FİLİZ ALBAYRAK KÖSE


TOPLUMSAL ÇÜRÜMENİN SESSİZ ÇIĞLIĞI!.

Peki, bu duyarsızlık nasıl başladı? Toplumu bu hale getiren neydi? Bireyselleşme adı altında bencilliğin teşvik edilmesi mi, eğitimin ve değerler sisteminin aşınması mı, yoksa hızla tükettiğimiz her şey gibi duygularımızı da tüketmemiz mi?


Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde bir halk otobüsünde meydana gelen olay, toplumsal duyarsızlığın çarpıcı bir örneği olarak  bugün karşımıza çıktı. 14 yaşındaki bir çocuk, seyir halindeyken baygınlık geçiriyor. Ancak o an orada bulunanların, şoförün ve yolcuların refleksi, çocuğun hayatını kurtarmaktan çok, trajediyi derinleştiren bir karar oluyor: Kapı açılıyor ve çocuk yola düşerek ağır yaralanıyor.

 

Bu olayda en sarsıcı olan, yalnızca fiziksel bir yaralanma değil; insani duyarlılığın, vicdanın, empati duygusunun yitirilmesi. Hepimiz en az bir kere otobüslerde fenalaşan birine denk gelmişizdir. Ancak bu gibi anlarda gösterdiğimiz refleks, bir insanlık sınavı. Ne yazık ki, günümüz şehir yaşamında bu sınavı kaybedenlerin sayısı giderek artıyor.

 

Şoförün refleksi neden kapıyı açmak oldu? Yolcular arasında çocuğun durumunu fark eden, ona yardım elini uzatan biri oldu mu? Yoksa herkes sıradan bir gününe devam ederken, bir insanın hayatı saniyeler içinde uçurumun kenarına mı itildi?

 

Bu olayın sorumlusu yalnızca bir kişi değil, bir kültür meselesiyle karşı karşıyayız. Toplu taşıma araçlarında fenalaşan insanlara nasıl yaklaşmamız gerektiğine dair bir bilinç eksikliği, eğitim eksikliği var. İnsan hayatının en değerli şey olması gerektiği unutuluyor, hız ve konfor her şeyin önüne geçiyor.

 

Bugün 14 yaşındaki bir çocuk hastanede yaşam savaşı verirken, toplum olarak kendimize sormamız gereken soru şu: Duyarsızlık bizi ne zaman bu kadar acımasız hale getirdi?

Bu olay sadece bireysel bir hata ya da şoförün yanlış kararı olarak görülemez. Asıl mesele, toplum olarak duyarlılığımızın, ortak sorumluluk bilincimizin ve insana verdiğimiz değerin giderek aşınmasıdır. Sosyal çürüme, böyle anlarda kendini açıkça gösteriyor. Bir otobüs dolusu insanın gözleri önünde bayılan bir çocuk varken, bu olayın böylesine korkunç bir sonla sonuçlanması, empati yoksunluğunun ve bencilliğin geldiği noktayı gözler önüne seriyor.

 

Modern şehir yaşamı, insanları birbirine yabancılaştırıyor. Toplumsal dayanışma kültürü zayıflıyor, başkalarının acısına karşı duyarsızlaşma normalleşiyor. "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" anlayışı, toplumsal çürümenin en belirgin göstergelerinden biri haline geldi. Bugün bir çocuk yolda bayılıp yere düştüğünde insanlar yardım etmek yerine telefonlarını çıkarıp görüntü alıyorsa, işte bu çürümenin geldiği noktayı gösterir.

Çocuk cinayetleri, istismarı, hemen hemen her gün yaşanan kadın, aile içi şiddet ve cinayetleri. En son yaşanan Bolu  Kartalkaya’daki otel yangınında yangın sisteminin olmaması nedeniyle 79 vatandaşımızın ihmallere kurban verdiğimiz olay. 

