Bir devletin en temel görevi; Elbette Adalet, Eğitim ve Sağlık olmalıdır.
Ama ne yazık ki, bizde Eğitim ve Sağlık artık büyük ölçüde paralı hale geldi.
Adalet ise, bizzat bizi yönetenler tarafından acımasızca yıpratılmaya başlandı!
Yasalar yok sayılırken, mahkemelerin verdikleri kararlara açık açık hakaret ediliyor!
Buna da eleştiri(!) Deniliyor.
* * *
AKP döneminde, neler yaşamadık ki?
Adrese teslim ihaleleri, liyakatsız işe alımları, yandaşların silinen vergi borçlarını bir tarafa bırakıyorum. Bir bakanın ticaret yapan oğlu için bir geceliğine çıkartılan yasayı, bir başka bakanın kendi şirketinden başında olduğu bakanlığa satış yaparak para kazandığını, seçilmiş belediye başkanlarının yoruldukları(!) öne sürülerek görevden alındığını, gördük, unuttuk gittik…
Gün geldi; Sağlık Bakanı’nın devasa hastanelerinin, Milli Eğitim Bakanı olanın da Okullar zincirinin sahibi olduğunu fark ettik!
Peki ya ne oldu? Kocaman bir hiç!
Hiç bir şey olmadı.
Oysa ki; 2002 yılında “3Y” diyerek iktidara gelmişlerdi.
Yolsuzluğu, Yoksulluğu ve Yasakları bitirme sözü vermişlerdi.
Onları birileri kandırdı(!) Bizi de onlar!..
Verdik yetkiyi, şimdi görüyoruz etkiyi…
* * *
Ülkenin her köşesi “Kaçak Yerleşmeciler” ile doldu. İnsanlarımız nefes alamaz hale geldi.
Hayat pahalılığı alıp yürümüşken, şu sıralar “Milli” olmaktan çoktan uzaklaştırılmış ve dibe vurmuş eğitim sistemimiz iyice çökertiliyor.
Sadece bu günümüzü değil, geleceğimizi de kaybediyoruz!
Kimsenin haberi yok!
ÖSYM Başkanlığınca, 8-9 Haziran'da düzenlenen 2024-YKS sonuçlarını hepimiz biliyoruz.
Matematik ve fen testlerinde doğru yanıt ortalamaları yerlerde sürünüyor!
TYT matematik ortalaması 40 sorudan 7,9; fen bilimlerinde 20 sorudan 3,4; AYT matematik ortalaması 40 soruda 5,5, AYT fen bilimleri testi ortalamaları fizikte 14 soruda 2,2, kimyada 13 soruda 1,4 ve biyolojide 13 soruda 2,3 olarak açıklandı.
Eğitim dediğiniz bu mudur?
Sanki bu tablo çok iyiymiş gibi, Milli Eğitim Bakanlığı koltuğunda oturan kişi bir de ÇEDES (Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum) diye bir bombayı devreye soktu. Çocuklarımız hızla çağdaş eğitimden uzaklaşılırken, okullara da imamlar atanmaya başladı.
Bir dönem Genelkurmay Başkanlığı ile Milli Savunma Bakanlığı yapmış Hulusi Akar adeta tarikat şeyhi gibi “Eğitimde amacın bilgi değil 'Allah korkusu ve kuldan utanmak' olduğunu” deyiverdi?
Yaşadıklarımız tam bir şaka gibi. Demek ki, çağdaş ilim ve bilime gerek yok!
Allah’ı sevmek, severek inanmak varken ille de korku!
Kuldan utanma konusuna gelince;
Bu konuyu, ülkeyi 22 yıldan bu yana yönettikleri halde insanları fakirliğe boğanlara sormak gerekmez mi?
* * *
Gazetecilerin görevi tarihe not düşmek, bunu yaparken de halkı uyarmaktır!
Okuyucularım arasında devlet kadrolarına atama bekleyen, atanamadıkları için de “Ücretli öğretmenlik” yapmak zorunda kalan öğretmen adayları da var!
“Aynı işi yaptığımız kadrolu öğretmen arkadaşlarımızın maaşlarının neden üçte biri kadarını alıyoruz?” diyorlar
Bunun için kısa bir araştırma yaptım, son iki yılda 18.756 köy okulu kapatılmış!
2023-24 öğretim yılında 71 ilde 66 bin 780 ücretli öğretmen görev yapmış. Hepsi adaletsizlikten yakınıyor! Son mezun olan öğretmenlerle birlikte bu sayının daha da arttığını tahmin etmek zor değil!
Bu şu demek;
Bundan sonra o köylerde öğretmen olmayacak, ulusal bayramlar kutlanmayacak, istiklal marşımız söylenmeyecek, bayrağa saygı unutulup gidecek!
Yaptığım araştırmada bir de şöyle bir tablo gözüme ilişti;
Diyanet’in bütçesi 12 milyar lira iken, Sağlık Bakanlığı’nın 2.7 milyar lira;
İmam sayısı 275 bin iken, doktor sayısı 107 bin,
Cami sayısı 85.000 iken, hastane sayısı 1.250,
İmam fazlası 115 bin iken, doktor açığı 105.000 imiş.
Buna karşılık her yıl 9.000 doktor mezun olurken 60.000 imam mezun oluyormuş!
Hulusi Akar “Bilgi değil, Allah korkusu ve kuldan utanmak” demişti değil mi?
Utanın o zaman utanın!..