Aynur KOÇ OĞUZ


Türkiye Yüzyılında Cami ve Hayat


 

Türkiye Yüzyılı’nda cami ve hayat

 

Cami toplanmak, toparlanmak, cem olmaktır. Biz de toparlanmalıyız. Camilerimizle, cemaatlerimizle saf saf ve özbeöz kimliğimizle toparlanmalıyız.

 

Kibirden arınmalı, nefsin heveslerini dizginlemeli, şeytan tabiatlı Batı’nın salık verdiklerine karşı eşitlik ve birlik temeline sahip hayatın cem olduğu camilerimizden bir cevap vermeliyiz. Yeryüzünün her noktasında mescitteymişçesine huzuru yaşatmalıyız.

 

Madem Nebevî düstur yeryüzünün bizim için temiz ve mescit kılındığına işaret ediyor, öyleyse buna göre yaşamalı ve yaşatmalıyız. İmamlarımızın vazifesi sadece namaz kıldırmak olmamalı. Cemaatin sorumluluğu sadece namazını kılıp gitmek olmamalı.

 

Caminin, mescidin çevresindeki her mesele, caminin, mescidin, cemaatinin meselesidir. Zira camide hayat vardır. Cuma dahi bizim için bir kongre günüdür, kutlu gündür.

 

Madem Türkiye Yüzyılı’nı konuşuyoruz ve konuşacağız, öyleyse yeni sosyolojide bu ilkeleri öncelikli olarak hayata geçirmek ve pratiğe dökmek zorundayız. Zira “Şüphesiz bir toplum kendini değiştirmedikçe Allah o toplumu dönüştürmez, değiştirmez”.

 

Cami ile sokağın hukukunu da bu yüzden güçlendirmek zorundayız. Bugün özellikle din üzerinden ülkemizin karşı karşıya kaldığı tartışmaların en temel sebebi, devletin kontrolünde olmasına rağmen caminin sahada etkin olmamasıdır. Kamunun her kurumu ve o kurumlara bağlı her eleman devlet yetkisini sahaya yansıtıyorken, caminin bundan geri durması kabul edilemez.

 

Bu anlamda Diyanet İşleri Başkanlığı da salt bürokratik bir kurum olma riskini taşıyor. Doğal olarak imamlar şube başkanı, daire başkanı ve müftülükte şef gibi başlıklara sıkışıp kalmak eşiğinde yaşıyorlar. Hâlbuki camilerimizi merkeze koyarsak, ülkemize yönelik operasyonlar da boşa düşecek.

 

Ayrıca cami dernekleri imamlarla çatışan, cami önlerinde para toplayan, camiyi derneğin kontrolünde gören, sadece caminin imar işleriyle meşgul olan görüntüsünden çıkarılmalı.

 

İmam ise cami çevresindeki hayata da dokunan, spordan, hukuktan ve dijitalden anlamalı. İletişimi kuvvetli olmalı. Bu anlamda imam-hatip okullarımızı da müfredat bakımından güncellemeliyiz.

 

İmam ayrıca, kapı kapı dolaşarak dert dinleyen, koordinasyon kuran, ilgi ve alâkasını halka hissettiren, camiyi bir çekim merkezi haline getiren, dünyayı doğru okuyan bir profile sahip olmalı.

 

“Yeni nesil” eleştirileri yapılıyor. Peki, camiden bakınca zamanın ruhu ve kuşaklar anlaşılıyor mu? Cami aklı ve ruhu ile nesiller arasında bağ kurulabiliyor mu? Türkiye Yüzyılı’nı ancak bunu fark ederek ve bu bağı kurarak temellendirebiliriz.

 

Cami görevlisi liderlik ederek, dernek yöneticilerini ve cami topluluğunu cami çevresindeki öğrencilere ulaşarak o öğrenciler hakkında planlı programlar uygulamalı, ihtiyaçlarına cevap verecek hale gelmelidir.

