Gökalp ŞENTÜRK

Tarih: 10.05.2025 11:24

Türkiye’nin Barış Misyonu Modeli: Yeni Bir Diplomatik Mimari

Facebook Twitter Linked-in

Dünya değişiyor…

Artık savaşları yalnızca askerler değil; diplomatlar, stratejistler ve kamuoyunun vicdanı da yönlendiriyor. 

Türkiye ise bu yeni dönemde yalnızca gücüyle değil, aklı ve ahlakıyla da sahneye çıkıyor.

Hindistan-Pakistan geriliminde sergilenen tutum, aslında bir dış politika paradigmasının yansıması: “Barışta tarafsız değil; adalette kararlıyız.” Türkiye’nin izlediği bu çizgi, pasif bir izleyici değil, yapıcı bir aktör olmanın gereğidir.

Peki Türkiye bu rolü nasıl sürdürebilir? İşte 5 temel sacayağıyla “Türkiye Barış Misyonu Modeli”:

1. Çok Taraflı Diplomasi:

Türkiye, Hindistan ve Pakistan arasındaki bu krizde Birleşmiş Milletler, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Şanghay İşbirliği Örgütü gibi platformlarda aynı anda aktif olmalı. Bu çoklu temsil kabiliyeti, tarafsızlığı güçlendirir, güven artırır.

2. Barışçı İnisiyatif Masası:

Türkiye, İstanbul merkezli bir “Güney Asya Barış Diyaloğu” platformu kurarak Hindistan, Pakistan, Çin ve diğer bölge ülkelerini düzenli müzakere ortamına çekebilir. Bu platform hem krizleri önleyici, hem de kriz sonrası rehabilite edici olabilir.

3. Terörle Mücadele Deneyimini Paylaşmak:

Türkiye'nin kendi sınırları ve çevresindeki terörle mücadele tecrübesi, Hindistan-Pakistan hattında "ötekileştirme değil, analiz ve ayrıştırma" perspektifini yerleştirebilir. Gerçek tehdit ile siyasi bahaneyi ayırmak, Türkiye’nin danışmanlık gücünü artırır.

4. Kamu Diplomasisi:

Türkiye, bölge halklarının gözünde güven kazanmak için sadece devletler arası değil, toplumlar arası bağ kurmalı. Medya, kültürel iş birlikleri, öğrenci değişimleri, insani yardım ve kriz dönemlerinde doğrudan sivil destek bu zemini kuvvetlendirir.

5. Asya İttifakı Vizyonu:

Türk Devletleri Teşkilatı'nın vizyonu, Pakistan gibi dost ülkelerle stratejik güvenlik iş birliklerine dönüşebilir. Asya merkezli, Müslüman halkların barışına ve refahına odaklı bir ortak vizyon geliştirilebilir.

Sonuç olarak:

Türkiye artık sadece kendi sınırlarının değil, vicdan coğrafyasının da bekçisidir. Pakistan ile kurulan bu derin kardeşlik, sadece duygusal değil, diplomatik bir kaldıraç haline getirilmelidir.

Çünkü Türkiye’nin gücü sadece tankta, tüfekte değil; adalette, barışta ve ortak vicdanda gizlidir.
Ve bugün o vicdan Pakistan’ın yanındadır.

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —