Sinan TAVUKÇU


Türk Devletleri Türkiye’ye Neden İhanet Etsin?

Bazı çevrelerce, insanların hamaset duygularına hitap ederek, Semerkant Zirvesi Orta Asya’dan Türkiye’yi tasfiye eden ve bölgeyi Avrupa hegemonyası altına sokan bir girişim olarak sunulmakta, Türk devletlerinin Lefkoşe’de büyükelçilik açma kararları Türkiye’ye ve Kıbrıs Türklerine ihanet olarak takdim edilmektedir.


4 Nisan’da Özbekistan’ın Semerkant kentinde, Avrupa Birliği ile Orta Asya devletleri arasında düzenlenen Orta Asya Zirvesi’nden sonra, zirveye katılan Türk Devletler Teşkilatı(TDT) üyesi Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Özbekistan’ın Kıbrıs Cumhuriyeti(Güney Kıbrıs Rum Yönetimi - GKRY)’nin başkenti Lefkoşe’de büyükelçilik açma kararları Türkiye’de çok geniş tartışmalara yol açtı.

Uluslararası hukuk boyutuna, ekonomik gerekliliklerine bakmadan ve arka planını merak etmeden yapılan ölçüsüz yorumlarla büyükelçilik açma hadisesi neredeyse Türkiye Türkleri ile Türkistan Türkleri arasında bir Habil – Kabil savaşına dönüştürülmek isteniliyor.

Türkiye’nin yükselen küresel gücü, Türkistan coğrafyasındaki artan stratejik etkisi ve Türk Devletler Teşkilatı’nın kısa zaman içinde siyasi, ekonomik ve askeri entegrasyon boyutuna evrilmesi pek çok kesimi zaten rahatsız etmekteydi.  Bunların Türkiye’deki lobileri “Türkçü” postuna girerek Kıbrıs Rum kesiminde büyükelçilik açma kararlarını Türk dış politikası için moral bozucu bir başarısızlık olarak sunma yarışına girdiler.

Ne yazık ki siyasi muhalefette, Türk Devletler Teşkilatı ve Türkistan coğrafyasındaki kardeşlerimize vereceği zararı umursamadan yangına körükle gitmeyi tercih etti, büyükelçilik açma hadisesini Türkiye’ye ve Kıbrıs Türklerine ihanet olarak takdim edip Türk Devletler Teşkilatı’nın sonunun geldiğini ilan etme şuursuzluğunu gösterdi.

Bu yazımızda, Orta Asya Türk devletleri ile Kıbrıs Cumhuriyeti(GKRY) arasındaki tanınma ilişkilerini, Türkiye’nin KKTC’yi Kıbrıs Türk Devleti olarak ilan etme ve tanıtma hedefini, AB ile Orta Asya Türk devletleri arasında kurulan stratejik ortaklığı ele alacağız ve Lefkoşe’ye büyükelçilik açılması tartışmaları üzerinden Türk Dünyası’na verilmek istenen zarardan söz edeceğiz.

Semerkant Zirvesi’nde ne oldu?

4 Nisan’da Semerkant’ta Orta Asya’daki beş ülkenin devlet başkanları – Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan – ile Avrupa Birliği (AB) adına üst düzey temsilcilerin katıldığı  “Avrupa Birliği – Orta Asya Zirvesi”nde, AB ile Orta Asya ülkeleri arasındaki ilişkiler “stratejik ortaklık” seviyesine yükseltildi​.

Zirvede AB, Orta Asya’nın kalkınmasını desteklemek üzere 12 milyar avroluk kapsamlı bir yatırım paketini açıkladı​.

Orta Asya devletlerinin yayınladıkları ortak bildiride, BM Güvenlik Konseyi’nin Kıbrıs ile ilgili 541 ve 550 sayılı kararlarına güçlü bağlılık bildirmeleri ve Kıbrıs Cumhuriyeti(GKRY)’nin başkenti Lefkoşa’da büyükelçilik açma kararı aldıklarını açıklamaları, Türk cumhuriyetlerinin Türkiye’ye ihanet ettikleri tartışmalarını başlattı.

