İçinde bulunduğumuz yeni yüzyılın durumu “Cumhuriyeti yeniden tasarlanmalıdır” düşünce kapalı kapılardan açıkça söylenen sözcüklere dönüştü…
Türkiye Cumhuriyetinin tüm sıkıntılarının bir günde ortadan kalkarak, refah içinde yaşayacak vatandaşlar olacağız.
ABD’de, zencilere yapılan kötülüğün bir gün sona ereceğini söyleyen ve bu sözlerinden dolayı öldürülen Martin Luther KİNG’den bahsediyorum. “I have a dream!” demişti.
Peki, bu isyan, on binlerce vatandaşımızın hayatına mal eden PKK’nın teslim olup terörü sona erdirmesi ile sona mı erecek?..
Bir de Türkiye Cumhuriyetinin ilkelerinde de değişiklik yapılması, “Türk” sıfatının kaldırılması ile barış kazanılacağı zannediliyor.
Avrupa’da Cumhuriyetlerini, Krallıklarını ve Birleşik Krallık mı ilkelerinden vazgeçmek için mücadele mi ediyor.
Ama bizde sanki Türkiye Cumhuriyetine bir sıfat daha takmak içindeyiz!..
Türkiye sözcüğünün kökünde Türk var. Ama saygıdeğer Binali YILDIRIM, “Türk” demiyelim diyor. Ülkemizin ilk sözcüğüne ne diyeceğiz.
Rahmetli Turgut Özal da İngilizce TURKEY yerine TÜRKİYE diyelim derdi. TURKEY aynı zamanda Hintlilerin Hindi dediği sözcük idi.
AKP iktidara gelirken, “Evet ama yetmez” diyenlerin oylarını yanına aldı…
Türkiye Cumhuriyetinin bazı ilkelerinden rahatsız olmaktaydı. Kim kendilerine destek veriyordu? Özel sektörün kurduğu özel Üniversiteler. Öğrenciler bu ruh çerçevesinde bu günlere geldi.
Devlerin bilinen Üniversitelerde yer alan bilim adamlarından bazıları “Cumhuriyet yıkılsın!” dediler.
Bunlarla uğraşıyoruz. Ekrem İmamoğlu’nun Üniversiteden gerçekten mezun mu oldu yoksa para karşılığı diploma mı aldı? Bunlar tartışılıyor. Gündemde yer alan bir parçası da bu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya attığı Cumhurbaşkanlığı seçiminin her an gündemde olur sözü ile ana muhalefet partisi CHP’de alınan girişim, bir yandan Mansur Yavaş’ın düşüncelerini saklı tutması ve Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olmak üzere imza atmayan CHP Milletvekillerine soran da yok. İmzalamasa ne olur diyen baskıcı bir düşünce var ortada.
Bu hafta içinde DEM partisi TBMM’de yer alan diğer siyasi parti liderleri ile görüşecek…
Biz de ekranlarda izleyeceğiz…
PKK’nın ortadan kalkması, ona paralel olarak İran, Irak ve Suriye’deki Kürtlerin alacağı durum, silah bırakılması geleceğe ışık tutan bir gelişme olduğundan söz edersek, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilkelerini bozmadan çözümlenmesi hiçbir zaman gerçekleşmeyecek mi sizce? Biz Cumhuriyetimize sahip çıkmaz isek AKP’de iktidarı sağlayan farklı düşüncelerinde takkeyi bir kere daha önümüze alıp bir kere daha bakmamız gerecek. Başka bir çözümümüz hep birlikte yer almayacak.
Ama şunu da unutmayalım ki, AKP Terörist Başı Öcalan’ın af edilmesi karşılığında DEM ve benzeri siyasi partilerin TBMM’nde yer alan Milletvekillerin oylarını alarak Anayasayı Mecliste değiştirmek ve TC ilkelerine darbe sunmak, Cumhuriyetimizin en önemli faktörü şekline dönüşecek.
Tabi, Recep Tayyip Erdoğan’ın siyaset sahnesinde hep Cumhurbaşkanı olması çabası…
Takdir sizindir dostlar. Yeni haftanız mutlu geçsin. Selamlar,