Son günlerde art arta meydana gelen olaylar, devlet yönetimini geniş çaplı düşünmeye araştırmaya sevk etmelidir. Yıllardan beri , uyarıp yazarım. Diyanet işleri başkanlığı fabrika ayarlarına dönmelidir diye! Şimdiye kadar bir duyan olmadı.
Diyanet işlerinin ilk görevi, din birliğini sağlamak olmalıdır. Dinde, bozulmaların önüne geçmelidir. Konuyla ilgili, araştırma yayınlamalı- filimler çevrilmeli, TV'lerde açık oturumlar düzenlenmeli, tarikat- cemaat -dernek ve benzerlerinin kontrolündeki ,radyo ve televizyonlar denetim altına alınmalıdır.
Din eğitiminde tevhit (birlik) sağlanmalı. İlahiyat fakültelerinde oryantalist (müsteşrik) yetiştirilmesinin önüne geçilmeli, Yehova şahitlerinin oyun alanı olmaktan çıkarılmalıdır. Tarikatların etki alanı olmasına son verilmelidir.
Bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir , örneğinde olduğu gibi: Cübbeli hoca da ,geçen gün doğruya işaret etti. Tekfirciler, önüne geleni kafirlikle suçlarlar, kafirlerin öldürülmesi gereğini vurgularlar. Birkaç ayeti kendilerine göre yorumlar, sakat bir cihat anlayışını savunurlar.
Tekfircilerin önde gelen guruplarından birisi de , Hanzala gurubudur. Tüm kafirlerin öldürülmesi gerektiğinden dem vururlar. Onlara göre ; herkes, her gurup kafirdir yok edilmeleri gerektir. Bunlar arasında; devlet -Diyanet- tarihi şahsiyetler- değerler - kısacası kendilerinden başkası herkes kafiridir.
Böylesine bir anlayışın önüne geçmek oldukça zordur. Halk arasında tabanda bulabilirler. PKK terörünü mumla arayacak hale gelebiliriz. Böylesine yapılar içinde, Mosat-CIA-MI6 gibi istihbarat örgütlerini bulmak işten bile değildir.
Son olaylar, olayın çığırından çıkmak üzere olduğunu gösteriyor. Diyanet, kiliselerde ölenlere taziye için kurulmamıştır. Papalık hangi cami saldırısını kınadı. Diyanetin görev ve sorumluluklarını düzenleyen günümüz ihtiyaçlarını karşılayacak yeni düzenlemelere ihtiyaç vardır. Ayrıca diyanetin bünyesinde psikolojik harp dairesine benzer bir yapılanmaya da ihtiyaç bulunmaktadır.
Türk-Türkiye düşmanlarının nereden vuracakları daha belirgin bir hale bürünmektedir. Mezhepler tarihinde geçen haricilerin yaptıkları-yapacakları tekrar gündeme gelmelidir. Devlet büyükleri, etkili ve yetkili kişiler bu saldırılardan nasiplerini alacaklardır. Nizamül mülk gibi. Haşhaşilere benzer yeni yapılanmalar günümüzde hayat bulmaktadır.
Dört halife dönemi dahil, İslam tarihinde Din adına işlenen cinayetlere- kalkışmalara sık aralıklarla rastlanmakta, yıkıcılığın boyutlarının nerelere vardığı görülmektedir.
Dini sahada, bu kadar demokrasi cilde zarar verir. Devletimiz, önüne koyduğu hedeflere ulaşmak istiyorsa, varlığını tehdit eden bu irili ufaklı yapılara müdahale etmek zorundadır. Hiç kimsenin bu yapılanmaları, hafife almak hakkı yoktur. Bakın FETÖ bunlardan sadece birisidir. Yıllardan beri devleti uğraştırmaktadır.
Benden demesi vebali tüm etkili ve yetki kurumlara ve başındakileredir.
Görklü Çalap’ımızın görkemli selamları; Çalap ile kandıranların- İslam’ı maske yapıp saldıranların, önüne geçmek için ,uğraş veren yiğit kişilerin üzerine olsun vesselam.
LÜTFULLAH KALELİ