Tartışmayı başlatan BM Güvenlik Konseyi kararları

Tartışmaya yol açan BM Güvenlik Konseyi'nin 1983 yılında aldığı 541 ve 1984 yılında aldığı 550 sayılı kararlar, 15 Kasım 1983’te KKTC’nin tek taraflı bağımsızlık ilanına ilişkin alınmış kararlar olup her iki karar da, Kıbrıs'ta iki ayrı devletin tanınması reddedilerek tek meşru hükümetin (GKRY tarafından temsil edilen) Kıbrıs Cumhuriyeti olduğuna, “Kıbrıs’ın egemenliği, bağımsızlığı ve toprak bütünlüğüne” vurgu yapılmıştır.

Kararlarda, Türkiye'nin ismi açıkça zikredilmemiş ve iddia edildiği gibi Türkiye için “işgalci” ifadesi de kullanılmamıştır.

Türk Cumhuriyetleri Kıbrıs Cumhuriyeti’ni ne zaman tanıdı?

Birleşmiş Milletler(BM)’in halen 193 üyesi bulunmaktadır. Bu ülkelerden sadece Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanımamakta ve adanın temsilcisi olarak KKTC’yi görmektedir. Kalan 192 devlet ise Kıbrıs Cumhuriyeti(GKRY)’ni meşru yönetim olarak tanımaktadır.

Türk devletleri SSCB’den bağımsızlığını kazanınca, Kıbrıs Cumhuriyeti(GKRY) ilk önce 24 Aralık 1991’de Azerbaycan'ın bağımsızlığını tanıdı. Kaynaklara göre, GKRY 1992 yılı başlarında Kazakistan ve Kırgızistan’ın bağımsızlığını da tanıdı. Özbekistan ve Türkmenistan’ı ise daha sonra mütekabiliyet esasına göre eş zamanlı olarak tanıdı.

Türk devletlerinin Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanıma tarihleri aşağıdaki gibidir.

Azerbaycan – 2 Nisan 1992

Kırgızistan - 20 Şubat 1992

Kazakistan - 2 Nisan 1992

Özbekistan - 30 Mayıs 1997

Türkmenistan - 13 Kasım 2007

Karşılıklı tanıma tarihleri böyle iken Semerkant Zirvesi’nden sonra kamuoyunda Türk Devletlerinin bu zirveden sonra Türkiye’ye ihanet ederek GKRY’i tanıdığı yalanı kasıtlı olarak devreye sokuldu.

Türk devletleri, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanımakla birlikte, 11 Kasım 2022 tarihinde düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Zirvesi'nde KKTC’ye gözlemci üye statüsü tanıdılar.

Türk devletleri 12 milyar avro karşılığında Türkiye’yi ve Kıbrıs Türklerini mi sattı?

Zirveye katılan Türk devletleri, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni tek meşru yönetim kabul eden BM Güvenlik Konseyi’nin 541 ve 550 sayılı kararlarını kabul ettikleri ve Lefkoşe’de büyükelçilik açma kararı aldıkları için Türkiye’ye ihanet etmekle ve 12 milyar avroya satmakla suçlandılar.

Uzun yıllar köhne SSCB yönetimi altında kalmış olan Orta Asya devletlerinin çok hızlı şekilde yatırımlara, teknolojiye, inovasyona kavuşmaya ihtiyacı vardır. Değerli maden ve kritik elementlere, enerji kaynaklarına sahip, lojistik değeri çok yüksek olan bu geniş coğrafyanın devletleri ve insanları da refaha ulaşmayı dört gözle beklemektedir.

Çin; Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan’a yaklaşık 27,7 milyar USD tutarında doğrudan yatırım yapmıştır. AB ile stratejik ortaklık yapan Orta Asya devletleri 12 milyarlık yatırım paketi ile Çin yatırımına ilave kaynak temin etmiş, Çin ekonomik hegemonyasını dengeleyecek alternatif oluşturmuştur. Yıllarca baskıcı Rus yönetimi altında kalmış bulunan Türk devletleri, ilişkileri çeşitlendirmenin önemini çok iyi bilmektedir.

