Hasan Yakup CANGÜVEN

Tarih: 10.01.2025 10:37

SORU VE CEVAP-Dinlemek, anlamak ve Büyük İskender…

Facebook Twitter Linked-in

Dinlemek, karşınızdaki insanın konuştuklarını dikkatle takip etmek, size anlattıklarını anlamaya çalışmak, verdiği bilginin farkına varmak, bunları zihinde analitik işlemden geçirmek, öncesindeki veyahut sonrasındaki bilgiler ile arasında bağlantıyı kuracak “dikkati” vermektir.

Dinlemek yalnızca kulaklarla değil, aynı zamanda gözlerle takip edilip, zihin ve kalp ile de gerçekleştirilen bir davranış, nihayetinde nezakettir.

Anlamak da çok önemlidir…

Dinlediğini anlamak kabiliyet ister. Konuşulanları, söylenenleri kulak ardı etmek, çıkan bir takım seslere, sesin geldiği yerlere kulak kesilmek anlamak değildir. Anlamak aynı zamanda iyi bir gözlem yapmaktır 

Anlamak dinlediklerinizin ve bildiklerinizin aralarındaki anlam ve bağlamı iyi kavramak, iyi yorumlamak, vebal alacak yanlış tercüme yapmamaktır…

Dinlemek, sadece duymak ve işitmekten de ibaret değildir. Karşınızdakini onu dinlediğinize inandıracak doğru tepkiler vermek, doğru bir beden dili ve doğru mimikler kullanmak, gerektiğinde arada bir veya konuşmanın sonunda doğru, etkili ve anlaşılır sorular sorarak geri bildirimde bulunmaktır.

Okuyor musunuz? Okuduğunuzu anlıyor musunuz? 

Dinliyor musunuz? Dinlediğinizi anlıyor musunuz?

Bir şeyler izlerken ya da seyrederken, yapılan bir işin sonunda, kavrama, anlamlandırma ve doğru çıkarımlarda bulunuyor musunuz?

Anlama, dinleme ve soru sorma becerilerinizi geliştirmek için neler yapıyorsunuz? 

Katıldığınız bir toplantıda konuşmacılara anlattıklarıyla ilgili soru sordunuz mu?

Soru varsa, öğrenme de vardır. Soru sormak düşünme becerisini geliştirir, öğrenme davranışını besler, doğru cevap verilirse de merakı giderir.

Ancak, soru sormak, aklınızdan geçeni karşınızdakine birebir tasdik ettirmek değildir…

Soru sormak, sırf soru sormak için yapılan, laf olsun torba dolsun diye söylenen basit, anlamsız sözler de değildir. 

Eğer, ciddiye almaz, işi gırgıra vurur, boyunuzu aşan, sormamanız gereken sorular sormaya kalkışırsanız, altından kalkamayacağınız cevaplar bulursunuz…

Unutmayın, her doğrunun her yerde konuşulmayacağı gibi,  her soru her yerde, rastgele ve bilhassa Büyük İskender’e kol saati sorulmaz…


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —