İçinde yaşadığımız, dünya hayatı, dikensiz gül bahçesi değildir. Zıtlarla yaşama, her insanın başına gelir.Bazen gam, bazen neşe. Bazen baharı, bazen kışı yaşarız.Adaletsizlikler, açlık, sefalet, statü değişiklikleri, ızdıraplar ve kurtuluşlar her zaman olur.Daha neler neler, acılar, vicdansızlıklar, sömürü, güçlünün güçsüzü ezdiği, her kazananın olduğu gibi, kaybettireninin ve kaybedenin de, olduğu bir dünya düzeni. Edim SMİT”Kimse, birbirine sunduğu merhametle, birbirine, akşam yemeği sunmaz” diyor. Çıkarlı dünya insanlarından, bahsediyor. Ramazan ayındayız, çevremize bakıp, gördükçe, öyle olaylarla karşılaşıyoruz ki, bir taraf şiir yazmazsak da, hilafet sorumluluğu var üzerimizde diyerek, saltanatları ile şiir gibi yaşıyoruz diyor, manda yoğurdunu da ihmal etmiyor, porsiyonları kısın tavsiyeleri, saraya geçmiyor. Diğer taraftan, aç insanların hali ortada.Keyfi düzenin,adaletsiz zulümleri, velhasıl,kirli düzenin, düzeltilmesi yaşantısının,ortası kalmadı. Tüm muhteşem olayların hikayesi, ya bir yolculukla, ya da, bulunduğun bir mekana, bir yabancı gelmesi ile başlıyor.Aristo’ya ve çok düşünüre ait olduğu söylenir.EVREN;toprak, ateş, hava, ve su elementlerinden oluşur derken, bundan etkilenen,sekiz yüzlü yıllarda yaşamış, müzik, sanat, tıp, yaşantıda yenilikçi , çok yönlü biri olan Musul doğumlu,ZİRYAB” Dünya aldatıcı ve baştan çıkarıcıdır, haset,en eski ve en kuvvetli hastalıktır, derken,”halkın bildiğini biliyorum,fakat, çoğu bildiğimi, halk bilmiyor sözünün,derinliğini anlamak önemli. Aynı zamanda kendi işçiliği ile “çalgı aleti udu“yaparken,etkilendiği insan bedeninde, kan, safra, sevda ve balgamdan oluşan, dört sıvı unsurundan bahseder.Sağlık ve hastalığın bu dört sıvının, insan bedenindeki, dengesini inceler. Onun için, dört telli ud çalgı aletine,beşincisini ekler ki,her bir teli, farklı boyalarla belirtirken,eklediği orta teli, kırmızıya boyar.Bunu da insan ruhunu, temsil ettiği için,yaptım der. Denge düşüncesi ve müziğinde, kendi şarkılarımı, başkasının yaptığı alet eşliğinde,söylemedim, kendi udumla, söyleyeyim diyor. Burdaki amaç çok yönlüdür. Hiç yürünmemiş yolda zararsız, faydalı, adaletli, ahlaklı, yürümeyi tercih eder. Uçlarda değil, orta yol, erdem, zıtların ortasıdır, düşüncesi olabilir, belki de.
Doyumsuzluklar, haksız servet düşkünlüğü, hukuksuzluklar, güç zulümleri, soygunlar nereye kadar gidecek. Sonu görmemek körlüğü hastalığı, hep daim mi olacak?Sorunlu sorumlular, yönetim kadroları, yönettiğinizin, hak ve hukukunu, koruma insanlığı,aklınıza gelmeyecek,sonlarınız,olmayacak mı zannediyorsunuz? Mezarlıklar sizlere benzeyenlerden,o kadar çok ki, izi silinenlerle, izi sürünenler,yok olup gidiyor. Ancak geride kalanlara,karekterinizin mirası, kaderinizi unutturmuyor.Olumlu veya olumsuz yaptırımlar,hafızalardan silinmiyor. Ünlü düşünür Çiçero”Ölmüşleri yaşatan, yaşayanların,bellekleridir diyor.
“Ne dem baki, ne gam baki”diyen Kanuni’ye kalmadı bu dünya. Nemrut’lara, Firavun’lara, daha nice zalimlere kalmadı. Tabiatın verdiği sis geçer, ancak, zalimin verdiği sis geçmez.Hayat tanzim ve dengedir, yaşantıda ki, mesuliyet, denge, ahlak önemlidir. Hayatın,sonunu bilerek, düşünerek,ahlaklı ve adaletli, insan gibi yaşamak ve yaşatmak, hak ve vazifemiz olmalıdır.Yanlış zamanda, doğru yerde durmak,ahlakidir.
Amacımız, mesuliyetimiz, irademiz, eylemimiz,yürüyeceğimiz yoldaki tarafımız, adaletli olmak,tercihimiz olmalıdır. Siyasete ve yaşantımızda ki, temel düşüncemiz de,akılla, bilimle, hukukla, demokrasi ve ahlakla, erdemle yön bulmalıdır.Hangi statünün,temsilcisi olursak olalım,aklımızı,kirlilerin vesayetine,bağlılıkla değil, hür irademizle, doğrulardan yana kullanmak önemlidir. Korkmadan yılmadan, düşünerek,hareket etmeliyiz. Önümüzdeki fırsatlar, bunu gösterir.Sonumuzu,geleceğimizi, insanlarımızı, düşünerek,ülkemize, milletimize, insanlığa,faydalı olunmalı.Yeni yüzyılın temsilcilerini,bulmak, ahlaklı olanları, tercihle olur, döneklerle olmaz
KEMAL ALBAYRAK