Ahmet ÜNVER

Tarih: 19.11.2025 19:32

Allah Katında DİN İslam’dır.

Facebook Twitter Linked-in

Sonsuz Hikmet Sahibi Yüce Allah; Ali İmran Suresi 19. Ayeti Kerime de; Kuşkusuz Allah katında din İslâm’dır. Kitap verilenler, ancak kendilerine ilim geldikten sonradır ki, aralarındaki hak tanımazlık yüzünden ayrılığa düştüler. Allah’ın ayetlerini inkâr edenler, bilmelidirler ki; Allah’ın hesabı çok çabuktur, buyurmaktadır.
 

Din; hesap, taat, kulluk, mükâfat veya ceza olarak amellerin karşılığı gibi manalara gelir. İtaat edenle itaat edilen arasındaki ilişkiyi ifade etmektedir.
 

İtaat eden taraf itibariyle ise selamet arzusu, korkuyla ümit arasında çarpan bir kalple itaat ve emre bağlılık manası ifade eder.
 

DİN; Akıl sahiplerini kendi istek ve iradeleriyle iyiliğe ve mutluluğa yönlendiren, onların seçme özgürlüklerine bağlı fiillerini, uhrevî kurtuluş ve saadetleri istikametinde düzenleyen ilâhî bir kanundur.
 

Din; kişinin yaratılış amacına uygun bir hayat sürebilmesi ve bu amacı belirli bir disiplin içinde gerçekleştirebilmesi için kendisine yol gösteren kurallar bütününü ifade eder.
 

Din; bir tarafın kutsal buyruk ve egemenliğine diğer tarafın uyum ve bağlılığa dayalı ilişkileri düzenleyen bir kurumdur.
 

İslâm; Hz. Muhammed’in din adına bildirdiklerinin tamamını bütün varlığıyla benimsemek ve bunu ortaya koyan bir teslimiyet içinde olmak, demektir.
 

İslâm; teslim olmak, itaat etmek, bağlanmak, sulh ve selâmet içinde olmak, anlamlarını ifade eder.
 

İslâm; Allah Teâlâ’nın peygamberleri vasıtasıyla bildirdiği dinî emir ve yasakların tama­mını bütün varlığıyla kabul etmek, gereğini yapmak ve bunu ortaya koyan bir teslimiyet içinde ol­maktır.
 

Allah’tan gelen bütün hak dinlerin ortak adı, özelde son olarak Peygamber Efendimize (s.a.s.) indirilen dinin adı, İslâm’dır. Bu dine bağlananlara da, Müslüman denilir.
 

Din sadece insanlar arasında değil insanlar ile Allah arasında, bir mutabakatı ifade eder. Böylece yaratanın iradesiyle yaratılmışların iradesi arasında bir uyum sağlanmış olur.
 

İslâm dini ve İslâm ümmeti tabiri sadece Hz. Muhammed’in getirdiği din ve onun mensupları için kullanılabilir.
 

Kur’an-ı Kerîm dışındaki ilâhî kitaplarda, o kitaba tâbi olacaklar için bir din adı konmadığı, Yahudilik veya Hıristiyanlık gibi isimlendirmelerin daha sonra ortaya çıktığı ve bunların o peygamberin tâbilerine sonradan verilen adlar olduğu dikkate alınırsa; Allah katında din İslâm’dır, ifadesinin anlamı daha iyi anlaşılır.
 

Mûsevîlik ve İsevilik gibi isimlendirmelere kıyasla bazı Batılı yazarların İslâmiyet’i Muhammedîlik, şeklinde sınırlayıcı bir adla anmaları isabetli değildir.
 

Kendilerine kitap verilenler, ifadesi, Ehl-i kitap tabirinin içeriğine göre anlaşılmaktadır. İlim kelimesi ise vahiy ve apaçık deliller, şeklinde açıklanmaktadır.
 

Ayette, Ehl-i kitabın ancak ilim geldikten sonra ihtilâfa düştüğünün ifade edilmesi, kendilerine yeterince açık ilâhî bildirim yapıldığı ve bu açıdan hiçbir mazeretleri bulunmadığı halde, sırf kendi kusurları sebebiyle, çıkar düşüncesi ve beşerî tutkular uğruna ayrılığa düştükleri ve çatışmaya girdiklerini ifade etmek içindir.
 

Aralarındaki hak tanımazlık yüzünden şeklindeki gerekçeden hareketle, burada kastedilenlerin Yahudiler ve Hristiyanlar veya her ikisi olduğuna dair açıklamalar yapılmaktadır.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —