Hayrettin ÇAKMAK

Tarih: 16.07.2024 22:26

Tükürün Yüzlerine

Facebook Twitter Linked-in

Tükürün milleti alçakça vuran darbelere!
Tükürün onlara alkış dağıtan kahbelere!

Tükürün Ehl-i Salîb'in o hayâsız yüzüne!
Tükürün onların aslâ güvenilmez sözüne!

(Ehl-i salib: Haçlılar)

Medeniyet denilen maskara mahlûku görün:
Tükürün maskeli vicdânına asrın, tükürün!

(Maskara mahlûk: Soytarı yaratık)

 Mehmet Akif’in Tükürün şiiri daha uzun ama ben sadece 6 mısra aldım. Merhum bu şiirde özellikle “yaşanan acılar karşısındaki toplumsal duyarsızlığı” eleştirir. Bu mısraları niçin aldığım yazıyı okuyunca anlaşılır.

Türkiye 15 Temmuz 2016 tarihinde bir askeri darbe yaşadı. Bu darbe CB Erdoğan’ın halkı direnişe çağırması ve milletin meydanlara çıkması ile püskürtülmüştü. Uzunca bir süre millet olarak (yanlış hatırlamıyorsam 28 gün) meydanlarda nöbet tuttuk. Bu nöbet günlerinde 7 Ağustos 2016 tarihinde de İstanbul Yenikapı’da 5 milyonu aşkın kişiyle Tarihimizin en büyük Açıkhava buluşmasını "Demokrasi ve Şehitler Mitingi" adıyla yaptık. Bu Mitinge siyasi kimlik sahibi CB Recep Tayyip Erdoğan, Meclis başkanı İsmail kahraman, Başbakan Binali Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli katılıp konuşma yaptılar.

Miting alanında dağıtılmak üzere 2,5 milyon Türk Bayrağı, 3 milyon şapka, 5 milyon şişe su ve tam 60 metre uzunluğunda sahne hazırlanmıştı. Miting partiler üstü idi.

Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet ruhu meydana hâkimdi. Milletimizin arzu ettiği bir sahne gerçekleşmişti.

Kemal Kılıçdaroğlu için Ak Partili gençler videolar yapıp dijital medyaya yüklüyordu. Kemal beye sorulunca da memnuniyetini ifade ediyordu. Ne oldu da bir anda darbe “kontrollü darbe” diye yaftalandı.

Sebebi tektir ve sebep: Erdoğan’ın tarihe lider olarak kazınmasını çekemediler.

Türkiye’de 27 Nisan 1909 tarihinde İttihatçılar (Bugünkü CHP onların siyasi genlerini taşır) Abdulhamit’i darbe ile tahttan indirdiler. Abdülhamit “benden sonra 10 sene yönetsinler 100 sene sayacağım” demişti. 27 Nisan 1909 tarihinden İttihatçıların yönetimindeki Osmanlı’nın teslim olduğu 31 Ekim 1918 arasındaki süre 9,5 yıldır. Yani 10 yıl yönetemediler ve koca bir imparatorluk elimizden gitmiştir.

27 Mayıs 1960’ta Demokrat Parti iktidardan uzaklaştırılıp başbakan Adnan Menderes ile iki bakanı Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu idam edildi.

12 Mart 1971 Demirel’in Adalet Partisi muhtıra ile iktidardan uzaklaştırıldı. Özellikle sol kesim bu dönemde silindirle ezildi. ABD emretti haşhaş ekimi yasaklandı.

12 Eylül 1980 Bütün siyasi partiler kapatıldı. Sol, sağ herkes darbelendi. Kenan Evren idamları imzalarken hiç ellerim titremedi dedi. Bir sağdan bir soldan idam ettik diyerek aklınca eşitliğe riayet ettiğini söylüyordu. Hatta "Asmayıp da besleyelim mi" sözü de ona ittir. Öyle bir anayasa yaptılar ki; değiştirmekten yorulduk ama hala işe yaramıyor.

28 Şubat 1997 tarihinde post modern darbe ile Erbakan iktidardan uzaklaştırıldı, Refah ve Fazilet Partileri kapatıldı. Mütedeyyin muhafazakâr kesim baskı altına alındı. İkna odaları, başörtüsü zulmü yaşandı. Erdoğan hapse atıldı. Anadolu müteşebbisleri için yeşil sermaye yaftası yapıştırıldı. Türkiye o süreçte batırılan bankalarla soyuldu.

27 Nisan 2007 Genel Kurmay internet sitesinde yayınlanan bildiri ile Ak Partiye karşı

E-muhtıra verildi. Başbakan Erdoğan ve Ak Parti, muhtırayı sert bir tepkiyle karşıladı.

“Genelkurmay Başkanı'nın resmî olarak Başbakan'a bağlı olduğunu, görevleri itibarıyla Başbakan'a karşı sorumlu olduğunu belirterek haddini bildirdi” Resmen muhtıraya karşı muhtıra verilmişti. E-muhtıra yazısı 29 Ağustos 2011'de Genelkurmay Başkanlığının sitesinden kaldırılmıştır. Bir asırdır ilk kez bir lider amiyane deyimiyle posta koyanlara haddinizi bilin diyerek racon kesiyor ve susturuyordu.

