Siyaset ve kamu yöneticisi olan ve yönetim kademesinde bulunanların tasarruf tedbirlerinden haberleri yokmuş gibi harcama savurganlığı içerisinde olması sokağın vicdanını zedelemekte, sosyal ve toplumsal maliyetin gözardı edildiği eleştirilerine sebebiyet vermektedir.
Haklı olarak sokaktaki vatandaş, tasarruf tedbirleri yalnızca bizim için mi geçerli? sorusunu sormaktadır.
Sabit ücretlilerinin gelirlerinin en ince ayrıntısına kadar hesaplandığı bir dönemde siyaset ve kamu idarecilerinin milletin vergilerini hesapsız harcamasına ilişkin görüntüler bilinmelidir ki ciddi toplumsal rahatsızlıklara yol açmaktadır.
Siyasetçilerin bir kısmının sanki bu ülkede ekonomik zorluk yokmuşçasına ortaya koydukları tutum ve davranışlar,kamudaki savurganlık ve şatafatlı harcama kararları, genel bütçeden yapılan bazı desteklemeler, boşa yanan ışıklar, bol bol harcanan sular, resmi araçların özel işlerde kullanılması, lüks araç saltanatı ve kiralamaları, lüks otellerde verilen hizmet içi eğitimler, yemekler, toplantılar, lüks temsiller vs. tasarruf tedbirlerin dışındaymış gibi davranılması, maliyeti dar ve sabit gelirli vatandaş yükleniyor algısı üretmektedir.