19.Yüzyılda sanayi devriminden ve kapitalizmin gelişmesinden sonra ,bağımsızlık hareketleri ile sömürgelerin ortadan kalkması ve yeni sömürge modellerinin ortaya çıkması ve yeni modern emperyalizmin ortaya çıkmasını sağladı.
1980 sonrası ülkelerin din,mezhep ve etnik kimlik üzerinden parçalanma stratejisi ile emperyal sistem bölmek ve iç savaş çıkarma politikalarını ortaya koymaya başladılar,
Ülkelerde askeri darbeler,operasyonlar ve kendilerine hizmet edecek emperyal anlayışa sahip yönetimleri oluşturmaya başladılar,
1950 sonrası yerli işbirlikçileri ile kamu sektörünü ortadan kaldırmak,özelleştirmek stratejileri ile üretim kapasitelerini yok etmek ve zenginliklerini ele geçirme politikalarını dünya yönetimlerine baskı unsuru olarak kullanmaya başladılar,
Devlet ve kamu sistemlerini,eğitim,sağlık,sosyal adalet, ekonomi, ordu,kültür,hukuk sistemlerini bozmak güvensiz hale getirme stratejileri ile kendilerinden olmayan bütün yapıları yok etme stratejilerini ortaya koydular.
Kullandıkları enstrümanları ise;
İnsan Kaynağı,
Teknoloji,
Siyasal yapılar,
Medya,Yüksek Öğretim Kurumları içinde yapısal yer alma stratejileri,
Sivil Toplum Kuruluşları,
Kültürel etkinlik alanlarında algısal sistemleri kullanarak yapıları dönüştürme,
21. yüzyılın küresel düzeni, yalnızca devletlerin askeri güçleriyle değil; aynı zamanda finansal sistemler, veri akışları, algoritmalar, yapay zekâ ve teknoloji ekosistemleriyle şekillenmektedir. Bu dönüşüm, kapitalizmin kendi iç evriminin ürünüdür.
Vahşi kapitalizm, emperyalizm, finansal kapitalizm ve dijital kapitalizm yeni jeopolitik bağlamda ele almakta; bu aşamaların nasıl yeni bir dünya güç dengesi oluşturması gerektiği çalışmalarıyla kendilerine yeni çıkış yolları aradıklarıdır. .
Vahşi Kapitalizm (19. Yüzyıl): Sermaye Birikimi ve Ulusal Sanayileşme
Vahşi kapitalizm, devlet düzenlemesinin yok denecek kadar az olduğu, sermaye birikiminin sınırsız kabul edildiği bir dönemdir. Bu dönemin temel dinamikleri:
Sanayi Devrimi sonrası ihtiyaç duyulan hammadde ve enerji bölgelerinin ele geçirilmesi ve sömürgeci politikalarla bölgeleri etkisiz hale getirerek kendilerini medeniyet ve refah toplumu olarak hazırlamak,
Etkin yönetim yapılanması ile kontrolü ele geçirmek ve hızlı üretim artışı ile bağımlı hale getirme,
Ucuz işçi sınıfının çalıştırılması aşırı sömürgeci anlayışın sadece ülkelerin yeraltı ve yerüstü zenginleriyle değil insan kaynaklarının kullanılması ile yol alınması,
Batı Medeniyeti merkezli paylaşımlarla beraber teknolojik üstünlük kazanma , sanayileşme
Hammadde ve pazar ihtiyacının hızla artması ile sömürgeci yapıların bölüşme paylaşma alanlarını oluşturarak birlikte hareket eden yapıları kurmak
Jeopolitik Sonuç;
Sanayileşen devletler hammadde arayışı ve ucuz işgücü için genişleyen sömürgecilik faaliyetlerine girişti. İngiltere’nin küresel hegemonya kurması ve Avrupa’nın Afrika–Asya’ya yayılması bu dönemin tipik sonucudur. Bu süreç daha sonra emperyalizmi doğuran temel zemini yaratmıştır.
2. Emperyalizm (19. Yüzyıl Sonu – 20. Yüzyıl Başları): Kapitalizmin Küreselleşmesi
S.S.C.B lideri Lenin’in tarif ettiği biçimiyle emperyalizm, kapitalizmin tekelci aşamasıdır.