Eğer cami ile sokağın vicdanını buluşturursak, gündemimizde olan birçok tartışmayı da ortadan kaldırırız. Özellikle camilerin hayatın dışına itilmesinin sonucunu gördük ki, emperyalizmin ülkemize yönelik operasyonlarında FETÖ gibi Allah ile aldatan vatansız terör örgütleri de alan bulabiliyorlar. Buna karşı ciddî programlar tasarlanarak uygulamaya dökülmelidir.

 

Cami ayrıca, bütün meselelerle ilgili olmak demektir. Ecdadın nasıl şehir inşa ettiğini idrak ediyorsak bu fikre bağlı kalmak zorundayız. Tarihimizde hayatın merkezinde cami var. Ve cami bütün hayata dokunmuş.

 

İmamlarımızın her akşam bir evi ziyaret edip “Ben falanca caminin imamıyım, size selam vermeye geldim” diyerek ev halkının halini hatırını sorması, tüm etrafı dinamik bir iletişim sarmalına sokarak hakikî şehirleşmeye vesile olacaktır. Ayrıca gençlerin camiye gelmesinden yakınmak yerine gençlere gitmeli, onları dinlemeli, onlarla bir hukuk oluşturmalı.

 

İmam, toplumsal meseleleri muhtarlarla, belediye başkanlarıyla, kaymakamlarla ve bölgelerindeki kanaat önderleriyle beraber çözmek adına öncü olmalılar.

ENERJİDE MERKEZ ÜLKE :TÜRKİYE...

RUSYA SALDIRI BAŞLATTI!...

Donald Trump, Kasım Seçimlerinde Aday

Trump'a suikast girişimi

ULUSLARARASI İLİŞKİLER UZMANI VE SİYASET BİLİMCİ İSMAİL CİNGÖZ YAZDI: "5 TEMMUZ 2009 URUMÇİ KATLİAMI"

Gazetecilerin Diaspora Faaliyetlerine Destek Kamu Birliği Başkanı Fuad HÜSEYİNZADE Yazdı: "Azerbaycan Gerçekleri"

ULUSLARARASI İLİŞKİLER UZMANI VE SİYASET BİLİMCİ İSMAİL CİNGÖZ, "ŞUŞA BEYANNAMESİ TÜRKİYE-AZERBAYCAN İLİŞKİLERİNİ ÜST SEVİYEYE ÇIKARTMIŞTIR"

Resul DAĞSARAY SDE İçin Yazdı: "İran'da Cumhurbaşkanlığı Seçimi; Güç Oyunlarında Yeni Bir Cephenin Defakto Olarak Tanımlanma Sahnesi"

Gazeteci Yazar Mesut Haray Yazdı: "Güney Azerbaycan Milli Hareketi: Özgürlük, Adalet ve Ulusal Devlet Hedefiyle Mücadeleye Devam"

ULUSLARARASI İLİŞKİLER UZMANI VE SİYASET BİLİMCİ İSMAİL CİNGÖZ İSRAİL'İN OLASI LÜBNAN SALDIRISI HAKKINDA ÖNEMLİ DEĞERLENDİRMELERDE BULUNDU

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Fenerbahçe 5 4 0 1 11 13
2.Galatasaray 4 4 0 0 11 12
3.İstanbul Başakşehir 4 3 0 1 6 10
4.Beşiktaş 4 3 0 1 6 10
5.Eyüpspor 5 2 0 3 4 9
6.Konyaspor 5 2 2 1 -1 7
7.Sivasspor 5 2 2 1 -1 7
8.Antalyaspor 5 2 2 1 -3 7
9.Göztepe 4 1 0 3 2 6
10.Samsunspor 4 2 2 0 1 6
11.Kasımpaşa 5 1 2 2 -2 5
12.Rizespor 5 1 3 1 -10 4
13.Trabzonspor 3 0 0 3 0 3
14.Gazişehir Gaziantep 3 1 2 0 -1 3
15.Alanyaspor 5 0 2 3 -5 3
16.Bodrum FK 5 1 4 0 -5 3
17.Kayserispor 3 0 1 2 -1 2
18.Hatayspor 5 0 3 2 -5 2
19.Adana Demirspor 5 0 4 1 -7 1

YAZARLAR