TV ekranlarında, Radyolarda, Gazetelerde Türk siyasetinin hızla devem ettiğini görüyoruz.
Siyaset sahnesinde farklı görüşlerinde inatla sürdüren meslek arkadaşlarım, sanki futbol maçını anında nakleden, yorumlayan Gazetecilerle habercilik devam ediyor.
Bu gün İstanbul’da Gazeteciler Cemiyetinin dönem toplantısı yapılacak…
Yarın da Cemiyet Başkanı, Yönetim Kurulu, Onur Üyeleri, Disiplin, Balotaş ve diğerleri belirlenecek. Meslek arkadaşlarıma Cemiyet üyesi dostlarımı şimdiden kutlarım.
Peki, İstanbul’daki Cemiyet başlangıçta belirttiğim sanki fanatik bir Gazeteciliğin getirdiği kirliliği hep eleştirdi. Okundu. Ne var ki, bu kirli Gazeteciliği bilseler dahi hep görmemezlikten gelinildi.
İlkeler yeniden yerine oturtulur mu, bence yakın gelecekte görüleceğini tahmin etmiyorum. Yanlış düşünen bir ben kalayım yeter.
Siyasete gelince, Ekrem İmamoğlu’nun Üniversiteden mezuniyetinin geçersiz olduğu ortaya çıktı. Ekrem İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak başarılı olduğunu her kez biliyor.
Ancak CHP Genel Başkanı Özgür Özer, Cumhurbaşkanlığının erkenden sandığa geleceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imalı sözleri üzerine Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olacağını ortaya atarak vatandaşlardan imza topladı. Özgür Özer, Cumhurbaşkanı adayını seçerken Üniversiteden mezun olup olmadığını ne diye araştırmadı.
Bakın CHP’li dostlar. Kemal Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanı olunca ilk seçimlerde ben de Milletvekili aday adayı oldum.
Kanun gereği İlkokul mezunu olmak yeterli idi. Ben de mezun olduğum Çankaya İlkokulu mezuniyet belgemi alarak CHP Genel Merkezine sundum.
Gazetecilik cilvesi, Romanya’daki devrimi TRT adına izlerken vurulup, bir gözümü kaybettiğim için CHP Milletvekili Adayı olarak “özürlü” olduğumu tıbbi raporları göstererek indirimli ücret ödemiştim.
Aday olamadım ama fikirlerimin hep aynı düşünceyi paylaşmaktaydım.
Dedem Mehmet Rifat Vardar, Cumhuriyet kurulduktan sonra beş dönem CHP’nin Zonguldak Milletvekili idi. Mülkiyeyi Şahane Mezunu idi. Bu kadar sene Milletvekili olarak evlatlarına ne bıraktı diye sorarsanız, Ekrem İmamoğlu’nun Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu gün Ankara’daki ABD Büyükelçisinin yardım amacıyla 5 milyon ABD Doları gibi yardımları cebine atmadı.
Rahmetli Annem anlatırdı. Bir seferinde Amerikalılar Dede Beyin evine bir Amerikan Buzdolabı hediye etmişler. Dede Bey, “Bu dolap eve girmez. Numune Hastanesinde Buzdolabı yok. Oraya gönderin” deyip Hastaneye göndermiş. Numune Hastanesinin müzesi var mı bilmiyorum. O zaman Milletvekilleri memleketi ailelerinin çok üstünde görürlermiş. Ne diyeceksin!
Rahmetli Başbakan Bülent Ecevit de benim DSP’de Milletvekili olmamı istedi. Şerefle kabul ettim. Lakin Türk siyasetinde açıkça söylenmeyen tırnak içinde ilkeler var. Partideki yetkililer, Milletvekili listesi seçerken Bülent Beyin takdiri etse bile, benim adımı çıkarıp, Beyefendinin Güvenlik Görevlisinin Milletvekili olmasını takdir etmişlerdi.
Ne diyelim, fikriyatı olmayanın zikriyati asla olmaz! Türk siyaseti de böyle.
Bu hafta içinin ilk makalemi sizlere kalene aldım. Takdir sizindir. Sevgiyle kalın Dostlar.