Olay böyle iken “Türk devletleri Türkiye’yi 12 milyar avroya sattı” söylemi gerçekten çok acıtıcıdır.

Semerkant Zirvesi’ne kadar Türk devletleri, Kıbrıs Cumhuriyeti(GKRY)’ni tanımakla birlikte diplomatik ilişkilerini büyükelçilik seviyesine çıkarmamış, fiilen Türkiye tezine yakın durmuşlardır. Stratejik ortaklık ilişkisinden sonra AB’nin talebiyle, AB’nin üyesi olan ve zaten resmen tanıdıkları Kıbrıs Cumhuriyeti(GKRY) ile büyükelçilikler düzeyinde diplomatik ilişkiler kurmak zorunda kalmışlardır.

AB, “toprak bütünlüğü ilkesi” çerçevesinde Kıbrıs’ın tamamını AB toprağı olarak kabul etmekte ve bunun böyle tanınmasını şart koşmaktadır. Tarafların, BM Şartı ve uluslararası hukukun temel ilkelerine bağlı kalacaklarını, birbirlerinin egemenlik, bağımsızlık ve toprak bütünlüğüne saygı gösterecekleri açıklamaları ile bu hususa işaret edilmektedir.

Kuzey Kıbrıs Türk Devleti’ni neden sadece Türkiye tanıyor?

Yukarıda bahsettiğimiz üzere, BM üyesi 193 ülkeden Türkiye hariç 192 ülke Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni Kıbrıs Cumhuriyeti adıyla adanın meşru devleti olarak görmektedir. Diğer Müslüman devletler ve Türk devletleri de buna dahil.

Türkiye, KKTC’nin resmen tanınması için dost ülkeler nezdinde baskıya dayalı bir diplomasi yürütmemiştir. Türkiye, şartlar olgunlaştığında, KKTC’yi “Kıbrıs Türk Devleti”  olarak en geniş ve güçlü bir tanıma eşliğinde ilan etmek arzusundadır. Bu, “stratejik sabır” diye tarif edilen bir zamanlama sürecidir. Nitekim Pakistan, Bangladeş, Mali ve bazı Afrika ülkelerinden gelen tanıma isteklerine az sayıda tanımanın zayıflık olacağı gerekçesiyle sıcak bakılmamış, güçlü tanımaların olacağı zamana ertelenmiştir.

Öte yandan, Kıbrıs Cumhuriyeti(GKRY)’nin tanınması Kıbrıs Türk Devleti’nin tanınmasına engel değildir. Nitekim, İsrail’i BM’de tanıyan ülkelerin büyük bir kısmı bugün bağımsız Filistin devletini de BM’de tanıma eğilimindedir. Daha dün AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kallas, “Avrupa Birliği’ndeki 27 ülke olarak iki devletli çözümü destekleme konusunda mutabık kaldık” açıklamasını yaptı.

Küresel sistemin büyük bir değişime uğramakta olduğu, çok kutuplu bir dünyaya hazırlığın yapıldığı bu dönemde Türkiye’de güçlü bir aktör olarak yeni sistemde cazibe merkezi olacaktır. Asya’da, Afrika’da, Latin Amerika’daki güçlü bağları Türkiye’yi buraya taşıyacaktır. Öte yandan, artık ABD ile ilişkileri ortaklıktan düşmanlığa dönüşen Avrupa, askeri, siyasi bakımdan dayanacağı yegane güç olarak Türkiye’yi görmektedir. AB-Türkiye ilişkileri hızla eşitler arası boyut kazanmaktadır.

Bu gelişmeler, Kıbrıs Türk Devleti’nin uluslararası arenada güçlü bir şekilde tanınması için sabırla beklenen zamanı ve desteği getirecektir.

