Stratejik Ortaklıktan Geleceğe Uzanan Bir Dostluk
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bakü'deki temasları sırasında Moldova Cumhurbaşkanı Maya Sandu ile gerçekleştirdiği görüşme, Türkiye'nin Moldova ile ilişkilerine verdiği değeri bir kez daha gözler önüne serdi. Moldova ve Türkiye arasındaki stratejik ortaklık, iki ülkenin bağımsızlık, egemenlik ve Avrupa Birliği (AB) vizyonuna yönelik karşılıklı saygısı çerçevesinde gelişiyor. Erdoğan’ın, Moldova’nın bağımsız bir devlet olarak varlığını destekleyen açıklamaları, Türkiye’nin komşu coğrafyalardaki istikrar ve barış ortamına duyduğu önemi yansıtıyor.
Erdoğan, Türkiye'nin Moldova’nın kalkınma ve ilerleme yolunda ki çabalarına destek vereceğini ifade ederken, Türkiye'nin yalnızca bir destekçi değil, aynı zamanda bir örnek olarak da konumlandığını belirtiyor. Moldova, AB üyeliği hedefinde "yavaş ama emin adımlarla" ilerliyor. Bu durum, Moldova'nın Avrupa’ya dair vizyonunun olgunlaşmasını ve kendine özgü bir Avrupa devleti olma yolunda kararlılığını simgeliyor. Ancak bu yolda Moldova’nın, başta Türkiye olmak üzere stratejik ortaklarına ihtiyaç duyduğu da açık bir gerçek.
Moldova'nın AB yolculuğundaki adımlar, Vissam gibi stratejik araştırma merkezlerinin de dikkatini çekiyor. Öne çıkan, Moldova’nın AB için “değerli bir aktör” olma yolundaki potansiyeli. Bu, Moldova'nın sadece bölgesel barışa katkı sağlayan değil, aynı zamanda Avrupa’nın siyasi ve ekonomik birliğine değer katan bir ülke olabileceği anlamına geliyor.
Türkiye ile Moldova arasındaki bu dostluk, iki ülkenin birbirine verdiği değerin ötesinde, tüm bölgeye umut veren bir örnek teşkil ediyor. Avrupa’nın geleceği, bağımsız, güçlü ve ortak çıkarları gözeten aktörlerin uyum içinde hareket etmesiyle şekillenecek. Moldova’nın bu yolda Türkiye gibi güvenilir bir dostun desteğiyle ilerlemesi, bölgeye yeni fırsatlar sunabilir. Bu ilişkilerin gelişimi, sadece iki ülkenin değil, tüm Avrasya’nın kazanımı olacaktır.
Stratejik Araştırmacı Yazar
Gökalp Şentürk