıyor. 44 maddelik Tüzük ilkeleri sağlık kuralları, virüs ve bulaşıcı hastalıklar yayılmaya başladığında yapılması gerektiğini içeren maddelerden oluşmakta iken, aslında bu tüzük  Murat Akan hocamızın tanımladığı gibi Küresel Darbe Yasası niteliğini taşımakta ve insanlığı bitirmek temeline dayalıdır.  Tüzüğün içerisindeki maddelerden Ulus Devletleri tamamen devre dışı bırakmaya yönelik olup, devletlerin egemenlik haklarına adeta saldırı niteliğindedir. Ayrıca, sadece sağlık sektörüne değil, hayvan- besicilik, gıda-beslenme,  sektörünü de emri altına alacak.  Daha beteri ise olası  pandemi süreçlerine hazırlık yaparak devletlerin asla bu duruma karışamayacağı sert maddeler de tüzükte mevcuttur.  Öyle ki, bu maddelere uymayan devletlere yaptırım cezası da uygulayacaklar. Başka bir kötü yönü ise, rehber tedavi içeriği tasarlayıp devletlere zoraki uygulamaları için baskı yapacaklar. Sosyal medya yasağı da getirerek “yanlış bilgi yayma” kuralına tabi tutularak aslında doğru tedavi, sağlık bilgileri verenlere yasak getirilip bununla da kalmayarak 3 yıldan başlayan hapis cezasına kadar işi zora koşturmakla insanları susturmaya çalışacaklar. Dijital cüzdanı da bu nedenle eski pandemi döneminde geliştirerek toplumsal olarak mahremiyet tabusunu yıkacaklar. Çin, Rusya, Malezya, Hindistan çekinceli ve temkinli yaklaşmışlar. Lakin, üzücü olan şu ki, ülkemizde şu anda bu tüzüğün kabulüne dair hazırlıklar yapılmaktadır diye bilgi edindim.  Dünya Sağlık Örgütüne tam teşekkülle bağlı kılınacak şekilde tasarlanmış ve Dünya Sağlık Örgütü tüm devletler üzere Sağlık Bakanlığı sıfatına dönüştürülmektedir. Dünya Sağlık örgütü eğer şeffaflığa dikkat eder ve faydalı sağlık uygulamaları önerirse sorun olmaz, fakat, her şeyi yapay zekaya, robotlaşmaya yönelik tasarlamak üzere ciddi cehtle çalışmalar yapan Bill Gates gibi tehlikeli şahısların emri ile hareket edecekse ülkemiz için de oldukça can sıkıcı durumlara yol açacaktır. Geçtiğimiz pandemi sürecinde çok arayıp talepte bulunsak ta aşıların içeriği ile ilgili ve mutasyona uğramış covid versiyonları için yeni aşılar mı uygulanacak sorularına hiçbir yanıt alamadık.

İnternette bu covid aşılarının içeriğini araştırırken aşağıdaki açıklamayı buldum:  

Biontech firması tarafından üretilen COVID-19 mRNA aşısının (BNT162b2) içeriğinde; mRNA, lipidler, potasyum klorid, monobazik potasyum fosfat, sodyum klorid, dibazik sodyum fosfat dihidrat ve sükroz bulunmaktadır.

Virüsün genetik kodunu taşıyan RNA’yı içeren aşı. Aşı  kişiye enjekte edildikten sonra kişinin hücreleri, bu genetik kodu kullanarak bağışıklık sistemini uyaran maddeleri (antijen) üretir ve bağışıklık sistemini harekete geçirir.

Lipidlerin çok çeşitli görevleri vardır: Enerji sağlarlar (karbonhidratlardan sonra 2.sıradadır), yağda eriyen A,D,E,K vitaminlerinin taşıyıcısıdır, vücudu ısı kaybından korurlar, hücre zarının bileşenlerinden biridir, birçok enzim aktivesini etkiler, sinirsel uyarıların iletiminde etkilidir.

Vücutta, lipitler, lipazlar tarafından enzimatik hidrolize tabi tutulur. Lipidlerin çoğunluğu, yüksek yağ asitleri, alkoller ve aldehitlerin türevleridir.

Amma ve lakin son dönemlerde insanlarda sıkça görülen eklem ağrıları, kalp krizleri, astım şikayetleri çoğalınca bu bilgilerin saptandığı düşüncesi zihnimizi meşgul ediyor. Yazıldığı gibi şayet bu aşıların içeriği bu kadar faydalı kimyasallar barındırmış olsaydı son iki yıldır sağlık sorunları aşırı derecede yaygınlaşmazdı.  Geçen seneden Almanya’da aşı mağdurlarına ömürlük emeklilik bağlanması da zaten bunun kanıtıdır. Başka bir haber de AB Parlamento üyesi Marcel de Graaf’tan geldi, onun açıklaması şöyle:

Hükümetler aşıların virüsün yayılmasına karşı koruma sağlamayacağını biliyordu. Ancak bu bilgiyi vatandaşlarla paylaşmadı. Aksine yalanlarla vatandaşlara aşıları dayatarak yan etkilerini de gizlemiş,  böylece aşı yaptıran her kesin sağlığını tehlikeye atmışlar- diye açıladı.  

Şimdi başka yeni pandemiler “üreterek” neler yapmak isteyeceklerini düşünmek bile korkunç.  Kiminle konuşsak sağlık şikayetleri ile iş gücünün zayıflığından yakınıyor. Hastalıklara karşı hassas duruma düşmüş ve sağlıklı beslenmek için bile yapay gıdaların piyasaya sürüleceği haberleri ile tedirgin bir hayat sürmekteyiz.  Dahası toplu olarak pandeminin zararlarını ve yalanlarla aşıları zorunlu kıldıkları bu acımasızlığa karşı adli işlemlere baş vurmamız gerekirken yeni baskılara boyun eğmemek için nasıl mücadele edeceğiz diye endişeliyiz.  

 Umut ediyorum ki, devletimiz “ ipleri Dünya Sağlık Örgütü” gibi asıl vazifesini çoktan bir kenara bırakarak paraya esir düşmüş bir örgütün eline vermeyip hazır Türk Devletler Teşkilatı kurulmuşken Türk Tabipler Birliği gibi Türk devletlerine hizmet edecek, şeffaf ve adil  sağlık uygulamaları ile milletimize sağlık ve refah hizmetleri sunacaktır.  

 

Vüsale  ALİ

Kayseri 

 

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —