Emre AYGEN

Tarih: 16.01.2025 13:00

SİYASET, MEDYAYI CEHALETE İKNA ETTİ

Facebook Twitter Linked-in

Dün NOW TV’de haberleri izliyorum…

Dostum Doğan ŞENTÜRK ’ün Genel Yayın Yönetiminde hafta içleri ekranda yer alan Selçuk TEPELİ ilk haberi sunuyor…

Konu, Öcalan görüşmeleri. TBMM’nde iktidar, Cumhur ittifakı ve Muhalefet Partileri ile görüşmeler yapılmakta..

Biliyoruz, görüşmelerde ne yapıldığını bilmiyoruz. Geçmiş görüşmeleri dikkate alarak devam eden olanları yorumlamaktayız. Öcalan tarafında Milletvekilleri ve Ahmet TÜRK’ün yer aldığına bakılarak sanki ne diye toplantılara katıldığına anlam vermeyerek ne için orda olduğunu gülerek haberleştiriyorlar.

Arkadaşlar, Ahmet TÜRK’ün kim olduğunu Google’dan ne diye bakmıyorsunuz? 

Ahmet TÜRK, siyasete 1970’lerin başında27 Mayıs 1960 devrimi ile kapatılan Demokrat Parti’nin daha sonra iktidara gelen Adalet Partisi içinde Milletvekillerini siyasete soktu.

TBMM Başkanı da rahmetli Bozbeyli idi. Bir seçim sonrasında Bozbeyli Adalet Partisinden ayrılarak “DEMOKRATİK PARTİ”yi kurdu. 

Türkiye’nin Atatürk’ün son siyasi tercihi olarak İsmet İnönü’nün Başbakanlık görevini sona erdirerek Celal Bayar’ı Başbakan olarak seçti. Çok partili hayata geçilmesinden sonra da üçüncü Cumhurbaşkanı olan Celal Bayar, Demokratik Partinin Konya’daki mitinglerinin baş konuşmacısı idi. Ahmet Türk 27 Mayıs’a karşı duran siyaset yeniden Mecliste yerini almıştı.

Peki, Ahmet Türk daha sonra ne yaptı? 12 Mart Muhtırasının TBMM’nde okunması gündeme gelince İnönü “okunsun” talimatını vermesi üzerine CHP Genel Sekreteri Bülent Ecevit’in istifası sonucu iktidara yürümesine destek veren bir politikacı oldu. Bülent Ecevit, CHP kurultayında Genel Başkanı olunca 1978 yılı seçimlerinde CHP Mardin Milletvekili oldu.

Ahmet Türk’ü anlamak için siyasette var olan Demokrat Parti ile DSP veya Ecevitçi guruplarla görüşerek kimi temsil ettiğini anlarsınız.

 Bir de Barzani’nin ziyareti çerçevesinde ne işe yaradığını söyleyerek  tiye almanın da farklı bir cehaletin bir başkası olduğunu artık anlayın.

Bakın anlatayım Öğrenin. ..

Rahmetli Turgut Özal, Cumhurbaşkanı. Saddam, İran ile sürdürdüğü savaşı sona erdirdikten sonra OPEC’e giderek Petrol fiyatlarının artırılmasını istedi. Tıpkı Suudi Arabistan Petrol Bakanı Yamani’nin yaptığı ‘Petrol Krizi’ni yeniden yapılmasını istedi. Ama geçen yıllar boyunca ABD, OPEC üyesi ülkeleri teker teker satın aldığı için başta hayır diyen Kuveyt, Saddam’ı kızdırdı. Saddam Kuveyt’i işgal etti. Türkiye, İsrail ve Mısır ortaklaşa destek vererek işgal atındaki ülke kurtulmuş, New York’taki Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde toplantı yapılarak Bağdat’ın şu kadar mili üzerindeki güney ve kuzey bölgesinde Irak askerinin girmemesi kararı alındı. Bu durum için Turgut Özal için bir fırsattı. Turgut Bey ABD Başkanı Baba Bush ile görüştü. Irak askerinin kuzeydeki askerlerini geri çekmesinden faydalanarak hem Musul ve Kerkük’ü ( Misakı Milliye katılan) Türkiye’ye bağlayacak ve çok daha önemlisi petrol yataklarının işletmesini yürürlüğe sokacaktı. Turgut Bey, Baba Bush’a petrol karının %80’nini ABD’ye vermeyi kabul ediyordu. Kalan %20’nin %5’erini de Talabani ve Barzani’ye vermeye kararlıydı. Çünkü isteği çok farklıydı. Talabani ve Barzani’yi Ankara’ya davet edip, ikisine de Kırmızı Pasaport verecekti. Karşılığında ise Beka’daki Abdullah Öcalan’ı yakalayın, bana teslim edin, bende size petrol karını derhal sizlere takdim edeyim demişti.

Şimdi Gazeteci arkadaşlar, ne rahmetli Talabani ne de Barzani Öcal ile asla berber olmamıştı. Hepsi Kürt idi. Ama her Kürt kendisi gibi Kürt olmamıştı. 

Haberlerde Barzani ile dalga geçiyorsanız Turgut Özal’ın politikalarını kulak verin.

Ama artık itiraf etmem gerekiyor...

Medyamız iktidar tarafından satın alındı deniyor ya!..

Esasında iktidarı eleştiren de neyi eleştirdiğini bilmeyenlerin gündemde olmasından dolayı, “Kardeşim ben bu kanalda haberleri sunuyorum. Paramı alıyorum. Boğazda yemeğimi yiyorum. Beni bu kanaldan atılmıyorsam, boş ver kardeşim, işimize bakalım” diyorlar.

Dolayısıyla itiraza da gerek kalmıyor. Ben gerçekleri yazıyorum. Emek veren dost Gazeteci arkadaşlarımla Yeni Başkent Gazetesinde size kaleme alıyorum. Haftada iki kez oruç tutan, diğeri TBMM’ni yerinde izleyen Gazeteci dostum ve Ağamızın karnabahar yemeğini afiyetle yiyip Gazeteciliğe devam ediyoruz.

Hepinize sevgilerimle,


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —