Aklı yok fikri var insanlardan çektiğimiz kadar da hiçbir şeyden çekmedik sayılır.
Herkes de bir bilginlik almış başını gidiyor.
İnsanların yetkin ve etkin oldukları konular olabilir ve bu konuda konuşabilirler. Bilinen konuda konuşulması doğal.
Bilenin de bilmeyenin de konuşması anormal.
“Bence…” diye başlayan cümleler silsilesi ile nereye ne kadar yaklaşabilirsek artık…
Gelişmiş toplumlar yapacakları icatlarda sınır tanımazken biz hala ‘Ahkam’ kesmenin derdindeyiz, yarım yamalak bilgimizle.
En tehlikelisi de zaten bu bir şeyi kulaktan dolma yarım bilenlerdir.
Hem bildiklerini iddia ederler hem de doğrusunu öğrenmeyi kabul etmezler.
Cahil olduğunu bilmeyenlerin dünyasında zaten gerçekler için ikna da edemezsiniz kimseyi.
Her gözlük takanın kendini alim sanması gibi her ağzı olanın konuşması da burun buruna kaldığımız bir konu.
Bilmiyorsak susmak gerekir, diye bir algı yok insanlarda…
Bilgisi yoksa da fikri vardır en azından ve kimse beyan etmek için çekinmez, doğru ya da yanlış olsun önemli değil.
Topluma bir çivi de ben çaktım edasıyla gerinirler bir de ki evlere şenlik.
Böyle çok bilenler olmasa toplumu nasıl kurtarırdık, diye düşünmüyor değil insan.
Herkes bu kadar bilmeseydi ya da biliyor gibi yapmasaydı; bir sürü yanlıştan dönülebilirdi mesela.
Çok bilinen yanlışlar bu kadar yayılmamış da olurdu. En azından birileri doğrusunu öğrenip düzeltme ihtimalini yürürlüğe sokabilirdi.
Zaten nerde bir yanlışlık varsa orada bir kulaktan kulağa söylem yayan ve bir yarım bilgin vardır.
Tam bilgin olamamışlar kafilesi olarak ve sonuna kadar inanarak yayıyorlar nerde ne kadar yanlış bilgi varsa. Konuyu bilmeyenler, bilmiyorum deyip geçiyorlar.
Tedavülden kaldırılacaksa bu ‘Yarım Bilginler’ kaldırılmalı.