Kendimize yaptığımız bu zalimce davranışların yanında Allah (cc) buyurur ki; “Onlar benim sesiz kullarımdır.”  Hayvanlara yapılan insanlık dışı muameleler vicdan sahibi olan herkesi utandırıyor. 

 

Peki, bu duyarsızlık nasıl başladı? Toplumu bu hale getiren neydi? Bireyselleşme adı altında bencilliğin teşvik edilmesi mi, eğitimin ve değerler sisteminin aşınması mı, yoksa hızla tükettiğimiz her şey gibi duygularımızı da tüketmemiz mi?

 

Sosyal çürüme kavramını sosyal medyada bize  hatırlatan hocamız gibi sesiz sessiz gelen sosyal çürüme, farkına varılmadan derinleşti.  Ancak toplumsal duyarlılık yeniden inşa edilebilir. Bunun ilk adımı, bu tür olayları sadece bir haber olarak tüketmemek, bunun üzerine düşünmek ve tartışmaktır.

 

Bu noktada eğitim ve medya kritik bir rol oynuyor. İnsan hayatına verilen değeri, toplumsal dayanışmanın önemini, vicdanın ve ahlaki sorumluluğun sadece bireysel meseleler olmadığını anlatmak zorundayız. Toplu taşıma araçlarında, sokakta, okulda, iş yerinde—her yerde—karşılaştığımız insanlara karşı duyarlılığımızı yeniden hatırlamak zorundayız. Bu duyarlılık aman başıma ne gelir korkusu olmadan adalet sistemimizdeki güven tesisi sağlanmalıdır.

 

Ereğli’de yaşanan olay, toplumsal çürümenin sessiz çığlıklarından biridir. Bu çığlığı duymazdan gelmeye devam edersek, benzer trajediler kaçınılmaz hale gelecek. Asıl soru şu: Ne zaman durup insanlığımızı hatırlayacağız?

TRUMP'IN SKANDAL GAZZE PLANI

İSVEÇ'TE OKULA SALDIRI

DIŞİŞLERİ BAKANI FİDAN: ULUSLARARASI TOĞLUM NETANYAHU'NUN SOYKIRIM GİRİŞİMLERİNE DUR DEMELİ

ÇİN'DEN TRUMP'A MİSİLLEME

SURİYE'NİN GEÇİŞ DÖNEMİ CUMHURBAŞKANI AHMET EŞ-ŞARA TÜRKİYE'YE GELİYOR

ABD MİLLİ MARŞINI YUHALADILAR

TÜRKİYE'DEN BM BARIŞ GÜCÜNE TEPKİ

SLOVAKYA'DA DARBE HAZIRLIĞI

TRUMP'TAN DÜŞEN YOLCU UÇAĞI İLE İLGİLİ AÇIKLAMA

TÜRK KÜLTÜRÜ EĞİTİMLERİ

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 21 18 0 3 32 57
2.Fenerbahçe 21 16 2 3 33 51
3.Samsunspor 21 12 5 4 11 40
4.Eyüpspor 21 11 4 6 15 39
5.Göztepe 21 10 7 4 13 34
6.İstanbul Başakşehir 21 9 7 5 9 32
7.Beşiktaş 20 8 4 8 8 32
8.Kasımpaşa 21 6 5 10 -3 28
9.Alanyaspor 21 7 7 7 -3 28
10.Rizespor 21 8 10 3 -10 27
11.Trabzonspor 20 6 6 8 10 26
12.Gazişehir Gaziantep 21 7 9 5 -3 26
13.Antalyaspor 21 7 10 4 -16 25
14.Konyaspor 21 6 9 6 -6 24
15.Sivasspor 21 6 10 5 -9 23
16.Kayserispor 20 3 9 8 -20 17
17.Bodrum FK 21 4 13 4 -14 16
18.Hatayspor 21 1 13 7 -17 10
19.Adana Demirspor 21 2 17 2 -30 5

YAZARLAR