Bu gün üç fidanın idam edildiği gün! Türkiye Cumhuriyetinin tarihinde önemli bir gün! Devrimciliğe tarihinde siyasi iktidar ve maalesef Atatürk’ün kurduğu devrimcilik ilkelerinden kopmuş 3 CHP Milletvekili, üç fidanın damına evet diyen politikacılar (!).
27 Mayıs Darbesi gerçekleştirildiğinde CHP içinde destek olanlar, sonra ne olduysa oldu, devrimin devamına bir idam kararı ile kişiliklerinin gizli gerçek düşüncelerinin ortaya çıkmasına neden oldular ve idamı onayladılar.
CHP Genel Başkanı, ikinci Cumhu8rbaşkanı İsmet İnönü, Genel Sekreter Bülent Ecevit idama hayır dediler ama aynı düşünceyi paylaştığını zannedenler hüsran içinde kaldılar.
“Baba” dediğimiz rahmetli Cumhurbaşkanı ve o dönemin Başbakanı Süleyman Demirel ve Adalet Partisi Milletvekilleri üç fidanın idamı için kin ve nefretlerini kustular.
Atatürk’ün bize bıraktığı devrimcilik ve “Ey Türk gençliği” perişan oldu. Deniz Gezmiş ve fidanlar “Ey Türk gençliğine”, “Devrimciliğine” kurban edildi. Faşizm bu çerçevede sayılır mı, takdir sizin.
Kimi anımsatıyor sizce, Saraçhane’de miting yapan gençlerin gözaltına alınması, tutuklanması, okudukları Üniversitelerden atılma korkusu, Deniz ve fidanların idamı için oy veren Milletvekillerin yaptıkları birbirine benzemiyor mu dostlar.
Ben 19 yaşında Deniz Gezmiş’i tanımıştım. Hem de çok alakasız bir şekilde…
Babam Dr. Cemal Aygen TRT Haber Dairesi Başkanı idi. Ben de Ortaokul öğrencisiyim. Öğlenleri Mithat Paşa Caddesindeki TRT’ye geliyorum. Yemekhanede yemek yedim. Oradan da Babamın dairesine çıkıyorum.
Bir ilk bahar ayı…
Öğle saatlerinde. Beş öğrenci Babamın odasına girdi ve ellerindeki bir bildiriyi Babama vererek haber yapılamasını istediler.
Babam beni odadan çıkarttı.
Devrimcilere, “Çocuklar böyle haber olmaz. Siz bildirinizi alarak buradan ayrılın. Neyin haber, neyin olmadığını biliriz” dedi. Deniz Gezmiş ve arkadaşları bildiriyi alıp TRT’den ayrıldılar.
Bunun üzerine peder bey, rahmetli Esen Ünür’ü çağırarak Deniz Gezmiş ile bir röportaj yapmasını ister.
O zaman TRT özerk. Üç fidanın idamına karar verecekleri günden çok önce. Esen ağabey, Deniz ile buluştu, röportajı yaptı, Babamda bu olayı gündeme koydu ve yayınlandı.
Tıpkı eski düşünce gereği rahmetli Süleyman Demirel Babama dava açtı. Mahkum olmadı Babam. Hakim, 1961 Anayasasında yer alan “özerklik” Gazetecileri mahkum edemiyordu.
Nerden nereye geldik.
Bizler ne Deniz Gezmiş’i ne de fidanları unutmayacağız. Devrim her gün sürecek. Atatürk’ün ilkeleriyle dostlar.
İyi haftalar.