Sonuç

Bazı çevrelerce, insanların hamaset duygularına hitap ederek, Semerkant Zirvesi Orta Asya’dan Türkiye’yi tasfiye eden ve bölgeyi Avrupa hegemonyası altına sokan bir girişim olarak sunulmakta, Türk devletlerinin Lefkoşe’de büyükelçilik açma kararları Türkiye’ye ve Kıbrıs Türklerine ihanet olarak takdim edilmektedir.

Orta Asya Türk devletlerinin Rusya ve Çin arasında sıkışmışlıktan kurtulup dünyaya açılma, ilişkilerini çeşitlendirme, devletlerarasında denge kurma, kaynaklarını ekonomiye kazandırma ve insanının refahını artırma arayışları çerçevesinde Çin ile olduğu gibi AB ile de stratejik ortaklık kurmaları anlayışla karşılanmalıdır. Bu devletlerin halkları soydaşlarımız, kardeşlerimiz ama devletleri bizim vassalımız değildir, bağımsız devletlerdir.

Konjonktür, Türkiye’nin beklentilerine uygun biçimde şekillendiğinde,  Orta Asya Türk devletlerinin de diğer birçok dost devletle birlikte ve en geniş biçimde BM’de Kıbrıs Türk Devleti’ni sevinçle tanıyacaklarına şüphe yoktur.

Orta Asya Türk devletlerinin GKRY’de büyükelçilik açma kararlarını bağlamından kopararak ihanet olarak tanımlamak, 35 yıldır pek çok zorluğu aşarak ilmik ilmik dokunarak inşa edilen Türk Devletler Teşkilatı’na ve üye Türk devletleri ile Türkiye ilişkilerine zarar vermeyi hedeflemektedir.

2009 yılında Türk Keneşi adıyla kurulan Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi 2021 yılında Türk Devletleri Teşkilatı (TDT)’na dönüştükten sonra, Türk dünyasında entegrasyonu artıran, ortak dil, tarih ve kültür temelinde dayanışmayı güçlendiren jeoplitik bir blok olarak güçlü şekilde yoluna devam etmektedir. Zayıflatma çalışmaları  sonuç vermeyecektir.

PAPA'NIN HALEFLERİ AÇIKLANDI

Papa'nın ölümünün ardından 900 yıllık kehanet yeniden gündemde

Katoliklerin Ruhani Lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa Francis hayatını kaybetti

İSRAİL ORDUSUNDA İSYAN BÜYÜYOR

ASTRONOMİ TARİHİNDE BİR İLK

MALDİVLER İSRAİL PASAPORTLULARA GİRİŞ YASAĞI GETİRDİ

KKTC'DEN ORTA ASYA ÜLKELERİNE TEPKİ

NATO Genel Sekreteri Rutte: Ukrayna'daki barış sürecine müdahale etmek istemiyorum

Çin, ABD'den Boeing uçakları ithal edilmesini yasakladı'

ÇİN'DEN KRİTİK HAMLE

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 30 24 1 5 44 77
2.Fenerbahçe 30 22 2 6 47 72
3.Samsunspor 31 15 10 6 8 51
4.Eyüpspor 31 14 9 8 15 50
5.Beşiktaş 30 13 7 10 12 49
6.İstanbul Başakşehir 30 14 10 6 10 48
7.Trabzonspor 30 11 10 9 12 42
8.Gazişehir Gaziantep 30 12 12 6 0 42
9.Kasımpaşa 31 10 9 12 -2 42
10.Göztepe 30 10 10 10 9 40
11.Konyaspor 31 11 13 7 -5 40
12.Antalyaspor 30 11 12 7 -19 40
13.Kayserispor 30 9 11 10 -11 37
14.Rizespor 30 11 15 4 -13 37
15.Alanyaspor 30 9 14 7 -10 34
16.Bodrum FK 31 9 15 7 -12 34
17.Sivasspor 31 8 16 7 -12 31
18.Hatayspor 30 4 19 7 -25 19
19.Adana Demirspor 30 2 24 4 -48

YAZARLAR