Emre AYGEN

Tarih: 12.02.2025 12:38

SİYASETTEN BIKTIK, NETİCE NE ZAMAN?

Facebook Twitter Linked-in

Türkiye’de haberlerde yayınlanan haberler, yakın geleceğin sıkıntılarını aştığı zamanı bir türlü görmüyoruz…

Göstermeyen bir siyaset mi var nedir, biz vatandaşlar geleceğimizi bir türlü görmüyoruz.

Türk Sanat Müziğinde bir şarkı vardı. “Ümitlerimi meze yapıp, içiyor, içiyorum”. Her akşam haberlerde sahte içkiden insanlar onlarca vefat ediyor. 

TEKEL’den özel sektöre; başta ABD’ye; ihale ettiğimiz içki, Hükümetin vergileri sıkça artırıldığı için, doğru ya da yanlış sahte içki yapılıyor. Cenaze zamanları ekonomik sıkıntıların kurbanları artıyor. 

Bir Gazeteci ne demeli, siz takdir edin. “İçmesinler” diyebilirsiniz. Haydi, ondan vazgeçildi diyelim. Emekli maaşlarının belli olduğu bu dönemde, Pazara da gitmeyin diyemezsiniz. 

İnsan evine yemek yapmak, çocuklarını doyurmak, evi idare etmek bize gösterilen siyaset ile zaman geçmiyor. Tencere kaynamıyor!

Saygı değer Cumhurbaşkanım Recep Tayyip Erdoğan hatırlar mı bilmem, Milli Selamet Partisi Genel Başkanı rahmetli Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN, Başbakanlık önünde ve mitinglerinde boş tencere ile kapağını dünya medyasına “AÇIZ” diyordu. 

Tencere dolu mu? Siz takdir edin.

Aklıma geldi, şimdi anlatayım…

Bir gün CHP Genel Merkezindeyim. Oda da CHP Milletvekilleri ile hoş sohbet ediyoruz. Necmettin Hocadan söz etmeye başladım. Bir CHP Milletvekili, “Emre Bey, öyle düşünmeyin. Ben İTÜ mezunuyum. Prof. Dr. Necmettin Hocanın öğrencisiyim. Son sınıfta Hocanın dersinden neredeyse biz öğrencilerin tamamına yakın çakmıştık. Üniversiteden mezun olamayacağız. Hocam, hepimizi topladı. ‘Dersi, sizlere anlatacak kadar iyi ders vermedim. Sınavı iptal ediyorum. Üç hafta size yeniden anlatacağım. O zaman geçersiniz’ dedi.

Ben böyle Hoca görmedim. Hiçbir Hoca öğrencileri için bu kadar hassasını hiç görmedik. Derslere devam ettik ve sınavda geçtik” dedi…

Bir başka CHP Milletvekili o da kendisinin öğrencisi olduğunu anlattı. İşte sorumluluk bu dur. Ben de 17 sene Üniversitelerde ders verdim. Öğrencilerimin sınavda geçmelerinden çok onlara neleri anlattığımı veya neleri anlatmamı araştırdım durdum. Gazeteci veya Bilim Adamı olan öğrencilerimden gurur duyuyorum.

Hadi, size bir sınavımı anlatıp yazımı sona erdireyim.

 

        KARAMANLI TÜRK HRİSTİYAN PAPANDREU

Rahmetli Turgut ÖZAL, DAVOS kasabasındaki toplantıların konuğu. 12 Eylül sonrası ULUSU hükümetinin ailece de tanıdığım Dışişleri Bakanı  rahmetli  İlter TÜRKMEN ile hoş sohbet ediyorum. Yunanistan Başbakanı ANDREAS PAPANDREU da toplantıları izliyor. Turgut ÖZAL ile arada bir temas halinde.

İlter Bey, bana “ANDREAS PAPANDREU Konyalıdır. Karaman Türküdür. Türk dilini, Yunanca kaleme alan HRİSTİYAN!

Yunanistan’da 1968’de Askeri Darbe yaşanınca ben Atina’daki Türk Büyükelçiliğinde Müsteşarım. Büyükelçim tatilde. Sorumlu benim. PAPANDREU Türk Büyükelçiliğine geldi.

ATATÜRK, kurulan Türkiye Cumhuriyetinin dışında kalan Osmanlı Kulları istedikleri takdirde ellerindeki belgeleri göstererek Türk Vatandaşı olur kanun maddesi koydurmuştu. ANDREAS PAPANDERU da ellerindeki Karaman Eyaletindeki belgeleri göstererek Türk Vatandaşı oldu. Pasaportu ben verdim. Ertesi günü ilk THY uçağı ile Türk Vatandaşı olarak Yunanistan’dan ayrıldı, kaldığı İstanbul’daki altı aydan sonra ABD’den vize alarak Atlanta Eyaletine gitti” dedi.

Aradan yıllar geçti. Üniversitedeki öğrencilerim Yunanistan’ın daveti üzerine o Üniversiteyi ziyaret edecekler ve Atina’yı gezeceklerdi.

Çocuklara, “Hadi bakalım final sorunuz hazır. Atina’daki programınız bittikten sonra rahmetli Yunanistan Cumhurbaşkanı ANDREAS PAPANDREU mezarına gidin. Mezarının üzerinde Türk Bayrağını açarak bir fotoğraf çekin. İmtihan bu. 

Fotoğrafı çeken sınavdan geçer” dedim.

Öğrencilerimin dünya olaylarından haberdar olması ben hep onurlandırdı.

Karamanın koyunu, sonra çıkar oyunu diyerek yazıma son vereyim.

Saygılarımla dostlar,

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —