Bugünkü yazımda Türk Milletinin geleceği ile ilgili önemli bir sorunu, evlenme konusunu ele alacağım..
Evlenme yaşı otuzların üzerine taşındı. Gençler bu yaşların altında evlenmeye sıcak bakmıyorlar.
Gençlere neden evlenmiyorsun diye bir soru yöneltildiğinde, ortak cevapların yanında farklı tespitler yapanda var. En sivri cevap ise; Ekonomik problemler, Geçim durumu, işsizlik ve evlenilebilecek kişi ile karşılaşmıyorum cevabı.
Sözlerinde haklılık payı var mı? Var tabii ki.
Lakin tüm sorunun veya bahanenin bu olduğu kanısında değilim.
İki tarafında korkuları, endişeleri var.
Endişelerini bu günkü sistem ve ortamda çözmekte zor.
Her iki tarafta internet çağının getirdiği hoşluk ve rahatlıkta yaşamak arzusunda.
Eşlerden ikisi de birbirlerinin sorumluluğunu almadan rahat yaşamak düşüncesindeler.
Aile kavramı değer ve özelliğinden önemli oranda kayıplar vermiş durumda.
Erkek ve kadın, beraber oldukları süre içinde bile, aile olma kural ve sempatisine sıcak bakmıyor, hatta biraz daha ileri giderek konuşursak ikisi ’de samimiyetle söylemek gerekirse bunun için çalışmıyorlar.
Evlilik süresince sadakat, ömrünü onunla tamamlamak duygusu zayıflamış görünüyor.
Her iki tarafta evlenince özgürlük sınırlarının daraldığını, bireysel haklarının azaldığı kanısındalar.
Bu nedenle basit bir konuda ki tartışmalarında bile, birbirlerini “Öyleyse ayrılalım” diye tehdit edebiliyorlar. Ailede basit bir tartışmanın arkasından söylenen “ayrılalım” kelimesi eşler arasında buz oluşmasına sebep oluyor.
Herkes kendini sıkıntıya sokmadan yaşamak gibi bencil bir duyguya kapılmış. Ahlaki değerler uygulama şansı azaldığı için aldatma, yalan söyleme, iftira gibi olumsuz gelişmeler aile kurumunun temelinin çökmesi sonucunu getiriyor.
Evliliğin huzur ve mutlulukla bir ömür geçireceği gerçeğinin farkında bile olunmuyor.
Fert böyle sancılar içinde kıvranırken o fertleri iyi yaşatmakla mükellef devlet ne yapıyor acaba? Hatırlayalım evlenirken kişilerde istenen kan örneği ve sağlık raporu. Aile hekimliğinden alınabiliyor. Herhangi bir işleme tabi olmadan. Sadece fotoğraf ve Belediye’nin yapacağı hizmet karşılığı ücret.
Peki, evlenen çift bir süre sonra ayrılma kararı alsalar devlet ne istiyor.
En az ömürlerinden iki yıl istiyor (Mahkemenin sonuçlanacağı tahmini süre). Bu geçen süre insan ömründen gidiyor. Birde ayyuka çıkmış nafaka durumu var.
Avukat ve mahkeme masrafları.
Ayrılmayı böyle zorlaştıran devlet keşke birleşmeyi zorlaştırsa ve ayrılma oranı düşse.
Nikâh kıyılmadan önce çiftlerden ruh sağlığı raporu, evliliğe hazır olup olmadığı konusunda rapor. Anlaşma noktalarının tespitini içeren testler vb. olsa daha iyi olmaz mı?
Evlilikte işi baştan sıkı tutmak gerekir. Başta sıkı tutulursa ayrılma durumları daha aza indirgenmez mi?
Birde Yüksek yargının “hayatlarını birleştirmiş, her konuda birbirlerinin fikirlerini alması gereken çiftlerin, “birbirlerinin kılık ve kıyafetine karışması” nı boşanma sebebi sayıyorlar. Erkek düğün sözü verdiği halde imkânsızlıktan yapamazsa o da boşanma sebebi sayılıyormuş. Hatta kadının sabah kahvaltısını hazırlamaması da boşanma sebepleri arsındaymış.
Aile kurumumuz kriz geçiriyor, buna müdahil olunmaması gerekir. Toplumda evliliğin, ev hanımlığının, babalığın, anneliğin değersizleştirilmesini önlemek için tedbir alınmalıdır.
Toplum düzenini bozmak, ahlaki normların zayıflaması, kimliksiz, ruhsuz ve merhamet duygusunun yoksunluğu o toplumun hastalanması demektir.
Evlilik kurumunda çağa göre hazırlıklar yapılmaması, oluşan boşlukların doldurulmaması gibi eksiklikler nikâhsız birlikteliğe yöneltir ki, buda ahlak, can güvenliği gibi önemli noktalar da feryadı getirir.
Bir toplumun çözülmesi isteniyorsa ilk başta aile kurumunun etkisizleştirilmesi, değersizleştirilmesi gerekir..
Yayın yapan televizyon kanallarının büyük çoğunluğu çökermek ve çürütme görevini zaten yapıyorlar. Milli ve manevi değerlerimiz alaşağı eden diziler, programlar, filmler, sohbetler karşısında o toplumda yaşayanların sağlam kalması beklene bilinir mi?
Yazımı bir tespitle bitirmek isterim. Türkiye Evlilik birliğinin devamlılık süresi bakımından dünyada 21. Sırada. Bizden sonra ABD var 22. Sırada. ABD millet değil çok farklı ve çeşitli ulusların insanlarından oluşan bir devlet. O na dahi yaklaşmışız.
İtalya, Fransa, Yunanistan, İsveç, Norveç ve Almanya bizden ön sırada.
Hani ağzını açınca dinden imandan bahseden yönetenler var ya onun için hatırlattım.
Takdiri Allah’a bırakabilirler ama tedbiri alacak kendileridir.