Banka ve sanayi sermayesi birleşmesi,
Tekeller ve karteller oluşturulması,
Devletler, şirketlerin çıkarlarını savunan militarist güçlere dönüştürülmesi ve güç kullanmaktan çekinmemek,
Dünya, büyük güçler arasında yeniden paylaşılmaya başlanması ve küçük ve sömürülen devletlerin etkisiz hale getirilmesi,
Jeopolitik süreçleri
Sömürge yarışının kızışması
Birinci Dünya Savaşı
ABD’nin yükselişi, Avrupa’nın zayıflaması
Hegemonyanın ekonomik ve askeri bir sentez hâline gelmesi
BU süreçler emperyalizm dönemi, kapitalizmin ulusal sınırları aşarak küresel bir sistem hâline geldiği ilk evredir.
Finansal Kapitalizm (1945 – 2000)
Piyasa küreselleşmesi ve dolar hâkimiyeti II. Dünya Savaşı sonrası Bretton Woods düzeni, kapitalizmin yeni aşamasını başlattı.Üretimden çok finansal işlemlerin kâr yaratması,bankacılık, borsa, fonlar, türev piyasaları,doların küresel rezerv para olması,MF ve Dünya Bankası gibi kurumların küresel ekonomik düzenleyici güç hâline gelmesi ve Neoliberal politikalar (özelleştirme, serbest ticaret) ülkelerin kontrol altına alınmasıdır.
Finansal baskı araçlarını birer silah olarak kullanmaktan çekinmeyen yapıların oluşturulmasıyla beraber ülkelerin siyasal yapılarının ve kurumlarının şekillenmesinde baskı aracı olarak kullanmaktan çekinmeyen ve süreçleri istedikleri yönetebilme güçlerini ellerinde tutmalarını sağlamaktır.
Jeopolitik dengede ABD, “finansal imparatorluk” kurduğu,Wall Street küresel sermayeyi yönlendirdiği,gelişen ülkelerde borç bağımlılığı ortaya çıktığı, (Latin Amerika, Afrika, Asya krizi),Sovyetler Birliği’nin çöküşü ile ABD tek kutuplu küresel lider hâline geldiğidir.
Bu dönem, 1990’larda “küreselleşme” adı verilen ideolojinin alt yapısını oluşmasını sağladı.
Dijital Kapitalizm
Veri Çağı, Yapay Zekâ ve Platform İmparatorlukları 21.Yüzyıla girildiğinde sermayenin yeni kaynağı artık veri ve algoritma oldu. Dijital kapitalizm;
Büyük teknoloji şirketlerinin ekonominin merkezine oturmasını,
Veri madenciliği, gözetim kapitalizmi, algoritmik yönlendirme,
Yapay zekâ, biyoteknoloji, bulut bilişim, kuantum teknolojileri,
Platform ekonomileri (Amazon, Google, Meta, Tencent, Alibaba)
Ulus devletlerden bağımsız dijital ekosistemlerin oluşmasını ortaya çıkardı.
Yeni Jeopolitik süreçleri ortaya çıkarmaya başladı. ABD–Çin rekabeti teknolojik üstünlük üzerinden yürümeye başladı. “Çip savaşı”, 5G çatışması, dijital ambargolar küresel siyaseti belirliyor
Dijital bağımlılık ilişkileri “dijital sömürgeciliği” ortaya çıkardı.Siber savaş ve bilgi manipülasyonu yeni güç araçları oldu. Teknoloji şirketleri devletlerle yarışan aktörlere dönüştüğüdür.
Bu dönem, askeri, ekonomik ve finansal gücün üzerine teknolojik hegemonya eklenerek yeni bir çok katmanlı güç sistemine yol açtı.
Yeni Dünya Jeopolitiği Çok Kutuplu Dijital Finansal Savaş
Dijital Kapitalizm,Veri egemenliği,Yapay zekâ, çip teknolojisi,Siber güvenlik,Dijital sömürgecilik,ABD–Çin teknoloji rekabeti 21.Yüzyılda Avrasya merkezli yeni bir güç kayması yaratmıştır.
Bugünün dünyası, dört ana eksende şekilleniyor:
1. ABD – Çin Teknoloji ve Finans Rekabeti
Çip üretimi, yapay zekâ, uzay teknolojileri,savunma teknolojileri, küresel ödeme sistemleri
Dolar sistemi vs. Yuan/BRICS alternatif finans düzeni
2. Rusya’nın Jeopolitik Revizyonizmi
Ukrayna savaşı,
Enerji kozunun kullanılması
Batı’ya karşı Asya bloklaşması
3. AB’nin Stratejik Otonomi Arayışı
Dijital düzenlemeler (GDPR)
Enerji bağımlılığı kırma çabaları
Savunma birliği tartışmaları
4. BRICS ve Küresel Güney’in Yükselişi
De-dolarizasyon eğilimleri,
Afrika, Latin Amerika ve Güney Asya’nın yeni enerji ve dijital pazar olması,
Yeni İpek Yolu (Kuşak-Yol Projesi) üzerinden Çin merkezli ekonomik ağ
Bu yeni düzen, çok kutuplu, dijitalleşmiş, finansallaşmış, teknoloji gücünün belirleyici hâle geldiği bir yapıdır.
Vahşi kapitalizm – Ulusal sanayileşme
Emperyalizm – Küresel askeri rekabet
Finansal kapitalizm – ABD merkezli küresel finans hegemonyası
Dijital kapitalizm -Teknoloji merkezli yeni güç mimarisi
Kapitalizmin evrimi, ekonomik bir dönüşümden çok daha fazlasını ifade etmektedir. Her aşama, dünya jeopolitiğini köklü biçimde yeniden şekillendirmiştir:
Türkiye’nin 21. Yüzyıl Jeopolitiğindeki Yükselişi
Türkiye, küresel güç kaymasının merkezindeki coğrafi geçiş bölgesi ve enerji–lojistik ekseni konumuyla 21. yüzyılda yükselen aktörlerden biridir.
Enerji ve Lojistik Koridorları
Türkiye, Avrasya ve Avrupa arasında bir enerji anahtarı hâline gelmiştir.
TANAP–TAP (Güney Gaz Koridoru)
TürkAkım
Bakü–Tiflis–Ceyhan (BTC)
Bakü–Tiflis–Erzurum (BTE)
Zengezur Koridoru tartışmaları
Orta Koridor (Trans-Hazar Ticaret Yolu)
Bu ağ, Türkiye’yi hem Avrupa hem Asya için zorunlu bir jeopolitik köprüye dönüştürmektedir.
Savunma Sanayi ve Teknoloji Gücü
Türkiye’nin yeni güç projeksiyonu, asimetrik savunma teknolojileri üzerine kuruludur.
SİHA ekolü (Bayraktar TB2, Akıncı)
Milli füze sistemleri
Havacılık ve uzay projeleri
Siber güvenlik ve dijital savunma altyapıları
Çok Boyutlu Dış Politika
Türkiye artık yalnızca bir NATO ülkesi değil; aynı zamanda:
Rusya ile stratejik işbirliği
Çin ile ekonomik entegrasyon
Türk dünyası ile bölgesel dayanışma
Afrika açılımı
Körfez ile ekonomik ortaklık gibi çok eksenli bir dış politika yürütmektedir.
Bu durum, Türkiye’yi yeni sistemde bağımsız bir bölgesel güç hâline getirmektedir.
Türk Devletleri Teşkilatı (TDT): Avrasya’nın Yükselen Güç Bloğu
Bu bağlamda Rusya, Türkiye ve Türk Devletleri Teşkilatı, Avrasya coğrafyasının merkezinde stratejik bir eksen oluşturarak yeni dünya düzeninin kilit aktörleri hâline gelmektedir.
Jeopolitik Konum
TDT; Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan (de facto) ve Macaristan K.K.T.C. gözlemci üyelerle genişleyen bir Avrasya güç ağıdır.
Teşkilat şu alanlarda stratejik bir merkez oluşturmaktadır:
Orta Koridor ve Trans-Hazar ticareti
Enerji ve maden kaynakları
Kuşak-Yol hattının Türk dünyası üzerinden entegrasyonu
Dijital altyapı ve fiber optik koridorlar
Savunma işbirlikleri
Enerji Kaynakları ve Güç Dengesi
TDT ülkeleri dünya enerji ve maden rezervlerinin önemli bölümünü barındırır:
Kazakistan: uranyum, petrol
Türkmenistan: doğal gaz
Azerbaycan: Hazar petrol ve gazı
Özbekistan: altın, doğalgaz
Türkiye: enerji hatlarının kavşağı
Bu kaynakların entegrasyonu, Avrasya’da yeni bir ekonomik çekim merkezi oluşturmaktadır.
Dijital ve Teknolojik Entegrasyon
TDT giderek dijital kapitalizmin içine entegre olmaktadır.
TürkPay (ortak dijital ödeme sistemi)
Fiber optik Türk dünyası koridoru
Siber güvenlik işbirlikleri
Uydu ve uzay projeleri
Bu altyapı, TDT’nin dijital bir Avrasya ağı oluşturmasını sağlayabilir.
21. Yüzyılın Yeni Jeopolitik Dengesi Dijital Kapitalizm
Üç Büyük Eksen oluştuğu görülmektedir.
ABD–Çin Dijital ve Ekonomik Rekabeti,
Dünya düzeni, teknoloji üzerinden şekilleniyor,çip rekabeti,5G/6G çatışması,yapay zekâ hegemonyası,dijital finans sistemleri
Rusya–Avrasya
Enerji ve Güvenlik Kuşağı,enerji yolları,askeri denge,kara hâkimiyet teorisi (Heartland)
Türkiye–TDT Merkezi Avrasya Koridoru
Bu eksen, yeni jeopolitik rekabetin “ticaret, enerji, lojistik ve kültürel güç” bileşenlerini temsil eder.
21. yüzyılın çok kutuplu düzeni üç ana alan üzerinden şekillenmektedir:
1. Teknoloji (ABD–Çin)
2. Enerji (Rusya–Avrasya-Orta Doğu)
3. Ticaret Lojistik/Koridorlar (Türkiye–TDT)
Bu üç eksenin kesişim noktası Avrasya’dır.
Kapitalizmin dijital çağa evrilmesi, küresel güç dengesini köklü biçimde değiştirmiştir. Bu yeni düzendeki en kritik dönüşüm, Avrasya merkezli güç kaymasıdır. Bu bağlamda:
Rusya, enerji ve askeri kapasitesiyle sistemde asimetrik güç olarak;
Türkiye, lojistik–enerji geçişleri ve savunma teknolojileri ile bölgesel güç olarak;TDT, Avrasya’nın yükselen ekonomik ve stratejik entegrasyon bloğu olarak jeopolitik dengelerin kilit aktörleri hâline gelmiştir.
Yeni dünya düzeni artık Batı merkezli değil; çok kutuplu, çok eksenli ve Avrasya ağırlıklı bir yapıya evrilmektedir. Türkiye ve Türk Devletleri Teşkilatı bu yeni düzenin merkezinde yer alarak 21. yüzyılın önemli stratejik belirleyicilerinden biri hâline gelmektedir.
Bugünün dünyasında hegemonya artık yalnızca askeri güçle değil; veri, finans, yapay zekâ, algoritmalar, iletişim ağları ve dijital altyapı ile belirlenmektedir.
Sonuç olarak insanlık, tarihsel olarak ilk kez devletlerin yanında küresel şirketlerin de jeopolitik aktör olduğu, çok katmanlı ve çok kutuplu bir dünya düzenine geçmiştir
Kapitalizm artık sadece ekonomik bir model değil; uluslararası sistemin örgütlenme biçimini belirleyen çok katmanlı bir güç yapısıdır. 21. yüzyılın jeopolitik düzeni, askeri rekabetin yanı sıra,enerji hatları,finansal sistemler,lojistik koridorları,yüksek teknoloji üretimi,veri merkezleri ve dijital altyapılar üzerinden şekillenmektedir.
Mehmet BOZKUŞ
Stratejist-Siyaset Bilimci