15 Temmuz 2016 Darbesinin bastırılması da, Erdoğan öncülüğünde milletimize aittir.

Muhalefetin siyasi istiap haddi (taşıma gücü) böyle bir liderin ağırlığını taşıyamadı.

Bunun altında ezilen muhalif yapı uydur uydur söyle modunda olup, tam bir şizofreni (doğruyu yanlışı ayırt edememe/beyin hastalığı) hali yaşamaktadır.

Dijital mecrada akıl dışı değerlendirmeler, ipe sapa gelmez iddialar var, bırakın akıllıları delileri bile güldürecek zırva paylaşımlar gırla gidiyor. Bir TV programında sosyal medya denetim dışı olduğu için “erkeğe çocuk doğurtur” demiştim. Adam at yalanı bulur inananı diyor atıyor. Gerçektende inanan akıl yoksunu o kadar çok ki.

Adam nerden besleniyor bilmem ama bir yerlerden beslendikleri belli. Hâlâ bu darbeye “kime yaradıysa darbeyi yapan odur” diye sayıklıyor, saçmalıyor. Akif’in şiirindeki gibi; Tükürün bunların yüzüne diyeceğimde bunlarda yüz yok ki!

Bu ülkede insan müsveddesi ne de çok! şeref yok, haysiyet yok, karakter fukaraları

"Gölge CIA" adıyla bilinen ABD merkezli düşünce kuruluşu Stratfor CB Erdoğan’ın

uçağının 15 Temmuz gecesi seyir halindeyken dakika dakika düşürülsün diye konumunu paylaşmadı mı? Kontrollü darbe olsa bunu şimdiye kadar ses görüntü kayıtlarıyla ortaya dökmez miydi? Darbe için hala kem küm edenler var. Ya hu ne kızarmaz yüz, ne meşin suratlılıktır bu.

Dürüstlük gereği bir şeyi yazmam gerekiyor; CHP’nin yeni başkanı Özgür Özel

15 Temmuz için hiçbir zaman kıvırmadı, her seferinde darbedir dedi.

Şunun çok iyi bilinmesi lazım, darbenin iyisi olmaz. Bütün darbeler bize kaybettirdi. Darbelerin gerekçeleri organik değil uydurulmuş gerekçelerdir. Sağa karşı, sola karşı, irticaya karşı, bölücülüğe karşı gibi gerekçeler oluşturulan birer aparattır. Yani darbelerin gerekçesi yabancı gizli servislerden de yardım alınarak önce uydurulur, sonra halkın inanacağı kıvamda olgunlaştırılır, sonrada darbe arzulanan çözüm haline gelir. Mesela 1980 darbesi için 2. Ordu Komutanı Org. Bedrettin Demirel “Bir yıl önce planlamıştık. Ama şartların olgunlaşmasını bekledik” demişti. Dedi ama nasıl olgunlaştı bakalım. Dönemin Cumhuriyet Başsavcılarından Ertem Türker: “Olaylar sırasında ele geçirilen silahların balistik muayenesi sonucu gördük ki, aynı silah kullanılarak hem sağcı hem de solcular öldürülmüştü. Yani senaryoyu yazanlar, aynı silahı hem sağcıların hem de solcuların eline tutuşturmuştu”

Bütün darbeler yurtdışı desteklidir, yurtdışı isteklidir.

Son darbe için FETÖ darbesi diyoruz ya. Asıl darbeci FETÖ’den ziyade NATO’dur. FETÖ dediğin NATO’nun Türkiye eldivenidir. NATO suç işliyor ama FETÖ sayesinde parmak izi bırakmıyor. Bugün eldiveni FETÖ olur, yarın TOTÖ olur, öbür gün SÜLEYTO olur. Kısaca kullanmak için NATO, ABD başka bir eldiven bulur. Turgut Özal’ın dediği gibi sıcak iklimde yaşıyoruz, satılık insan bulmak kolaydır.

Dün ne oldu? Yazımı bugün yayımlanmak üzere Sosyal TV sitemize gönderdim, akabinde de 15 Temmuz yürüyüşü için Bursa valiliğine geçtim. İçeride önceki dönem ve yeni dönem Milletvekilleri Belediye başkanları kaymakamlar üst düzey bürokratlar, STK ve meslek odaları başkanları vardı. Yürüyüşe başladık. Biz üç arkadaş kalabalıktan çıktık mehter takımının da önünde yürüdük. Cumhuriyet caddesinde 24 ayar CHP’li bir esnafın dükkânı önünde durdum ve “Bursa Büyükşehir belediyesini size niçin verdik biliyor musun? Dedim. 15 Temmuz tiyatro ya. Sizi de oynatmak için belediyeyi verdik. Bak CHP’li BŞB Başkanı Mustafa Bozbey Vali beyin yanında tiyatro oynuyor.

 


 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —