Siyaset, laf kalabalığıyla, ezberlenmiş nutuklarla, boy boy afişlerle yapılmaz.
Siyaset yürek işidir.
Samimiyetle başlar, dürüstlükle yürür, cesaretle sonuca ulaşır.
Göstermelik vaatlerle değil, halkın sofrasına koyduğun ekmekle, çocukların gözündeki ışıkla, yaşlının duasıyla ölçülür.
Siyasetçi, önce kendine dürüst olacak.
Aynaya baktığında içi rahat olacak.
Makamı, milleti için mi, kendi nefsi için mi kullandığını sorgulayacak. Halkın omzuna basarak yükselenler, günü gelir o halkın vicdanında boğulur.
Siyaset, halkı kandırma sanatı değil, halka hizmet etme yoludur…
Bir siyasetçi; verdiği sözleri unutmamalı, unutanları da halk affetmemeli.
Çünkü unutulan söz, sadece bir cümle değil, bir milletin güvenidir.
Gösterişle değil, hizmetle anılın…
Konuşarak değil, yaparak konuşun. Kameralar için değil, halk için yaşayın.
Çünkü bir millet, sizin ne dediğinizi değil, ne yaptığınızı hatırlar.
Siyaset meydanına çıkan herkes şunu bilmeli: Bu yolun sonunda hesap günü vardır. Ya halkın duasını alırsınız ya da lanetini.
Tercih sizin…