Minimalizm, sadeliği merkeze alan ve birkaç öğe kullanmak sureti ile maksimum sonuç elde etmeyi hedefleyen bir sanat akımı!
Minimalizm, hayatta dağınıklığa sebep olan her şeyi bir kenara bırakmak veya daha basit bir hayat sürme biçimi!
Peki, her şey ve özellikle devletin rutin işlerinin dahi dijitale dönmekte olduğu bir dönemde, devlet kurumları için inşası devam eden devasa binalara neler demeli?
Hayat, hem dünya ve hem de çevremizdeki insanlar ile her daim bir yarış olarak algılandığı için insan denilen varlık, huzura erişemiyor! İç huzuru olmayan kişi, çevresi ile kavgalı bir konumda bulunacaktır! Karmaşa ve kavga ortamında ki kaos durumunda, ne üretebiliriz?
Minimalizm; bireyin özgürlüğü bulmasına yardımcı olacak bir araçtır! Gelecek kaygısı, endişe, korku, depresyon ve tüketim çılgınlığından uzak, özgür bir şekilde yaşama sanatı!
Günümüz insanı her an endişe ve korku halindedir! Neden acaba? Bulunduğu durum ve sosyal konumu kaybetme endişe ve kaygısı olabilir mi?
Mümin, ÜMİT ve KORKU arasındadır! Ümidin olmadığı korku, insanı hataya sevk eder! İnsan her daim ÜMİTVAR olmak zorundadır! Aksi halde, kaygı ve endişeler içinde bocalar!
Modern çağdaki teknolojik gelişmeler, hayatımıza yenilik ve kolaylık getirmektedir! İstediğimiz ürün ve eşyaya erişimin hızlı olması, bir süre sonra hayatımızda karmaşaya neden oluyor! Bir şeyleri satın almak veya sahip olmak, elbette ki huzura ermek için kâfi olamıyor!
Bir akıl ya da sistem, sadece satın almak veya sahip olmak ile insan denilen varlığın iç huzura erişebileceğini, sürekli olarak tüm medya araçlarından bağırdıkları için olabilir mi?
Az tüketim ve çok huzur olarak özetlenebilen, yaşamda karmaşaya sebep olabilecek her şeyden uzaklaşma ve sadece ihtiyaç olanlarla yetinme sanatı!
Hz. Peygamber efendimiz; Müminlere hitaben; AZ UYU, AZ YE ve AZ KONUŞ buyurmaktadır!
Neymiş efendim! Azdan Az, Çoktan da Çok gidermiş! Az parası olan az şeyleri alsın ya da alamasın!
Çok parası ve kazancı olan da, ihtiyaç olup olmadığına bakılmadan, çok şeyleri alsın! Yığmaya devam etsin, öyle mi?
İnsan paylaştıkça, hem insan olduğunu ve hem de huzur dolu olabilir! Tüm fiyatların uçuşa geçtiği ve temel gıda maddelerine dahi erişilemediği bir dönemde, paylaşmanın ne kadar büyük bir insani erdem olduğuna, şahit olmaktayız!
Minimalizm, hayatımızda istenilen hedeflere odaklanabilir ve kendimiz ile ilgili konularda doğru kararlar almaya adım atabiliriz! İnsan denilen varlık, kendisini meşgul eden şeylerden arındıkça, içine dönecek ve iç huzura erişebilecektir!
İÇ HUZURU ve BARIŞI olmayan kişi, hem kendisi ve hem de toplum için sorun ve tehlikedir! Bireysel barışın olmadığı yerde toplumsal barıştan dem vuramayız!
Hayatın her alanı ve özellikle de, kamu kurumlarında ki, siyasi yarışı eklediğimiz zaman, içinden çıkılmaz bir hal almaktadır!
Öncelikle kendisi ve çalışma arkadaşları ile kavgalı kişilerin olduğu kurumlardan toplum adına hizmet nasıl bekleyebiliriz ki?!
Peki, şimdi soralım? İnsanlık ve kendimiz adına, bu kadar yoğunluk arasında NE ÜRETİYORUZ? İnsanlığın HAYRINA ve FAYDASINA neler yapıyoruz? Kocaman bir Hiç..
Modern çağ insanı gerçekten ama gerçekten hem çok meşgul ve hem de çok yoğun! BOŞ zamanı yoktur! BOŞ bir saniyesi dahi yoktur! Ne kendisi ve ne de sevdiklerine ayırabilecek bir saniyesi dahi bulunmaktadır!
İş arkadaşına bir selamı ya da gülümsemeyi dahi çok gören bir sistem – bir yapı ya da kişilerden, kaos – kavga ve karmaşadan başka ne beklenebilir ki?!
HIZ ve HAZ arasında, yarış ve üstün olmaktan kaynaklı, gönlü kırılan iş arkadaşları ve çevremizdeki insanlardan alınan ahh ve vebale neler demeli? Peki, üç kuruşluk dünyalıklar ve dünyalık makam için değer mi?
İnsanı kontrol eden teknolojik gelişmeler; hem vaktini, hem ailesini, hem sevdiklerini, hem huzurunu, hem parasını ve hem de sağlığını çalmaktadır!
Yoksa tüm teknolojik ürünler ve gelişmeler; küresel güçler tarafından, insan denilen eşrefi mahlukatı, hem esfel-i safilin ve hem de Modern Teknolojik KÖLE olması için geliştirilmekte ve üretilmekte midir?